
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bakalım hangisi akıllı davranacak? AK parti mi? CHP mi?
Gelinen süreçte artık şu iyice anlaşıldı:
Bu saatten sonra koalisyon kurulsa bile, kurulan bu koalisyon ülkeyi erken seçime götürecek bir koalisyon olur.
Yani...
En erken 4 ay, en geç 1-1,5 yıl içinde erken seçim var.
Erken seçim halinde partilerin yapacağı ilk iş, geçtiğimiz Haziran ayında yapılan seçimlerin sonuçlarından ders çıkartmak olacaktır.
Daha doğrusu...
Geçtiğimiz Haziran ayında yapılan yanlışları tekrarlamamak olacaktır bir anlamda.
Böylece...
Seçim çalışma yöntemleri ve söylemlerinden tutun da, aday listelerine kadar pek çok değişiklik yapmak durumunda kalacaktır partiler.
Örneğin Eskişehir'de:
Seçimi kazanan CHP, yapılacak olan erken seçimde en azından mevcut konumunu koruma yoluna başvururken, seçimi kaybeden AK parti, seçimde yeniden birinci parti olma yollarını deneyecektir.
İşte bu nedenle, özellikle CHP ve AK Parti bugünkü süreci çok akıllıca kullanmak durumundadır.
Kısacası:
CHP'nin bu süreçte parti içinde yaşayacağı sıkıntılar, erken seçimde kendisine acı bir fatura olarak çıkabilir.
Yönetimlerin görevden alınması, parti içinde yaratılan gereksiz kutuplaşmalar ve grupların seçimin hemen sonrasında birbirlerine diş bilemesi, CHP'nin geçtiğimiz Haziran seçimlerinde olduğu gibi yine seçimden zaferle çıkmasını bu defa sağlamayabilir.
AK Partinin bu kez seçimlere farklı bir aday listesi ile girecek olması, partinin yeniden Eskişehir'de birinci parti konumuna gelmesini sağlayabilir.
Sonuç olarak...
Eskişehir'de hem AK partinin hem de CHP nin akıllıca bir yöntem izleyebileceği bir süreç var.
Hangisinin bu süreçte daha akıllıca bir yöntem izlediğini de, erken seçimin sonuçları nasıl olsa gösterecektir.
********************
Başta uyaracak ve söyleyecektiniz.
Murat Mercan Eskişehir'de AK partinin kurucusuydu.
Eskişehir'den sorumlu tek yetkiliydi.
Kimse karşı çıkamıyordu kendisine.
Kimse dikilemiyordu karşısında.
Yanlışları çoktu ama, kimse yüzüne söyleyemiyordu.
İstediği şekliyle siyaset yapıyordu Eskişehir'de.
Hiç kimsenin çıkıp "Yanlış yapıyorsunuz" diye uyarmaması, kimsenin çıkıp "bu kadar da olmaz" dememesi, kendisinde de siyaset körlüğü yarattı.
Bunun sonucu telafi edilmez hatalar yapıldı.
Parti içindeki herkes, Murat Mercan'ın eski gücünden düşmesiyle ancak eleştirmeye başladı.
Ama artık geç kalınmıştı.
Zira, yapılan hataların telafisi yoktu.
Xxx
Kemal Unakıtan Kabinenin en kudretli bakanıydı.
Eskişehir'den aday olması bu kent için büyük şanstı.
Eskişehir'e çok da hizmeti dokundu.
Tek yetkiliydi parti içinde.
Eskişehir ile ilgili ne karar alınacaksa, onun talimatıyla oluyordu.
Ancak, parti içinde belli bir grubun çemberi içinden çıkamadı.
Siyaset anlamında çok hataların yapılmasının kararını tek başına almak durumunda kaldı.
Ne zaman ki Bakanlık görevinden ayrıldı ve gücünü kaybetti, işte o zaman eleştirilmeye başlandı.
Parti içindeki bir gruba teslim olduğu arkasından ancak konuşulabildi.
Keşke, zamanında bu eleştiri ve uyarılar yapılabilseydi.
Böylece, telafisi mümkün olmayan hatalar da belki yapılmamış olurdu.
Xxx
Nabi Avcı, Erdoğan'a çok yakın bir isimdi.
Eskişehir'den milletvekili adayı olması bu kent için büyük şanstı.
Parti içinde tek yetkili gibiydi.
Ama o siyasete hep uzak kaldı.
-"Ben büyük işleri halledeyim, şehirdeki küçük meseleleri siz halledin" anlayışıyla bu şehrin ve parti sorunlarının çözümünü diğer vekillere bıraktı.
Yapılan yanlışları görmedi.
Görse de üzerinde durmadı.
Hiç kimsenin çıkıp "Yanlış yapıyorsunuz" diye uyarmaması, kimsenin çıkıp "bu kadar da olmaz" dememesi, kendisinde de siyaset körlüğü yarattı.
Telafisi mümkün olmayan hatalar o'nun döneminde de çok oldu.
Bakıyoruz, kendisini hala uyaran yok.
Herhalde, bakanlığı ve gücü kaybettiğinde konuşacak partililer arkasından.
Tıpkı Mercan ve Unakıtan'da olduğu gibi.
Tabi, hiçbir işe yaramayacak her zaman olduğu gibi bu uyarılar...
*********************
AK partili belediyeye var, CHP'li belediyeye yok... Mu?
Burhan Sakallı'nın Odunpazarı Belediye Başkanlığı döneminde, Milli Emlak ve Milli Parklara ait iki yer Odunpazarı Belediyesine verildi.
Bunlardan biri Kanlıpınar Göleti ve çevresiydi.
İkincisi ise: Kent Orman alanı oldu.
Her iki yer de iyi ki verildi Odunpazarı Belediyesine.
Zira...
Her iki yer de Belediye'ye geçtikten sonra daha rasyonel olarak kullanılmaya başlandı.
Her iki yerden de Eskişehir ve bölge halkı daha çok yararlanır oldu.
Kısacası...
Devletteyken insanların ancak uzaktan bakabildiği, içine bile göremediği bu iki yer, Odunpazarı Belediyesine devredildikten sonra insanların vakit geçirdiği, eğlendiği ve yeşil alan ihtiyacını karşıladığı yerler haline geldi.
AYNISINI TEPEBAŞI BELEDİYESİ DE YAPACAKTI
Tepebaşı Belediyesi de, Belediye sınırları içinde kalan Musaözü Göleti'nde benzeri bir uygumla yapacaktı.
Bu güne kadar çok da rasyonel olarak kullanılmayan Musaözü'ne dev bir proje düşünüyordu.
İnsanların burasını piknik alanı olarak kullanması sağlanacak, süreç içinde önemli etkinliklerin mekanı haline gelecekti.
Bunun için büyük bir fırsat da ortaya çıkmıştı.
Zira...
Musaözü Göleti'nin sahibi konumunda bulunan Milli Parklar Bölge müdürlüğü, söz konusu alanı ihaleye çıkartmıştı.
İhaleye girecek olan tepebaşı Belediyesi de burasını bedeli karşılığında kiralamak istiyordu.
İhale günü geldi çattı.
Ancak...
İhalenin öncesinde Afyonkarahisar'dan gelen bir talimat, söz konusu ihalenin iptal edilmesi yönündeydi.
İhalenin, ihale günü iptal edilmesi, akıllara ister istemez "CHP'li Belediyesi ihaleyi kazanmasın" düşüncesini akla getirdi.
Musaözü göleti ihalesiyle ilgili durum böyle.
İhalenin niçin iptal edildiğini bilemiyoruz.
Eğer, ihale iptali, söylediğimiz ve kamuoyunda oluşan algı doğrultusunda "CHP'li Belediye almasın" diye yapıldıysa, buna "Yuh" demekten başka diyecek hiçbir şeyimiz yok.
Eğer gerçekten ihale sırf "Tepebaşı Belediyesi almasın" diye iptal edildiyse, bu iptalde payı olanların Eskişehir'i ve Eskişehir'e hizmeti düşündüğünü kimse söyleyemez.