
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ATATÜRK'Ü ÖZLEMLE ANDIK.
Büyük Önder Atatürk' ü, SAYGI, ŞÜKRAN, MİNNET ve RAHMETLE andık. Türkiye' nin, her tarafından anma törenleri yapıldı. Ülkemiz için yaptıkları, bir kez daha anımsandı. ,Törenler de, Atatürk hakkında çok şey de söylendi. Ancak Türk insanı, bugün, bir kez daha düşünmeli ve vicdan muhasebesi yapmalıdır. Çünkü Türk Milleti için, Tek kurtuluş yolu, Atatürkçülüktür. Bu yolun dışı, emperyalizmin kucağı ve ortaçağ karanlığıdır.
Ayrıca Atatürk, bir ideoloji değil, bir uygarlık, çağı yakalama yürüyüşünün adıdır. O nedenle de Atatürk' ün, dünya görüşü, misyonu, vizyonu ve olağanüstü öngörüsü ile tüm insanlığa örnek olmuştur. O, Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve bir yurtseverdi...
Elbette Atatürkçülüğü koruyacak, onun fikir ve düşüncelerini yaşatacak Türkiye'yi muasır seviyesine ulaştıracak olanlarda, İKİNCİ MUSTAFA KEMALLER" dir. Nitekim Atatürk, " İki Mustafa Kemal vardır; biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "BEN" kelimesi ile ifade edemem. O, ben değil, bizdir. O memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz. Hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve Muaffak olması gereken Mustafa Kemal odur" demiştir.
Şu bir gerçek ki İkinci Mustafa Kemaller, onun gösterdiği hedeflere ve eserlerine, fikir ve düşüncelerine, yeteri kadar sahip çıkmadı. Atatürk'ten sonra, iktidara gelen bazı siyasetçiler, Atatürk' ün, çizgisinden uzaklaştılar. Siyasi çıkar için, devrimlerinden sürekli ödün verdiler. Nesillere de Atatürk' ü, resim ve heykel olarak tanıttılar.
İşin vahim tarafı ise, devleti ve halkı soyanlar, tefeciler, vurguncular, rüşvetçiler bile Atatürk' ü, ya maske yaptı, ya da kalkan... Sahte Atatürkçüler, gerçek hedef ve amaçlarına ulaşmak için, her yolu denediler. Sonuç ise ortadır. Ülkemizde, sefalet, işsizlik, açlık ve adaletsizlik sürekli gündemde oldu. Bu tabloya rağmen, vatan millet, din, iman Sakarya, Atatürk ve Atatürk devrimleri, üzerinde nutuk atıldı. Atatürk ve Atatürkçülük sürekli sömürüldü. Sonuçta da arzu edilmeyen tabloyu yarattılar.
Öte anda Atatürk, tam bağımsızlık ve antiemperyalist yanlısıdır. Atatürk, emperyalizm- in, her türlüsüne karşıdır. Nitekim Atatürk, " Tam bağımsızlık denildiği zaman elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde, bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyet demektir. Biz bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz" demiştir.
Diğer bir gerçekte, Atatürk ve Atatürkçülüğü, yasa zoru ile ayakta tutuyoruz. Pek çok kişi' de Atatürk' ü, yasa gereği seviyor. Kapalı kapılar arkasında, Atatürk' e, hakaret yapanlar, daha sonra yüzlerine Atatürk maskesi takarak, timsah gözyaşı dökerler. En büyük Atatürkçü olarak kendilerini, kamuoyuna takdim ederler.
Bugün açılımlarla, ULUS devlet ve TÜRK kavramı ortadan kaldırılmak isteniyor. Bu karşın, etnik milliyetçilik, örtülü olarak körüklenerek, Türkiye' yi, federal yapıya kavuşturulmak veya bölmek için, her yol deneniyor. Türk milletçiliği, bazı kişi/kişilerce tartışma konusu yapılıyor. Hatta suç teşkil ediyor.
Oysa Atatürk, milliyetçi idi. Ancak O, ümmetçi, ırkçı, kafatasçı Turancı, ayrımcı, bölücü ve yıkıcı, bir milliyetçi değil, bütünleştirici, kaynaştırıcı, akılcı, barışçı ve çağdaş milliyetçi idi. Etnik milletçiliğe karşıydı. Çünkü Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir.
Atatürk, Şair Mehmet Emin Yurdakul'un, Manastır Askerî İdadisinde, öğrenci iken okuduğu 'Ben bir Türk'üm, dinim, cinsim uludur' mısraları ile başlayan manzumesinde, ilk millî benliğin gururunu tatmış ve " Ben asıl bunu, orduya katıldığım ilk günlerde, bir Anadolu çocuğunun gözyaşlarında gördüm ve kuvvetle duydum. Ondan sonra Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu. Kendimi hiçbir zaman Osmanlılığın telkin ettiği, başka milletleri öven ve Türklüğü aşağı gören, eksiklik duygusunu kaptırmadım." sözleri ile de bugünkü nesle, gereken mesajları vermişti.
Bugün ise ülkemizde, "TÜRK OLMAK" ve milliyetçi olmak zorlaştı. Bazı kişi/kişiler"TÜRK" kelimesi ırkçı, kafatasçı, olarak tanımlıyor. Daha da vahimi, milliyetçi olmak suç oldu. Oysa dünya da milliyetçi ve ulusalcı olmayan, tek devlet yoktur.
Ayrıca Anadolu'nun, her karış toprağında şehit kanı ve alın teri var. O nedenle tüm yurttaşların, bugün, dünden daha bilinçte olması ve Atatürk' ün, mirasına da sahip çıkmaları gerekmektedir. Doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile bütünleşen, tek vatan, tek devlet ve tek bayrak, dışında, çözüm arayanlar, ya da çözüm önerenler, cumhuriyet ve kazanımlarını yıkarak, ulusal iradeyi yok saymaya çalışanlar; bilsinler ki her şeye rağmen bu vatan sahipsiz değildir. Çünkü iş başa düşünce, hepimiz birer MUSTAFA KEMALİZ...