
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
Başrole Soyunan FİGÜRANLAR!
Yayınlanma:
Eskişehirspor'da daha çok değil bir sene önce seçimde yer yerinden oynuyordu. 4 Haziran Cumartesi günü oluşan sessizlik, camiayı bölerek bu hale getirenlere çok yakıştı. Anladık ki, herkesin şapkasını önüne alıp düşünme vakti çokta gelmiş...
***
Bu hale gelmemizin asıl sebebi, kulübün geleceği adına proje üretmeyenlere, günlük sonuçlar ve çıkara dayalı sahte övgülerdir.
Bu zihniyet devam ettiği müddetçe de Eskişehirspor'da değişen hiçbir şey olmayacak.
Oyuncuların bir bir elden kaçtığı ve dakikaların dahi önem taşıdığı bir süreçte yapılan kongrede, geçmiş hesaplaşmasının izlerini gördüysek, orada çok acil önlemler alınması gerekir.
Anladık ki; kutuplaşma nedeniyle kin ve nefretin bu kadar iç içe yaşandığı bir şehirde kulüp geleceği için en güzeli; elde olsa kökten temizlik...
Güzel günler görme umudu için en değerli ilk adım bu olacağa benziyor.
Çünkü zamanında Eskişehirspor'un yakasını bırakmayan adamların yakasına yapışmayanlar da, bu suçun ortakları.
Hiçbiri "dur" diyemediler. Bugünlere gelinmesinin asıl mimarları da seçimlerde başrole soyunan figüranlar.
Hala kendi çıkarlarının gölgesinde olanlar...
11 Haziran'da bir günlüğüne de olsa değer kazanacak büyük abideler...
KENDİME SORULAR SORDUM
Süper ligde geçen sürece bakıldığında kulübün geleceği adına kaç yıldır yapılan bir proje ve icraat yok. Alt yapının durumu ortada. Üst yapıda gündelik sonuçlarla inişli çıkışlı grafik çizildi. Sonunda finansal yapının kötülüğü ve yanlış yönetim sayesinde istenmeyen son ile karşı karşıya kalındı.
Şöyle düşündüm de; onca yıldır bir kulübün yol haritası olmaz mı?
Eskişehirspor'un Türk futbolunda ki yeri nedir?
Taraftarı dışında ülke futboluna kattığı değerin bir karşılığı var mıdır?
Eskişehirspor büyük camia olabilir ama böyle yönetimler olduğu müddetçe ne yazık ki büyük kulüp olamayacaktır...
***
Kendi kendime sorular sormayı denedim...
Medyada çıkara dayalı işbirliğiyle, haklının yanında olmak arasındaki tercihler neden soysuzca yapılır?
İplerini taraf oldukları başkanlarına teslim eden yazarlık itibar görüyorsa, daha görecek ne kalmıştır?
Asıl olan adalet herkesin işini şerefiyle yapmasının bedeliyse, neden yapılmaz?
Kendi çıkarlarının gölgesinde alenen taraf olanların yorumları okunur ve dinlenir ama vicdanlar neden sızlamaz?
Ve sonunda anladım ki;
Vicdan yok, insanlık yok.
Medyatik yazarlar işine geleni yazıyor. İşler iyi gitti mi yönetimi pof-pofluyor. Kötü gitti mi de nabza göre şerbet havasında taraftar ön plana çıkartılarak, duygular yağmalanıyor.
Sonra anlıyoruz ki, Eskişehirspor'u ve çalınan yıllarını düşünen ne yazık ki çok az.
RUHUYLA BESLENEN
İNSANLARA YAZDIM
Tüm samimiyetimle yazıyorum...
Gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda bu kulübün B kategorilerinde dahi inanın daha asil bir duruşu vardı.
Süper lige çıktığımızdan bu yana görev yapan yönetimler Eskişehirspor'un sadece paralarını ve geleceğini değil, öz değerlerini de harcadı.
O yüzden özlem duyuyoruz radyolu yıllara...
Radyolarımızın başında Erkan Midilli ve Ali İhsan Sarıçoban ağabeyimizin seslerine kilitlenirdik.
Her şeyin tadı başkaydı sanki.
Ve Süper lige çıktığımızdan bu yana bir şeyler öldü...
Çünkü o zaman sahte Eskişehirsporlular yoktu. Daha çok Eskişehirspor'un menfaatini düşünen taraftar ve medya vardı. Her şey temizdi anlayacağınız.
Ne zaman ki paraya zaafı olan insanları köşelere yerleştirdiler.
Ne zaman ki popüler olma sevdasındaki insanlar itibar gördü.
Gazeteciliğin kokusu da, dokusu da değişti.
Onlar başkanlarına destek veren patronlarının hizmet erleri.
Onlara parayı verin düdüğü çaldırın.
Keşke sadece düdük çalsalardı. Eskişehirspor'un geleceğini de çaldılar.
Mesleğin onurunu da...
***
Şunu artık hepimiz gördük.
Ve anlamalıyız.
Tüketmenin değil, üretmenin hedefi; Mesut Hoşcan ve Halil Ünal başkanlık koltuğunda oturduğu müddetçe bu kulüpten içeri giremez.
Varsa aksini iddia eden...
Bazı vaatleri yemeye devam etsin.
Bize de 'Afiyet olsun' demekten başka bir şey kalmıyor.
***
Son olarak;
Yazarlar, çizerler, arada gezinen başrole soyunan figüran artistler.
En kötüsü de belli bir oy karşılığında iş bekleyenler.
İnsan olan gerektiğinde önce kendisiyle daha sonra etrafındakiyle tartışır. Tabi ki amaç Eskişehirspor menfaatleriyse!
Taraf olduklarının keselerine göre konuşmayı ve yazmayı bu kez bir kenara bıraksın herkes. Bir kereliğine hiç olmazsa karşılık beklenmeden sadece Eskişehirspor adına tek noktada birleşsin. Herkes bıraksın Hoşcancı ve Ünalcı takılarak hesap kovalamayı...
Eskişehirspor'un geleceği kişiler üzerinden artık tartışılmasın bu şehirde. Ve en önemlisi güç birliği ile bu kulübün geleceği adına proje üreten ve her anlamda şeffaf bir yönetim oluşturulsun!
Çok mu şey istiyoruz acaba?
Benim şuan yazdıklarımın uzun süredir hükmü yok! Biliyorum. Önemli değil, ben bu yazıyı yine ruhuyla beslenen ve oluşan bu ortamdan midesi bulanan insanlara yazdım zaten...
Onlar adına bir nevi kustum içimdekileri...