1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Batıyor" söylentisini çıkartanların değirmenlerine su taşıyanlar...

Bir dostumuz anlattı şimdi yazacağımız olayı.
Aynen onun ağzından çıktığı şekliyle aktarıyoruz:
-"İçinde tanıdıkların da olduğu bir mecliste oturuyoruz. Tanımadığım ama Eskişehir'de işyeri olan biri sohbet arasında çıkıp "Duydunuz mu? Şu firma batmış" dedi.
Söylediği firmanın sahibi çok yakın arkadaşım. Herhangi bir mali sorunu olmadığını da yakından biliyorum. Bunu söyleyen şahsa tepki gösterdim. "Kardeşim sen 'Battı' diyorsun ama, o firmanın sahibini tanıyor musun?' diye sordum.
Bana tanımadığını söyledi.
Ben de kendisine "O firmanın sahibi benim. Sen benim battığımı nereden biliyorsun?" diye sordum.
Adam çok şaşırdı tabii. Ne yapacağını bilemedi. Önce özür diledi, ardından da 'Vallahi kusura bakma. Senin firman olduğunu bilmiyordum. Ben aslında bu firmanın batıp batmadığını da bilmiyordum. Sadece sağdan soldan duyduğum için burada söyleme gereği duydum. Doğrusu boşboğazlık yaptım" diyebildi.
Sonra kendisine yalan söylediğini, firma sahibi olmadığını, firma sahibinin çok yakını olduğunu, ama bu tür söylentilerin kulaktan kulağa yayılmasında kendisi gibilerinin de büyük kabahati olduğunu söyleyerek "Sen sen ol, sahibini ve mal varlığını bile bilmediğin bir firma ile ilgili bu tür yorumlar yaparken dikkatli ol. Çünkü yaptığın çok hoş bir şey değil. Eğer böyle yapmaya devam edersen, biri de yarın çıkar aynı yalan söylentiyi senin için yapar,çok zor durumda kalırsın" diye de nasihatte bulundum"
Dostumuz...
-"bu diyalog sonrası eminim ki o kişi bir daha başka bir kişi hakkında "Batıyor-çıkıyor" yorumlarında bulunmaz" diyerek tamamladı sözlerini.
Son günlerde birçok firma hakkında "batıyor" söylentisi dolaşıyor.
Şuna emin olun, pek çoğu asılsız olan bu söylentileri çıkartanlar kadar, söz konusu söylentiye inanıp, bunu çevresindekilere yayanlar da bir hayli suçlu.
Bilerek veya bilmeyerek....
Üzülerek veya keyif alarak bu söylentiyi daha çok insanın duymasını sağlayanlar, çok büyük kabahat işliyor.
O yüzden.
Yukarıda verdiğimiz örnekte olduğu gibi, size "Duydun mu? Şu firma batıyormuş" diye bir şeyler anlatmaya başlayanların ağızlarının payının oracıkta verilmesi lazım.
Lazım ki...
Bu tür insanlar, "batıyor" söylentisini kasıtlı çıkartanların değirmenlerine su taşıyıp durmasın...

***

Seçimden seçime ortaya çıkanlar...

Eskişehir'in siyasetinde seçimden seçime gördüğümüz ya da seçim söz konusu olduğunda "mutlaka aday olur" dediğimiz isimler var.
Bu isimlere "seçimlerin potansiyel adayları" demek de mümkün.
Üstelik hemen her partide de var bu söylediğimiz özelliği taşıyan isimler.
Bazılarını 4 ya da 5 yıldır görmezsiniz.
Bu 4 ya da 5 yılın sonunda, yani seçim yaklaştığında ortaya çıkıverirler aday adayı olarak.
Bazen aday olmayı da başardıkları olur.
Ama genelde aday yapılmadıkları için bir sonraki seçimde yeniden denerler şanslarını.
Eskişehir'de benim bildiğim 5-6 seçim üst üste adaylığı deneyen siyasetçiler var.
Yine benim bildiğim, adaylıktan emekli olacak süreyi dolduranlar da var.
Bu isimleri önümüzdeki süreçte muhtemelen yeniden göreceğiz.
2019'da hem Milletvekili genel hem de mahalli seçimler aynı anda yapılacağı için,bu seçimi kesinlikle boş geçirmeyecekler.
Mutlaka yeniden ortaya çıkacaklar.
Belki bu defa aday yapılacaklar. Belki de bu güne kadar olduğu gibi yine aday yapılmayıp, bir sonraki seçimi bekleyecekler.
Bakarsınız...
Bu defa hem aday yapılıp hem de seçimi kazananlar arasında yer alacaklar.
Bu elbette kötü bir durum değil.
Zaten üst üste ve her seçimde aday adayı olan bu isimleri eleştirmek için yazmıyoruz bu yazıyı.
Unutulmasın ki, her seçim aday adayı olmak suretiyle 30 yılını pes bile etmeden siyasette geçiren ve bunun sonucunda da Milletvekili ya da Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmayı başaran isimler de var.

***
Vilayet uyarımızı dikkate almış ama...

Yaklaşık 15 gün önce bu sütunlarda bir uyarıda bulunmuş ve şöyle yazmıştık:
"Yeni yapılan Stadyumun inşaatı büyük bir hızla devam ediyor. Ancak bazı konular o kadar baştan savma ki sormayın gitsin. Stadyumun önüne Andezit denilen bir taş döşeniyor. Bu taş direk yumuşak toprağın üzerine döşendiği için 6 aya kalmadan belirli bölgelerde göçme yapar.Aslında olması gereken, bu taş döşenmeden önce "yeşil" denilen bir malzeme toprağa serilmeli ve güzelce sıkıştırılmalı. Böyle yapılırsa göçme olmaz ve devletin parası da ziyan olmamış olur. Yapılan iş 6 ay sonra tamir gerekmesin."
Bu uyarı Fen İşlerini yakından bilen, görevi de zaten bu olan bir tanıdık isme ait.
Söz konusu işin bu şekilde yapılması halinde kısa bir süre içinde döşenen taşların yerinden oynayacağını, göçükler oluşacağını ve yapılan onca işin heba olacağını söylüyor.

Dahası.
Bu şekilde yapılacak bir imalatın ilerde bozulması halinde ihalenin belediyelerin sırtına yükleneceğini belirtip "Daha tamamen iş işten geçmeden bu duruma müdahale edilsin ki, emek de para da boşa gitmesin" diyor.

Bu bir uyarı...

Bu uyarıya kulak verilir mi yoksa kulak arkası mı yapılır bilemiyoruz."
Yazdığımız yazı kulak arkası yapılmamış.
Tam tersine...
Yaptığımız uyarıya kulak verilmiş.
Dün gelen ve Vali yardımcısı Günhan Yazar imzalı resmi yazıda "Bilindiği gibi yeni yapılmakta olan stadyumun iş ve işlemleri TOKİ tarafından yürütülmektedir. Ancak, yazınız ile ilgili bilgi, söz konusu firmaya bizzat iletilmiştir" deniliyordu.
Uyarımızı vilayet dikkate almış.
Dileriz aynı hassasiyet firma tarafından da gösterilir...

***
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM

Mafya babası korumaya aldığı müesseselerden haraçları toplamak için yeni bir tetikçi buldu.Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Baba, yeni tetikçinin polisin eline geçerse, fazla bir şey anlatmasının mümkün olamayacağını düşünüyordu böylece.. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiye adamlarını gönderdi. Adamların sağır dilsizle anlaşmaları mümkün olmadı tabii.
Bunun üzerine "Baba" sağır dilsizi odasına aldırttı. Bir de işaret alfabesi bilen tercüman buldular.
Tercüman işaretle sordu:
"Para nerde?.."
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
Tercüman tercüme etti.
"Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş.."
Baba 38'liğini koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı..
"Şimdi sor bakalım, para nerde?.."
Tercüman işaretle sordu:
"Para nerde?."
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Central Park'ta, Batı 78'inci Caddeye açılan kapıdan girince soldan üçüncü ağacın kovuğunda 100 bin dolar var."
Baba öfkeyle gürledi:
"Ne dedi?.."
Tercüman yanıtladı:
"Dedi ki hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. Ayrıca diyor ki, o tetiği çekmeyi de kıçınız yemezmiş!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi