4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ATATÜRK'ÜN YAKASINDAN DÜŞÜN

Yeni CHP! şimdi de söylemde "devrim" niteliğinde, bir değişikliğe gidiliyor. CHP örgütleri gençlik kollarının öncülüğünde artık toplantı miting gibi her türlü etkinlikte "Mustafa Kemal Askerleriyiz" ifadesi yerine, "Mustafa Kemal'in Yurttaşlarıyız"' slogan olarak kullanılacakmış.
Yeni CHP! " Mustafa Kemal' in Askeriyiz" veya Mustafa Kemal' in Yurttaşıyız" demek zorunda mı? Veya ATATÜR' ü sevenlerin, "Atatürk' ün Askeriyiz" demesinin ne mahsuru var?
Sayın Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisi'ni, Yeni CHP! olarak nitelendirmektedir. Ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olduğunu da sıkça dile getirmektedir. Oysa Yeni CHP, Atatürk'ün kurduğu CHP ile karıştırılmamalıdır. Çünkü Yeni CHP' de, partinin ismi ve altı ok'lu amblemi dışında, Atatürk'ün CHP'si ile benzer yanı yok.
Yıllardır bazı kesimler, Atatürk'ü istismar etmekten başka hiçbir şey yapmıyorlar. O nedenle de CHP ve diğer siyasi partiler, Atatürk'ün yakasından ellerini çeksinler. Çünkü Atatürk, her partiye oy veren, aklıselim tüm vatandaşların lideridir.
Maalesef son yıllarda, "ATATÜRK" üzerinde prim yapmak alışkanlık haline geldi. Nitekim Başbakan Erdoğan'ın, İstanbul Kartal metro hattının açılışında, sarf ettiği, "10. Yıl Marşında geçen, demir ağlarla ördük falan, neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla, şimdi Türkiye'yi biz örüyoruz." sözlerine tepkiler gelmişti.
Erdoğan'ın bu sözlerine, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'dan sert bir tepki geldi. "İlk 10 yıla laf söyletmem" diyen Altaylı, yazısına, "Atatürk 'ten sonra Türkiye'nin başına geçen liderlerin, toplamını alsan, yetinmeyip bir de beşle çarpsan bir değil, yarım Atatürk etmezler" sözleriyle eleştirdi.
Yalnız Fatih ALTAYLI mı?
Vatan Gazetesi yazarı Mutafa Mutlu' da, Atatürk döneminde gerçekleşen eserleri sıraladıktan sonra, "Ayrıca binlerce okul, hastane, kışla; on binlerce kilometre yol yapıldı. Anadolu bir uçtan diğer uca elektrik götüren kablolarla ve su taşıyan borularla donatıldı. Ve tüm bunlar yapılırken, bir yandan da Osmanlı'nın lüks saray yapmak için Batılı ülkelerden aldığı borçlar sıfırlandı. "dedi.
Daha sonra da, " 10. Yıl Marşı'nda yer alan "Demir ağlarla ördük" sözlerini hatırlatarak, "Neyi ördün?" diye soran Sayın Başbakan... " İşte bunlar örüldü!" diye cevap verdi. Devamla, " Peki; bugün ne örülüyor? Ben söyleyeyim: Türkiye Cumhuriyeti'nin başına koca bir çorap!" diyerek tepki gösterdi.
ABD'li yazar ve tarihçi Griffin Tarpley'in ise, "Atatürk'ün geçmişte yaşananlardan ders alınmasından dem vurarak, "Türk ve Kürt liderler, Atatürk'ü küçümsüyorlar. Oysaki onun bilgeliğini takip etselerdi, bu durumda olmazlardı." diyerek bir gerçeği hatırlattı.
Loyd George ise Çanakkale başarısızlıklarından sonra, " Tenkitlerinizde çok haklısınız. Özellikle Fransız ve İngilizlerin o dev donanması, yüz binlerce İngiliz, Fransız, Afrikalı, Hintli askerlerle yaptığımız bu çıkartma, tam bir hezimetle sonuçlanmıştır. Elbette üzgünüm; sonra, fakat sizler de şunu unutmayınız. DÜNYAYA HER YÜZ YILDA BİR DAHİ GELİR. BU YÜZYILIN DHİSİ MAALESEF TÜRKLERE NASİP OLMUŞTUR." Çanakkale'de karşımıza, Mustafa Kemal adında bir Türk subayı çıkmıştır." demiştir.
ABD'li yazar ve tarihçi Griffin Tarpley'in haklı, Türk toplumu olarak, Atatürk'ü, yeteri kadar, ne "ANLADIK" ne de "ANLATABİLDİK" . Yıllarca da insanımıza, resim ve heykel olarak tanıttık. Onun icraatını, fikir ve düşüncelerini, insanımıza aktaramadığımız gibi, yeteri kadar hayata da geçiremedik.
Anayasa'nın, "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42'nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetiminde yapılır." maddesi, "Eğitim ve öğretim, laik ve demokratik ilkelere uygun olarak, çağdaş bilim esaslarına göre yapılır" şeklinde değiştiriliyor. Böylece, eğitimde sadece laiklik ilkesi dikkate alınıyor.
Şu bir gerçek ki Atatürk hakkından, ne düşülürse düşünülsün, ATATÜRK, Türk Milletinin şuur ve vicdanında, yer alan kişidir. Bugün devleti yönetenlerde, bulundukları makamları ona borçludur. Türk Devletinin, baş mimarı ve yapıcısıdır. Türk Milletinin şahlanmış emeli ve iradesi olarak göze çarpar. Üstün dehası ve gücü ile Türk Milletinin, toplumsal vicdanın da vücut bulmuş düşüncelere, değer vererek, onu Türk topluma kazandırmıştır. O nedenle Artık kişi/kişiler ve siyasi partiler, ATATÜRK' ün, yakasından düşsünler. Ayrıca ATATÜRK' ün, dünya tarihindeki yeri ve değeri ortadadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi