
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ATATÜRKÇÜLÜK AÇIK VE AYDILIK BİR YOLDUR
Mevcut anayasa da, "Kemalizm" le ilgili ifadeler yokken, son günlerde sivil anayasa gerekçesi ile Kemalizm gündemde. Neden gündeme getiriliyor veya bazı gelişmelere ve ideolojilere, özellikle de "Eyalet " sistemine, zemin mi sağlanmak isteniyor bilinmez ama bu gelişmeler, hiçte hayra alamet değildir
Dikkat ediyoruz, genellikle de Atatürk ilke ve inkılâpları laiklik, devrimcilik, milliyetçilik, cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçili üzerinde duruluyor. Anayasa da yer almasını istemeyenler, ya bunların anlamını bilmiyorlar, ya da anlamak istemiyorlar. Veya işlerine geldiği gibi yorumluyorlar.
Nitekim Prof Dr. Emre Kongar, "Kemalist ideoloji," tam bağımsızlık" ve "Batılık" ilkeleri çerçevesinde "karşı-emperyalizm" ve "altı ok" ile belirlenir. Ne yazık ki, Türkiye' de "resmi ideoloji" "Kemalizm"i önce yalnızca "altı ok" a indirgemiş, daha sonra da bu altı ilkeyi, genel anlamında tümüyle saptıracak yorumlara konu yapmıştır" demiştir. Tıpkı bugün, sivil anayasa taraftarlarının yaptığı gibi...
Atatürk ilke ve inkılâpları, Anayasa yer almasını istemeyenler," Atatürk ilke ve inkılâpları, onun çağdaşlaşma idealine bağlılık anlamında yorumlansaydı, bu sakıncalar çıkmayacaktı. Şimdi anayasada yapılması gereken, bir yandan Atatürk'ün fikri mirasına manevi bağlılığın vurgulanmasıdır" diyerek çelişkiye düşüyorlar.
Şu bir gerçek ki Atatürk' ü, ne tanıdık, ne de tanıtabildik. Yıllardır, her yerde Atatürk vardı, herkeste Atatürkçü idi. Ancak, bazı kişi/işiler, Atatürk' ü, kendi görüşlerine, kendi eğilimlerine, sürekli kalkan yaptılar. Atatürkçülüğü de alabildiğine sömürdüler.
Doğrudur. Atatürk devletçi idi. Devletin eko
nomiye katılmasından ve ekonomiye yön vermesinden yanaydı. Çünkü o yıllarda, halk fakirdi, sermaye ise devlete mevcuttu. Onun ne parada, ne mal da gözü vardı. Bütün varlığını da devlete bağışladı.
Bugün Kemalizm Anayasa da yer almasın diyenler, Atatürk' gibi mal varlığını devlete bağışlayan, ülkemizde ve dünya da kaç devlet adamı gösterebilirler?
Yıllarca, Atatürk' e, komünist, anti-komünist, faşist, demokrat, şeriatçı, laik, Cumhuriyetçi, hatta padişahçı ve hilafetçi kesimler de sahip çıktı. Hülasa bugün anayasa da yer almaması istenen, "KEMALİZM" yılardır, her ideolojiye cevap verdi.
Ayrıca Kemalizm' de, insanın, yaşama, hürriyet, çalışma, eşitlik, bağımsızlık, mülkiyet ve koruma hakkı, hiçbir ideoloji de bu denli yer bulmadı.
Yine Kemalizm' de, sınıfları temsil eden, devlet düzenini temelden değiştirmeyi hedef alan, Faşist devlet düzeni kurmak isteyen kesimler, parti kuramaz. Hatta inkılâpçılığı savunan, bir parti kurulabilir, ancak ihtilal yolu ile tabii devlet düzenini değiştirmeyi gaye edinemez. Bu yol da faaliyette bulunamaz.
Kemalizm de, parlamento üyelerini halk, doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir. Üyelerin seçiminde aracılığı, ne devletin yürütme kurulu olan hükümet, ne de siyasi partiler yapabilir. Çünkü halk değer verdiği ve kendisinde hizmet beklediği kişileri, bizzat kendisi seçecektir. Bugün öyle mi? Veya gerçekleştirecekleri sivil anayasada halkımız bu haklara sahip olabilecek mi?
Kemalizm de, yurtta barış, en önemli temeldir. Milletin maddi ve manevi bütün hak ve hürriyetine, sahip olarak eşitlikle, tam demokratik bir ortam içinde yaşaması şarttır. Devletin yönetimi, hiçbir sosyal ve ekonomik sınıf varlığına dayandırılamaz.
Atatürkçülüğün insanımıza, bahşettiği tüm imkân ve olanaklar, ölümünden sonra Türk halkından esirgendi. Sahte Atatürkçüler sayesinde, sürekli erozyona uğratıldı.
Hülasa Türkiye, sahte Atatürkçülerden çok çekti. Çok şey kaybetti. Hala da kaybediyor. Bunların amaçları nedir, ne değildir belli değil. Ancak bu sahte Atatürkçüler, amaçlarına ulaşmak için, her yolu denerler. Onlar için, her iş, her yol mubahtır. Atatürk ilke ve inkılâplarını ve devrimlerini yozlaştırmak için de tüm güçleri ile caba gösterirler, Dün öyle idi, bugünde, gelecekte de öyle olacaktır.
Öte yandan, Atilla İlhan' ın söylediği gibi, " Atatürkçülük,"MAZLUM MİLLETLER" in, Hıristiyan, beyaz ve Batlı" emperyalistlere, ilk başkaldırış hareketidir." Hal böyle olunca da emperyalist güçler ve onları ülkemizdeki uzantıları olan kişi/kişiler, elbette "ATATATÜRKÇÜLÜĞE" karşı çıkacaklardır.