
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BARACK OBAMA VE ERMENİ MESLESİ v
Her yıl, temcit pilavı gibi, 24 Nisan'da, "Ermeni Soykırımı" safsatası, gündeme gelir ve ABD Başkanlarının konuşmalarında, soykırımı diyecekler mi, demeyecekler mi tartışması yaşanır. Bu yıl da yeni Başkan Obama, ne diyecek heyecanı yaşandı
Ve nihayet! Türkiye tarafından eli güçlendirilen, ABD Başkanı Obama, Türkiye ve Ermenistan'da, merakla beklenen, 24 Nisan açıklamasını yaptı. Barack Obama, 1915 Ermeni olayları için, "soykırım" nitelemesini kullanmadı. Ancak soykırımla eşdeğer ve Türkçe 'ye, "büyük felaket" olarak çevrilen, Ermenice "Meds Yeghern" sözüne yer verdi. Oysa geçmişte yaşananları sorgulamak, siyasetçilerin değil, tarihçi ve hukukçuların işidir. .
Ayrıca yıllardır, Ermenilerle ilgili tarihteki ilişkiler, 'Katliam', 'Soykırım', 'Tehcir', 'Trajedi', "yıkım" ve "kıyım" gibi kavramlarla tanımlandı. Değişen bir şey oldu mu? Bundan sonra da olmayacaktır. Ancak emperyalist güçler, kendi çıkarları için, bu kavramları, sürekli gündemde tutacaklardır. Çünkü emperyalistler, Ermenileri yıllardır, Türkiye' deki çıkarları için, taşeron olarak kullanıyorlar.
Nitekim Barack Obama da ," Ermeni halkı, bizim kalplerimizde yaşadığı gibi, 'büyük felaket' de, bizim anılarımızda yaşamalı, Bugün, dostluk, dayanışma ve derin saygı duygularıyla her yerdeki Ermeniler' in, yanında duruyorum"" sözleri ile de, soykırım safsatasının, devam etmesini ve unutulmamasını istedi. Çünkü ABD'nin çıkarı da bundadır.
Aynı gün, 24 Nisan sözde soykırım gününü anmak üzere, Ermenistan'ın başkenti Erivan'da düzenlenen törenler, milliyetçi Ermenilerin, Türkiye aleyhindeki gösterilerine sahne oldu. Göstericiler, Türk bayrağını yaktı; binlerce Ermeni "soykırım anıtı" na koştu.
Ermeni Cumhurbaşkanı Sarkisyan ise Başbakan Erdoğan'ın, öncelikle Karabağ sorununun çözülmesi gerektiği yolundaki açıklamasından, "kabul edilemez" diye söz etti ve "Sözleri anlaşmamız çerçevesinde değildi" diye konuştu,
Maalesef Türkiye'de Ermenistan Cumhurbaşkanı gibi düşünen ve her fırsatta da Ermeni menfaatlerini savunan, kişi/kişiler de var. Aslında bu kişi/kişiler yadırganmamalıdır. Nitekim Büyük Önder Atatürk, "... Her devirde, her memlekette ve her zaman zuhur ettiği gibi bizde de kalp ve asabı zayıf kavrayışsız insanlarla beraber vatansız ve aynı zamanda refah ve şahsi menfaatini, vatan ve milletin zarında arayan adi kimseler vardır..." demiştir.
Son gelişmelerde, aklıselim insanlarımız kahreden, ABD Başkanı' nın sözlerinden ziyade, Ali Babacan' nın, Başbakan Erdoğan'la üç saat görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı' nın, üstelik saat 03'de (gece yarısı), Ermenistan'la görüşmelerde, "mutabakat" sağlandığını açıklaması, yapması idi. Bu açıklamanın Barack Obama' nın elinin güçlenmesi için yapılması ise Dışişleri Bakanlığımızın literatüründe, kara bir leke olarak kalacaktır.
Ermenistan, kapıları açacak yolun haritasının belli olduğunu ve önkoşulsuz olarak da anlaşıldığı belirtiyor. Oysa bu harita tuzaklarla dolu! Bu açıklamalardan sonra, Başbakan Erdoğan'ın, "Şartlarımız kabul edilmeden, Azerbaycan sorunu, çözülmeden, sınır açılamaz" sözü, Türk kamuoyunda ve Azerbaycan da inandırıcı olur mu?
Öte yandan Azerbaycan'ın, en büyük gazetesi Musavat, Türkiye'nin, günler boyu Azerbaycan'ı, hiçbir anlaşma olmadığı şeklinde oyaladığını, ancak bir gece yarısı anlaşmayı açıkladığını yazdı ve zehir-zemberek gelişmeleri darbe ve ihanet olarak değerlendirdi. Ve " Yegâne dayanağımız olan Türkiye, AKP hükümetinin şimdiki siyaseti sayesinde, bu büyük savaş meydanında bizi tek başımıza bırakıyor. Bu sürecin geri dönüşü, yalnız ve yalnız bizim "bir devlet, bir millet" olarak itirazlarımız, direnişimiz sayesinde mümkün olabilir" yorumunu yaptı.
Dışişleri Bakanlığı' nın, açıklaması karşılıksız kalmadı. Daha önce Türkiye'deki Medeniyetler İttifakı zirvesine katılmayan Azerbaycan lideri İlham Aliyev, bu kez de Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da, düzenlenen ve Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün temsil ettiği, "Avrupa için, Doğalgaz Güvenlik ve Ortaklık" toplantısına da gitmeyerek son gelişmelere tepkisini gösterdi. Türkiye'ye, verdiği doğalgaza' da zam yaptı
Ermenilerin tazminat ve toprak istekleri ortada iken, Türkiye- Ermenistan ilişkilerinin, normalleşmesini beklemek hayaldir. Hal böyle olunca da, Karabağ ve Ermenilerle ilgili diğer sorunlar çözülmeden, Ermenistan sınırının açılmasının, Türkiye açısından hiçbir bir yararı yoktur. Bilakis Türkiye'nin, önüne çok ciddi faturalar gelecektir.
1915 olaylarında, Türk insanı da çok büyük acılar çekti. Ancak olayları başlatan ve sorumlu olan Ermeniler olmasına rağmen, bu acılar dikkate alınmıyor. Emperyalistler, ne düşünürse düşünsün, Türkiye, 1915'te yaşanan olayların gerçek niteliğinin ortaya çıkması için her türlü katkıya, işbirliğine hazırdır. Tarihi gerçeklerle yüzleşmekten kaçan Ermenileri, haklı gösterme gayretleri de beyhudedir. Çünkü yaşananlara, "TARİH" ve "arşivler"" şahittir.