AK Parti Genel Başkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, "gençler artık burada duracağınız kadar durdunuz. Mesajlarınızı verdiniz. Eğer sizin mesajınız, Taksim Gezi Parkı ise, bu mesaj alınmıştır "değerlendirmesi yaptı.
Alınan mesaj, ne yönde bilinmez. Ancak yurt dışı veya Türkiye'deki gelişmeler karşısında meydan okumak, 'ben istediğimi yaparım", şeklindeki davranışlar, olayları arzu edilmeyen boyutlara ulaştırır. O nedenle de İKTİDAR ve MUHALEFET, halkıyla barışık olması lazımdır. Yani halkla konuşurken, halkı kucaklayan, daha samimi bir dil kullanması gerekir. Eğer siyasetçi dilini sertleştirir, poliste aşırı güç kullanırsa, olaylar daha da büyür.
Gezi Parkı protestosu nedeniyle, Türkiye, gençlerini tanıdı. Türkiye'nin, yarınının ve geleceğinin, güvencesi olduklarını da bir kez daha gösterdiler. Günlerdir, aç, susuz ve polisin aşırı güç kullanmasına ve her türlü zorluğa rağmen, bildikleri doğruları savunmakta kararlı oldular. Siyasilere, ülke sorunlarının çözümünde, bizde varız mesajı verdiler.
Gezi Parkı olaylarından sonra, Türkiye artık geçmişteki Türkiye olmayacak. Çünkü yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayan ve bunlardan ders çıkartan bir gençlik mevcuttur. Artık çoksesliliğe, düşünce zenginliğine sahip çıkan, aklın ermediği veya yatmadığı kararları sorgulayıp, geri aldırtabileceğini fark eden, bir gençlik var.
Gezi Parkı direnişi, Türk halkına çok şeyleri öğretti. Çıkardığı en önemli sonuçlardan biri, bugüne kadar dünya yansa, umursamayacağı düşünülen, ukalalığıyla tanınan bir 'çapulcu neslin' demokrasi sürecine katkısıdır. Bu nesil fikir, düşünce ve eylemleriyle siyasetin köklerini sarsmaya adaydır.
Şu bir gerçek ki dış ve iç şer odakları, gençlerimiz, kendi yoz kültürleri içerisine çekerek, okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, duyarsız ve asalak hale getiren, bir ortamın, bir dişlisi haline getirmeye çalıştılar. Ancak gençler, Gezi Parkı mücadelesi ile şer odaklarının senaryolarını, boşa çıkardılar. Bildikleri doğrular içinde, her türlü fedakârlığı yaparken, sorumluluk almaktan da asla kaçınmadılar.
Gençler, her nerede olursa olsun, yaptığı işe ilgi duyarlar, azimle ve severek işlerini yaparlar. Bir işe, ilgi duymak, hedef koymak, özellikle de azimli ve sabırlı olmak, kendilerini başarıya götüreceğini de bilirler. Çünkü bir işte, başarı insanın kendine güvenmesi ile eşdeğerdir. Gezi Parkındaki mücadelede, buna net bir şekilde tanık oldu.
Ayrıca dünyada, kolay elde edilen hedefler, kolay kaybedilir veya terk edilir. Ancak azimle, sabırla, her türlü zorluğa rağmen, elde edilenler ise, terk edilemez veya çok zor terk edilir. Yine insanın, hedefine ulaşmada, en büyük yardımcısı ise azmidir. İnsan başarılı olmak istiyorsa, kararlı, sabırlı olmalı, hiçbir zorluktan da yılmamalıdır.
Çevremizde, azimle ve sabırla, hedeflerine ulaşmak isteyen, sonunda da amacına, ulaşan, pek çok insan vardır. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır. Hele bu azim ve sabır, çocuk ve gençlerde ise daha da önem taşır. Çünkü çocuk ve gençler, bir toplumunun geleceğidir.
Türk gençleri, azimli ve sabırlı oldukları sürece ve kendilerine de imkân ve fırsat verildiği zaman, başaramayacakları iş yoktur. Son yıllarda, tüm imkânsızlık ve engellere, rağmen, hedeflerini gerçekleştirmek için, her türlü fedakârlığı yapan ve sonunda da hedefine ulaşan gençlerimize tanık oluyoruz. Umut bahçemizin, solmayan ve hiçbir zamanda solmamasını dilediğimiz, en önemlisi de geleceğimizin de en güçlü güvencesi olan çocuk ve gençlerimizi, bu başarılarından dolayı, ne kadar takdir etsek azdır.
Öte yandan gençlik, hayallerin, tutkuların ve idealizmin filizlendiği, arkadaşlıkların, ilk sevgilerin yaşandığı, yeniliğe ve ileriye doğru atılımların yapıldığı, kendini kanıtlama ve kendi kimliğini ortaya koyma çabalarının, yaşandığı bir dönemdir. Ayrıca bu dönemde, aile içi huzur, gençlerin yetişmesi noktasında, verimi daha da ileri boyutlara taşır.
Gezi Parkı ile Türk Gençleri, yeniden gündemdedir. Gezi parkı ve ağaçlar için günlerdir mücadele ediyor. Ancak bu kutsal düşünceyi suiistimal eden radikal gruplar polise saldırarak, çevreye zarar vererek bu görkemli mücadeleye gölge düşüyorlar.
Gençlik varsa, gelecek de vardır', 'Gelecek gençliğin ellerinde şekillenecek' O nedenle de gençlere, her türlü imkân sağlanmalı, onları eğitecek her girişimlerde olumlu karşılanmalıdır. Gezi parkı, gençler için, bir eğitimdir. Bundan böyle ülkenin her sorununa sahip çıkacaklar, çözümüne de katkıda bulunacaklar.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu' nun, Gezi direnişçileri ile görüşmesi, Başbakan Sayın Erdoğan'ın, sorunun çözümü için, "REFERANDUM" veya PLEBİSİT" i çözüm olarak önermesi, " GENÇLERİMİZİN" başarısıdır. İşin doğrusu da budur. Çünkü halka rağmen, hiçbir alanda, başarılı olunamadığı gibi, hiçbir sorun, da çözülmez.