
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut
BARDAĞIN DOLU TARAFI
COVID-19 salgını dünyanın hemen her ülkesini etkilemeye devam ediyor. Salgın, ailelerin ve bireylerin yaşam rutinlerinin değişimine neden oldu. Bizim de hayatımıza giren virüsten sonra günlük rutinlerimizde eskiye oranla değişimler oldu. Birçok alanda bizi farklılaştıran olumsuzlukları düşünürken olumlu yanlarından uzaklaştığımız bir dönem içinde bulduk kendimizi. Olumsuzluklara odaklanmak daha kolayken biz zor olanı yapıp olumlu yönlerine bakalım, ne dersiniz?
Eski dönemlere baktığımızda hayat standartlarımız bizi kente göçmeye mecbur bırakmıştı. Gerek sanayileşme etkisi gerekse kent yaşamının cazibesi bu göç durumunu daha da hızlandırmıştı ama bir virüsle birlikte evlerden daha rahat hareket edebileceğimiz, daha risksiz bölgelere gitmeyi bir kaçış olarak gördük ve işimiz mümkün kıldığı oranda insanların az olduğu bölgelere gitmeyi ya da kendimizle daha çok vakit geçirmeyi tercih eder olduk.
Kendinize çok zaman ayırmadığımızı fark ettiğiniz dönemler oldu mu hiç? Belki bunu fark ederek, pandemi sürecinde kendinize daha çok zaman ayırmışsınızdır. Çünkü özellikle evlerde daha fazla zaman geçiriyor olmak bizi biraz düşünmeye ve ertelediklerimizi yapmaya itmiş olabilir. Mesela uzun zamandır okumak istediğiniz ve okumaya zaman bulamadığınız o kitabı okumanın belki de tam zamanıdır? Ya da izlemek istediğiniz dizi ve filmleri izlemenin? Belki de iş için sürekli ertelediğiniz evde ailenizle çocuklarınızla zaman geçirmenin? Evet, bunları yaparak olumlu yönlerine odaklanabiliriz.
Belki de bir hobi edinmek için doğru bir zamandır ya da yeteneğinizi keşfetmek için? Bu süreci çok iyi şekilde değerlendiren insanlar tanıyorum, örneğin bir danışanım; ahşap boyayarak hem evinde ki eski eşyalarını yeniledi hem tasarruf etti bununla birlikte kendine vakit ayırırken aynı zamanda stresini azalttı. Bir başka danışanım ise; kaygı durumunu kontrol altına almakta zorlanırken hayal kurduğu bir aktiviteyi hayata geçirmek için fırsat buldu. Uzun zamandır hobi olarak gitar çalıyordu. Şimdilerde, kulağımızın aşina olduğu şarkılara kendi yorumunu katarak sosyal medyada yayınlıyor. Sadece bu şekilde de değil ticari faaliyet alanları konusunda da insanlar bu süreçte internetteki satış sitelerini kullanarak kendi markasını, mağazasını oluşturdu ve ekonomik sorunlarına çözüm aradı. Bunu neden siz yapamayasınız?
Anneannemin bir sözü vardı, aklımdan hiç çıkarmadığım. ‘Düştüğünde bir avuç toprakla kalk’ derdi. Hadi gelin bardağın dolu tarafından bakalım, bakış açımızı değiştirelim. Zorluklarla mücadele etmenin yolunu arayalım. Düştüğümüz yerden elimizde bir avuç toprakla kalkalım. Hayatımızdaki olumsuz durumlara odaklanmak yerine olumlu durumları görmeyi deneyelim. Çünkü umut etmek kaybetmenin en büyük düşmanıdır. Alışık olmadığımız bir zaman içerisindeyiz. Günlük rutinlerimiz, alışkanlıklarımız değişti ve biz bu değişim içerisinde kolay yolu seçerek kendimizi daha çok yıpratabiliriz. Biz insanlığın öğrenmesini gerektiğini düşündüğüm en önemli şey, daha farklı açılardan bakıp kriz içerisindeki fırsatları görmek ve bunu hayatımıza katmak.
Vazgeçmeyin ve yarınlara inanın…