4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ATAMALARDA YASAL İZLEK KALICI OLMALIDIR

Milli Eğitim Müdürlüğü, 26 Temmuz 2006 tarihinde, çalıştıkları kurumda, 5 yıldan fazla görev yapan, 46 okul müdürünü, rotasyona tabi tutarak, görev yerlerini değiştirmişti. Aslında ülke, kent ve eğitim kurum/kuruluşları açısından işlem, doğru bir uygulama idi. Ancak "Eğitim-Sen", bu atamaların 'yanlış olduğu' gerekçesiyle, mahkemeye götürdü. Danıştay 2. Dairesi, "Eğitim-Sen"in, bu talebinin haklı bularak, yapılan yönetici atamalarının, geri alınması kararını verdi. Danıştay daha öncede Nisan 2007 tarihinde, yapılan yönetici atamalarını da iptal etmişti.
Yine eğitimciler ve öğretmen sendikaları, bu tür yanlış atamalarla, AKP'nin, eğitimde siyasi kadrolaşma yapmak istediğini belirterek, eğitimde kargaşa yaşanmaması için, "Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Müdürlüğü, artık yasalara uygun atamalar yapmalıdır" diye tepki gösterdiler.
Elbette yönetici ve öğretmen atamaları, yasal izlek dikkate alınmalıdır Ancak bu yöntem ve uygulama sürekli ve kalıcı olmalıdır. Her iktidar da bunu gözetmelidir.
Peki, bu tür atamalar, yalnız Ak Parti ve Sayın Dindar döneminde mi oldu?
Hâlbuki her iktidar döneminde, eğitim kurumlarına yönetici atamaları sürekli tartışma konusu yapıldı. Atamaların, kadrolaşmak için yapıldığı, hatta belli bir sendika üyelerinin atandığı da hep söylendi. Ancak o yıllarda sendikalar, özellikle de "Eğitim Sen", Yaşanan yanlışlıklara bugünkü kadar tepki göstermedi. Oysa geçmiş yıllarda, sendikalar ve eğitim camiası, yeteri kadar tepki gösterse, kedileri de bu tür yanlışlıklara neden olmamış olsa idi; bugün bu sorunlar gündemde olmayacaktı.
Ayrıca Milli Eğitim Teşkilatındaki istenmeyen atamalardan, Milli Eğitim Müdürlüklerini sorumlu tutmak haksızlıktır. Çünkü bu alanda, en büyük sorumlular, "POLİTİK" ve "ELİT" güçler yanında, iktidar yanlısı, "ÖĞRETMEN SEDİKALARI" dır.
Bugün bakıyoruz, öğretmenlik mesleği ile ilgili etkili üç sendika var. Örgütlenme nedenleri de ortada. Bu sendikalar, sanki siyasi parti. Hepsi de öğretmenlerin özlük haklarında ziyade, ayrı ayrı ideolojilere sahip. Durum bu iken, bu sendikaların, Milli Eğitim Müdürlerini suçlamaya veya atamalardan şikâyet etmeye hakları var mı?
Diğer yandan her iktidar değişikliğinde politikacılar, kendi siyasi görüşünü, milli eğitim kurum/kuruluşları vasıtasıyla yaygınlaştırmada, adeta birbiriyle yarışa girdiler. Politik ve elit güçler, özellikle de sendikalar, her dönem hiçbir kıstas gözetmeden, baskı ile yönetici, hatta öğretmen ataması yaptırdılar. Bu durum, teşkilâtın havasını bozarken, huzursuzluğu da beraberinde getirdi. Bu gelişmeler, mesleğinde, başarılı hizmetleri ile yükselmek isteyen öğretmenleri de son derece rahatsız etti. Üstelik eğitim kurum/kuruluşlarında verimin, daha da düşmesine neden oldular.
Mevcut durumdan, Milli Eğitim birimleri de şikâyetçidir. Nitekim XIV. Milli Eğitim Şurası hazırlık dokümanın 26 ve 27. sayfalarında " yöneticilerin atama ve yükselmelerinin belli kurallara bağlı olmaması, adayları politikacıların ve diğer baskı gruplarının desteğini aramaya yöneltmiştir. Bu uygulamalar, çoğu zaman yetersiz kişi/kişilerin çeşitli görevlere atanmasına sebep olmuştur." İfadeleri yer aldı.
Yine aynı sayfalarda, " ...ülkemizdeki atama ve yükselmelerde, çeşitli baskı gruplarının veya politikacıların etkinliği, yöneticilerde, güçlerini mevzuat, uzmanlık alanı ve kişiliklerinden alma yerine kendilerine destek sağlayanlardan alması sonucu doğurmaktadır. Bu tip yöneticiler, güvenirliğini, otoritesini, saygınlığını yitirmekte, sonuçta da sadece yönetici değil, ülke ve görevli olduğu kurumu da kaybetmektedir." denilmektedir.
Yıllardır Milli Eğitim Bakanlığında, politik baskı ve gelişigüzel atanan yöneticiler, berberlerinde, pek çok sorun getirdiler. Öğretmen atamalarında da, aynı sorunlar yaşandı. Siyasilerin, iktidar yanlısı sendikaların ve diğer baskı gruplarının, özellikle de elit kişi/kişilerin, idareci atamalarında ve yurt çapında öğretmen dağılımında, dengeleri altüst etiler. Sonuçta da bir tarafta yıllarca boş oturan öğretmenlere trilyonlarca maaş ödeyen devlet, öte tarafta, okul yaptıracak ödenek bulamadı.
Elbette öğretmen sendikaları, eğitim literatüründeki tüm yanlışlıklara, özellikle de idareci ve öğretmen atamalarında yapılan hatalara, karşı çıkacak, gerekirse de yasal yolları kullanacaktır. Bu onların, en tabii hakkıdır. Ancak bu tür istenmeyen yanlışlıkları, önce kendileri yapmayacak veya icralarını sorgulayacaklar, ondan sonra da gereğini yapacaklardır. Çünkü bugüne kadar istenmeyen atamaların büyük çoğunluğunda, "POLİTİK" ve "ELİT" güçler yanında, "SENDİKALARIN" da, az veya çok payları vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi