AKP milletvekili Zafer Üskül, daha yemin etmeden, kafasındaki "sivil ve renksiz anayasa"yı tanımladı. Ve anayasada, Kemalizm ideolojisinin yansımaları olan, "Atatürk milliyetçiliği" ve "Atatürk ilke ve inkılâpları" gibi kavramların yer almasının gereksiz olduğunu savundu.
Gerekçesi ise ilginç olduğu kadar, dikkat çekicidir. O' na göre, "...ideolojiler, siyasi partilerin işidir. Her siyasi parti, kendine özgü bir ideolojiyi savunabilir, savunmalıdır. Farklılıklar öyle ortaya çıkacaktır. Kemalist bir parti de kurulabilir, kurulmalıdır da. Bunu destekleyecek insanlar çıkar. Ama anayasalar bütün bu ideolojilere eşit mesafede durmalıdır. Renksiz olmalıdır. Avrupa anayasa anlayışı da böyledir." diyerek düşüncelerini savundu.
Bu tür sözleri geçmişte,Refah Partisi milletvekillerinden duymuş, Atatürk devrim ve ilkelerini Anayasamızdan, devlet yaşamımızdan, okullardan ve günlük hayattan tasfiyesini isteyen yazarları da görmüştük.Ama bir Prof! dan, duymak, aklıselim her insanı üzdü. Zafer Üskül, yeni girdiği siyasi partiye, uyum sağlamak veya yaranmak amacıyla mı bu çıkışı yaptı bilinmez ama bu davranışının, ne mazereti, ne de kabul edilir bir tarafı vardır.
Yaptığı davranışın, tek bir anlamı ve karşılığı var. O' da "NANKÖRLÜK" tür.
Sözlerinin, amaçlı olduğu da ortadadır. Kim adına konuşuyor veya konuşturuluyor veya nabız mı yoklatıyorlar, birilerine mesaj mı gönderiliyor, bilinmez ama Atatürk' ün, eseri olan TBMM çatısı altında, böyle bir insanın bulunması, büyük talihsizliktir.
Yine Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde, Prof! olması aklıselim her Eskişehirliyi üzdü. Atatürkçü olduğundan, asla şüphe duymadığımız, Anadolu Üniversite çatısı altında, nasıl böyle Prof! çıkar, bunu da anlamakta güçlük çekiyoruz. İnanıyoruz ki Anadolu Üniversitesi, bu gelişmeleri değerlendirecek, bir açıklama da yapacaktır. En azından Atatürk ilke ve inkılâplarından yana taraf olduklarını kamuoyu ile paylaşacaklardır.
Aslında Zafer Üskül' ün, tavrını yadırgamak lazımdır. Çünkü 1994'te SHP'den Bakırköy Belediye Başkan adayı, 1999'da ise Mersin'de CHP'den milletvekili adayı idi. Bugün ise AKP milletvekili olarak, TBMM' dedir. Nasıl bir insan olduğu, parti değiştirmesinden ve yol haritasından bellidir.
Bu tür insanların, menfaat karşılığı yapamayacağı işte yoktur. Bunlar, bazı kesimlerin sözcüsüdür. Nitekim Avrupa Birliği' de aynı istek de bulunmuştu. Gelişmeler değerlendirildiğinde, Türkiye' nin, tehlikeli, bir senaryo ile karşı karşıya olduğu da ortada.
Aslında Zafer Üskül' ün tavrını yadırgamak da lazımdır. Yıllardır okullarda, Atatürk' ü, resim olarak tanıttık, fikir ve düşüncelerini ise sürekli göz ardı ettik. Türk insanına, ne tarihimizi ve kutsal değerlerimizi, ne de Atatürkçülüğü tanıtabildik. Sonuçta da Zafer Üskül gibi insanlar yetiştirdik. Üstelik bir Prof! yaptık Tablo bu olunca da, bu insanlar, elbette Atatürk ilkelerine ve devrimlerine karşı çıkacaklar veya birilerinin de sözcüsü olacaklardır.
Dikkat ediyoruz, son yıllarda dış ve iç şer odakları, en kutsal değerleri, ya erozyona uğratıyorlar, ya da ortadan kaldırmak için, ciddi gayret ve caba gösteriyorlar. Türkiye' yi ayakta tutan dinamiklere ve kurum/kuruluşlara da sürekli saldırıyorlar.
Atatürkçülük, Türk toplumunun gerçeklerinden doğmuştur. Bir fikir ve ideal olarak Türk milletinin iradesi ile oluşmuş ülküsüdür. Tarihi gelişmenin de bir ürünüdür.
Ayrıca Atatürk' ün, düşündüğü Türk milliyetçiliği, emperyalizme, ümmetçiliğe ve enternasyonalizme karşı bir isyan ve reaksiyon olarak doğmuştur. Irkçı değildir. Türk milliyetçiliği, sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Zafer Üskül, bu akımların önünü açmak istiyorsa, daha çok bekler. Bu akımların, Irak' ı getirdiği nokta ortada.
Zafer Hoca! Bilmelidir ki, Atatürk, insanlık tarihinin tanıdığı en büyük insanlardan biridir. O hem fikir, hem de hareket adamıdır. Askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta, ve fikri mücadelede emsali nadir bir dehadır. Dünya tarihçileri ve fikir adamları tereddütsüz bu yönde birleşmektedirler.
Atatürk' ün, devrim ve ilkeleri, Türkiye' de, anayasadan çıkarılmak istenirken, O' nun milli kurutuluşa bayrak olan, fikir ve görüşleri ve ölmez eserleriyle, tesirleri memleket sınırlarını aşmış, yılardır da, "MAZLUM MİLLETLERİN, BAĞIMSIZLIK VE HÜRRİYET MÜCADELERLİNDE, REHBER VE MANEVİ KUVVET OLMUŞTUR.
Her halde Zafer hoca! Emperyalist ülkeler gibi, dünyadaki Atatürk' ün, bu misyon ve vizyonundan rahatsız oldu. Veya "ULUS VE ÜNİTER DEVLETİ" erozyona uğratarak, son günlerde, Leyla Zana' nın, eyalet önerisine ve ABD' nin Büyük Ortadoğu projesine, zemin hazırlamak istiyor.
