
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Belediye başkanları haklı çıktı o zaman...
-Eskişehir'in 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan edildi.
-Ardından bununla ilgili bir kanun çıkartıldı.
-Kanun kapsamında, yıl boyunca etkinlikleri planlamak için merkezi Eskişehir'de olan bir Ajans kuruldu.
-Ajans, Türk Dünyası Kültür Başkentliliği çerçevesinde, bir yıl boyunca yapılacak olan çalışmaları planlayarak gerçekleşmesini sağladı.
-Eskişehir'in Kültür Başkenti olması yasa ile bir yıl olarak sınırlandırıldığı için, 2014 yılının ilk günüyle birlikte Eskişehir'in Türk Dünyası Başkenti olması da sona ermiş oldu.
Ancak...
-Yasal sürenin bitmesinin ardından Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı kurulması gündeme geldi.
-Hizmetlerin bundan böyle vakfı aracılığıyla yapılabileceği ifade edildi.
-Hatta, Bakan Nabi Avcı "Bundan sonra Eskişehir'e hem kalıcı eserler bağlamında, hem de diğer kültürel etkinlikler bağlamında pek çok hizmet Türk Dünyası Kültür Vakfı üzerinden gelmeye devam edecek" açıklamasında bulundu.
-Bu açıklamanın hemen ardından sözü edilen Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı kuruldu.
-Vakfın başkanlığına o dönemin Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna getirildi.
-Türk Dünyası Kültür Başkenti'nin mal varlığı kurulan bu vakfa devredildi.
-Güngör Azim Tuna Şanlıurfa Valiliğine atandı. Ama, Vakıf başkanlığının devam edeceği belirtildi.
İşte tam da o sırada, Belediye başkanları Büyükerşen, Ataç ve Kurt söz konusu vakfın kuruluşuna tepki gösteren bir açıklamada bulundu.
Türk Dünyası Ajansına ait paranın bu vakfa devredilmesinin hukuksuz olduğunu söyleyen belediye başkanları, vakıf mütevelli heyeti içinde yer almayacaklarını da aynı toplantıda dile getirdi.
Dahası...
-"Devlet gelenekleri, işlerin vakıf aracılığıyla değil, devlet kurumlarıyla yürütülmesini gerektirir" diyen belediye başkanları "Belediyeler varken böyle bir vakfın kurulmuş olmasını anlamak mümkün değil. Yarın bu vakfın Eskişehir'e ayrılmış para ile başka yerlere hizmet götürmesi ortaya çıkarsa ne yapacaksanız?" diye sordu.
Önceki gün öğrendik ki, Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı'nın mütevelli heyet toplantısı Şanlıurfa'da yapılmış.
Vakfın toplantısına Kültür bakanı Nabi Avcı da katılmış.
Bakan Avcı önce "Türk Dünyası Vakfı, 2013 yılında Eskişehir'in Türk Dünyası Kültür Başkenti olması sürecinde kurulan ajansın devamıdır." demiş...
Ardından da "Türk Dünyası Vakfı'nın Şanlıurfa'da da yapmayı planladığı etkinlikler var. Bunlardan bir tanesi de, daha önce iki tanesini Eskişehir'de gerçekleştirdiğimiz Bilim ve Kültür Şenliği'nin üçüncüsünü Aralık ayı sonunda Şanlıurfa'da yapmak." olduğunu söylemiş.
Haberi duyunca, yani vakıf mütevelli heyetinin Şanlıurfa'da toplandığını duyunca, önce kendi kendimize "Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı Şanlıurfa'ya mı kaydı?" diye düşündük.
Ardından da...
Vakfın Şanlıurfa'da şenlik ve etkinlikler yapacağını öğrendiğimizde ise, Belediye başkanlarının söz konusu Vakıf'ın kuruluşuna karşı çıkan sözlerini hatırladık...
Zira...
Bahçemizde yemlenen tavuğun komşu bahçeye gidip yumurtlaması gibi bir durum çıktı orta.
.....
Anlamak mümkün değil gerçekten...
Mecliste 6 milletvekili cinsel istismarla ilgili düzenleme önergesi verdi.
Düzenleme, tecavüzcüsü ile evlenecek olanların suçlarını ortadan kaldırmaya yönelik olması nedeniyle büyük tepki gördü.
-CHP ve MHP başta olmak üzere toplum içinde yapılmak istenen düzenlemeye tepkiler çığ gibi büyürken...
-AK partiye yakın yazarlar bile bu düzenlemenin savunmasını yapamıyorken...
-Başbakan bile düzenleme ile ilgili "Muhalefetle görüşüp yeniden düzenleyin" talimatı verirken...
-Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan'ın genel başkan yardımcısı olarak görev yaptığı dernek bile çıkıp, yapılmak istenen düzenlemeyi eleştirirken...
Kendisine AK Partili diyen, AK Partinin aldığı her kararın doğruluğunu sorgulama gereği bile duymayan, yanlışa karşı çıkan herkesi eleştirip aşağılamaya çalışanları da anlamak gerçekten mümkün değil.
.....
Taraftarın üç görevi var...
Bugün Eskişehir'de son derece önemli bir futbol müsabakası var.
Eskişehirspor bugün Yeni Malatyaspor maçını yeni stadyumunda oynayacak.
Yeni stadyumda oynanacak olan ilk maçın bu şehirde yaşayan herkesi heyecanlandırdığını söylememize gerek yok herhalde.
Bugün oynanacak olan maçın özel olması, Eskişehirspor'un 12 nci adamı olan muhteşem taraftarına üç ayrı sorumluluk ve görev yüklemiş durumda.
1-Muhteşem taraftar ilk maçın oynanacağı yeni stadyumu dolduracak.
2-O muhteşem taraftar maç boyunca takımını her zamankinden daha fazla coşkuyla destekleyecek.
3- Taraftarımız, yeni stadyumda oynanacak olan ilk karşılaşma esnasında olabilecek ve stada zarar verebilecek her türlü girişime müsade etmeyecek.
Eskişehirspor'un müthiş taraftarının stadı dolduracağından ve takımını maç boyunca en iyi şekilde destekleyeceğinden zaten zerre kadar şüphemiz yok.
Taraftarın, yeni satadyumda oynanacak olan ilk maçta stadyumunu koruyacağı ve olabilecek her türlü zarar verebilecek girişime engel olacağından da hiçbir şüphemiz yok.
Ancak.
Bilindiği üzere yeni stadyumun devri henüz gerçekleşmiş değil.
Özel izinle, ufak tefek eksikliklere rağmen maç oynama izni alınmış durumda.
Böyle bir durumda yeni stadyumla ilgili olabilecek en küçük bir olay ya da tahribat, Eskişehirspor'u da yeni stadyumu da müşkül durumda bırakabilir.
O yüzden...
Bugün yeni stadyumda oynanacak olan ilk maçta,özellikle de yeni stadın korunmasına yönelik herkesin her zamankindan daha fazla hassasiyet içinde olması gerekiyor galiba...
.....
Biraz da gülmek lazım
Bir Amerikalı, bir İngiliz, bir Fransız, bir Alman ve bir Türk sadece cep telefonlarıyla ıssız bir adaya düşmüşler...
Amerikalı hemen cep telefonundan FBI'yı aramış ve "bir operasyon yapıp beni hemen bu ıssız adadan aldırın!" demiş...
İngiliz dururmu o da hemen cep telefonundan Dışişleri Bakanlığı'nı aramış hemen ve onlara düştüğü adanın yerini tarif edip "bir kurtarma timiyle gelip beni hemen burdan kurtarın!" demiş...
Fransız cep telefonundan sevgilisini aramış ve ona "benim burada yeni bir sevgili bulma şansım yok Nicole, sen orada ne kadar da şanslısın, nasıl olsa yakında görüşürüz, seni çok öpüyorum!" demiş...
Alman cep telefonundan patronunu aramış ve ona "efendim ben ıssız bir adaya düştüm ama çalışmam gereken tüm dosyalar yanımda, çalışmaya burda devam edeceğim, işleri sakın merak etmeyin!" demiş...
Sıra Türk'e gelmiş... Türk de cep telefonunu eline almış ve çevirdiği numarayı bir kez çaldırdıktan sonra kapatıp şöyle demiş "enayi miyim ben yaaa, onlar beni arasın arkadaş!"....