4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BAŞKA BİR ESKİŞEHİR YOK...

Maliye Bakanı Sayın Unakıtan' la, biraz olsun umutlanmıştık. Hatta bir yazımızda, Eskişehir' de, "Takım Ruhu"nu, hayata geçirmede, bir şans olarak da görmüştük. Ancak Sayın Unakıtan' ın, Başbakan Sayın Erdoğan' ın, Eskişehir' e yaptığı ziyarette, yaptığı konuşmada, " ...Eskişehir'e, bu görüntü yakışmıyor. Biz her tarafı dolaşıyoruz. Antalya'da, Konya'da, Kayseri'de, her yer alt üst geçitlerle dolu. Burada ne var? Köprübaşı'nda heykeller. Bu böyle olmaz.." diyerek, var olan diyalogu da ortadan kaldırdı. Oysa AK Parti kurmayları dışında, kente dışından gelen kişi/kişiler veya ziyaret yaptığımız illerde halk, özellikle de medya, Eskişehir'deki gelişmeleri fevkalâde buluyor. Övgü ile de bahsediyor.
Hâlbuki yapılanları eleştirmek veya var olan diyaloga zarar vermek yerine, AK Parti Büyükşehir' i aldığı zaman, hangi projeleri uygulayacak veya ne gibi hizmetler getirecek bunlar gündeme getirilse, hem diyalog devam edecek, hem da AK parti daha somut avantajlar sağlayacaktır.
Hatırlıyorum da geçmiş yıllarda, bir ara Sayın Unakıtan' ın övgü ile bahsettiği Kayseri'ye gitmiştim. Kayseri' nin, önde gelen bir gurubun sohbet toplantısına da, katılma fırsatı doğmuştu. Konuşulanlara, hayran kaldım. Partili, partisiz, herkes, sohbet süresince, Kayseri'ye yapılacak yatırımları konuştular.
Bir sorum üzerine, sohbete katılan, partili de olduğunu söyleyen, bir Kayserilinin, verdiği cevap dikkat çekici olduğu kadar, Eskişehir'deki, Siyasi parti İl Teşkilatlarına ve bazı çevrelere de örnek teşkil edecek nitelikte idi.
"KAYSERİ' NİN, MENFAATİ OLAN YERDE, PARTİCİLİK YOKTUR. HERKES, TEK PARTİ GİBİ HAREKET EDER. İSTEDİĞİMİZİ DE ALIRIZ." demişti.
Kayseri ilindeki bu felsefenin, Kayseri 'yi her alanda getirdiği nokta ortada.
Eskişehir'de ise siyasi partiler, kendi içinde kavgalı, Bürokratlar arasında ise istenen uyum ve birliktelik yok. Anakent ve alt belediyeler, aynı yolun yolcusu olmalarına rağmen, bazı konularda tam tersi hareket ediyorlar. Sivil toplum örgütleri ise, bireysel hareket etmekte adeta kararlıdır. Halkımız ise olan bitenleri, futbol maçı izler gibi, türbinden seyrediyor.
Aslından bu gelişmeleri yadırgamıyorum. Kaymaz Altın Maden Yatağı, Sivrihisar'da gerçekleştirilmek istenen, Sanayi Atıkları Geri Kazanım ve Bertaraf tesisi Projesi, Atatürk Koruluğu ve Çocuk Parkı, Temel Sağlık Hizmetleri Projesi, gibi gelişmelerdeki mücadelemizde yaşananları hatırladıkça, Eskişehir'in sorunlarının, neden çözülmediğini ve düşünülen proje/projelerin, niçin atıl kaldığını veya başka illere kaydırıldığını daha iyi anladık.
Eskişehir'de, yapılan mücadeleler ve gündeme gelen projelerin, hayata geçirilmesi, hep bireysel gayret ve çabadan ileri gidemiyor. Yalnız kalan, destek göremeyen insanlarımız ise ya mücadeleyi bırakıyor, ya da başarısızlığa mahkûm oluyorlar. Çünkü istenmesine rağmen, Eskişehir'de, yıllardır birliktelik, yani takım ruhu sağlanamadı. Kentte bir türlü arzu edilen diyalog, hoşgörü ve ekip ruhu, kent gündemine hâkim olmadı.
Kentteki, siyasi parti il yönetimleri ve kurum/kuruluşlar arasında da işbirliği yok. Günlerdir AKP il yönetimi, Belediye Meclis üyeleri ve milletvekilleri ile Anakent Belediye Başkanı, Prof Dr. Büyükerşen arasındaki söz düellosu tüm hızı ile sürüyor. Eskişehir'e yapılanlar hizmetler ise hep göz ardı ediliyor.
Kentteki icraatlarda, ne "ORTAK AKIL" , ne de "İŞBİRLİĞİ" ve "UYUM " var.
İcraatlarda kamu yararı, hukukun üstünlüğüne rağmen yanlışlık yapılabiliyor.
İşte! tarım alanlarında yaşananlar ortada.
Ayrıca kurum/kuruluşlar, dünyamızdaki gelişim ve değişimlere göre, kendilerini reorganize etmiyorlar. Yeniden yapılanma ise, sürekli göz ardı ediliyor, Bireysel icraatlarla da sonuca ulaşılmak isteniyor. Yasa, Yönetmelikleri gözetmeden ve Kurum/kuruluşların imkânlarını düşünmeden ve değerlendirme de yapmadan proje üretiliyor veya halka vaatlerde bulunularak umutlandırılıyor. Vaatlerini gerçekleştiremedikleri zaman da, halktan tepki alıyorlar. Bu tavırları ile hem kurum/kuruluşlara, hem devlete güven ve itibar kaybettiriyorlar.
Eskişehir'in, kimliği, kentin geleceği planlanırken, dikkate alınmıyor, özenle korunmadığı gibi, Eskişehir'in bugününe ve geleceğine ilişkin kararlarda geçmiş, şimdiki ve gelecekteki zamanlar arasındaki sentez aranmıyor. Dünyadaki gelişim ve değişimlere veya halka rağmen, bir şeyler yapılmak isteniyor. Hedeflere de karşılıklı suçlamalarla ulaşılmak istemiyor. Tablo bu olunca da, Eskişehir her alanda sürekli kan kaybediyor. Oysa gidebileceğimiz, başka bir Eskişehir yok...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi