4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

AVUKATLIK MESLEĞİ

Avukatlarımız ile ilgili, olumlu veya olumsuz, pek çok görüş gelir. Ancak avukatlık mesleği, saygın ve itibarlı bir meslektir. Her mekân ve şartlarda, itibarını korumak şarttır. Bu alanda öncelikli görev, avukatlığı meslek edinen insanlarımıza düşmektedir. Ayrıca avukatlar, hak aramada olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Avukat, dara düşen her müvekkilinde can dostudur. Nitekim Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi' nin, kararlarında, Avukat, mahkeme önünde savunmaya, müvekkilleri adına hareket etmeye, yasayı uygulamaya, dava açmaya, ya da danışmaya ve müvekkillerini temsile, ulusal hukuka uygun olarak yetkili kılınmış ve bu sıfatı taşıyan kişi olarak tanımlamıştır.
Ayrıca avukatların, bir yandan müvekkillerine, diğer yandan mahkemelere karşı yüklendikleri ödevler arasında, tam bir denge kurabilecek, yeterli donanıma sahip olmaları gereği de vardır. Avukatları, kim tarafından ve hangi gerekçeyle olursa olsun, doğrudan, ya da dolaylı biçimde, etki, kışkırtma, baskı, tehdit, ya da yersiz müdahalelere muhatap etmeyecek, mesleki bağımsızlıklarını kabul edilemez kısıtlamalar olmaksızın, güvence altına alacak hakça, bir yargılama sisteminin oluşturulması da şarttır.
Nitekim Eskişehir Baro Başkanı Sayın Rıza ÖZTEKİN, "Biz doğruları hiç çekinmeden, her platformda söyleyeceğiz. Konuşmalarımız, susmamızı isteyen, temenni eden, hatta belki de susturulmamız gerektiğini düşünen hukuksuzluk taraftarlarınca 'Barolar meslek kuruluşlarıdır, sadece meslek sorunları ile uğraşsın' diyenlerce beğenilmeyecek olabilir. Ya da bazı barolar konuşmayabilir. Eskişehir Barosu, hukuksuzluklar karşısında asla susmayacaktır." sözleri, diğer baro ve sivil toplum örgütlerine örnek olacak niteliktedir.
Avukatlar, düşünce, ifade, seyahat ve yerleşme, örgütlenme ve toplantı özgürlüğüne sahip olmalıdır; Ayrıca avukatlar, özellikle yargısal reformlar önerme, adalet yönetimi ve yasalara ilişkin sorunlarda kamusal tartışmalara katılma hakkına sahip olmalıdır.
Avukatlar ve müvekkilleri arasındaki meslek sırlarına saygının gözetilmesi için, her türlü önlem alınmış olmalıdır. Bu ilkeye getirilecek istisnalar ancak hukuk devleti ile bağdaşabilir olduğu ölçüde geçerlidir. Avukatların meslek ahlakı çerçevesindeki girişimlerinde, müvekkillerinin haklarını ve çıkarlarını savunurken, bütün aleni dosyalara ulaşmaları sağlanmış, mahkemeler önüne çıkmaları karşısındaki bütün engeller kaldırılmış olmalıdır. Aynı davaya katılan her avukat, mahkemeden eşit saygı görmelidir.
Avukatların, meslek ahlakına uygun biçimde temsil edebilmeleri, özel olarak görüşüp tavsiyelerde bulunabilmeleri için, özellikle özgürlükleri kısıtlanmış müvekkillerine ulaşma yolları açık olmalıdır. Bu tablo çerçevesinde, avukatlık mesleğinin, pek çok sorunu vardır. Bu sorunların çözümü, avukatlık mesleğinin, toplumdaki saygınlığı ile de eşdeğerdir. Ancak, her meslekte olduğu gibi, azda olsa avukatlık mesleğinin gereğini yapmayan, etik ve ahlaki olmayan davranış içinde olan avukatların olduğu da bir gerçektir.
Avukatlar, müvekkili olayla ilgili yasal hak ve yükümlülükleri ve davasının olası sonuçları konusunda, bilgilendirerek, yol göstermek; müvekkillerin hak ve çıkarlarına zarar vermemek, korumak ve hayata geçirmek, çıkar çatışmalarını da önceden bildirmek zorundadır. Bunu yapmayan, avukatlara karşı da cezai müeyyide şarttır.
Avukatların, gerek yasayla, gerekse barolar, ya da diğer meslek kuruluşlarının, ahlak ilkeleri arasında, yer alan kurallara saygı göstermemeleri durumunda, disiplin kovuşturması dahil, özel önlemlerin alınması gerekir. Aslında barolar, ya da diğer meslek kuruluşları disiplin önlemlerinden sorumlu olmalıdır.
Hatırlıyorum da Ahî Birlikleri, üyelerin meslek ahlakına uygun tutum ve davranış içinde bulunup bulunmadıkları, teşkilat idarecileri tarafından sıkı bir şekilde denetlenir ve kaidelere aykırı hareket edenler, kedilerine , " DERS" ve etrafa da "İBRET" olacak şekilde cezalandırılırdı. Ayrıca da kaidelere aykırı hareket eden teşkilat üyeleri aleyhine, herkes tarafından dava açılabilirdi.
Baroların da, Ahi Dernekleri gibi, müşterisine etik ve ahlaki davranmayan, avukatlar hakkında, caydırıcı bir cezai müeyyidesi var mı bilinmez ama etik ve ahlaki olmayan davranışlar, avukatlık mesleğine yapılacak en büyük kötülüktür. Çünkü avukatların, toplumsal konumlarının, onur, haysiyet, saygınlık ve dürüstlüklerinin, titizlikle izlenip gözetilmesi, mesleğin itibarı ve geleceği açısından çok önemlidir. Özellikle de avukatlar için olabilecek, yetkinlik, disiplin ve meslek ahlakını, amaçlayan girişimler sağlanması, mesleğe kamuoyu nazarında itibar ve güven kazandıracaktır.
Hukukçuların tabiri ile avukatlar, görevini yaparken, kimseye, ne müvekkile, ne hakime, ne de iktidara tabidir. Avukatlar, hiçbir hiyerarşik üst de tanımazlar. En kıdemsizi, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar, tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi