1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Belediyeleri kazanma sevincini il başkanı olarak yaşamak istiyorum

İktidar Partisinin il Başkanı Süleyman Reyhan.
Partinin adeta hafıza deposu.
Hemen herkes teşkilatçı özelliğine şapka çıkartıyor.
Öyle çok fazla kamuoyu gündemine gelme merakı yok.
Hatta.
Gündeme gelmemek için çaba bile harcıyor.
Gerektiği yerde gerektiği kadarıyla konuşuyor.
Partide yapmadığı görev kalmamış.
Durum böyle olunca, ismi de potansiyel adaylar sıralamasında en öne geçiveriyor.
İşte iktidar partisinin yukarıda saydığımız özelliklerini taşıyan il başkanı Süleyman Reyhan ile konuşuyoruz televizyon programında.
Önce, parti çalışmalarını soruyoruz.
Siyasetin teşkilatçılık yanına hayran olduğunu söyledik ya, konu teşkilat çalışması olduğunda başlıyor yağdırmaya Süleyman Reyhan.
Üye sayısının geldiği noktadan tutun da, yapılan toplantılara ve toplantıda alınan kararların zincirleme olarak nasıl değerlendirildiğine kadar uzun uzun anlatıyor.
Son olarak da...
-"Eskişehir'de 20 Bin kişiyi mahalle temsilcilerinin nezaretinde ve evlerde aynı anda toplama konumunda bulunuyoruz" diyor.

BİTMEYEN SADECE HÜKÜMETİN PROJELERİ Mİ CANIM...
Konu konuyu açıyor ve tamamlanması uzadıkça uzayan Demiryolunun yeraltına alınması meselesine geliyor.
Soruyoruz kendisine "Bu iş daha ne kadar sürecek?" diye.
-"Gerçekten uzadı" diye kabulleniyor durumu önce.
Devamla da...
-"Suyla dolu yer altında çalışma şartları kolay değil. Uzadı uzamasına ama, 2013'ün 29 Ekim tarihine kadar tamamlanmış olacak. Bu tür büyük işler, planlanan tarihlere bazen sığmayabiliyor" diye bir saptama yapıyor.
Sonrasında da...
-"Sanki Eskişehir'de bitmeyen bir bu söylediğiniz yatırım var. Şöyle bir bakın çevrenize, ihale ve yapım tarihleri tabelalarında belli olmasına rağmen Belediyeye ait bir çok yatırım yıllardır aynı şekilde duruyor" diyor.

SEÇİM BAŞARI SEVİNCİNİ İL BAŞKANI
OLARAK YAŞAMAK İSTİYORUM
Konudan konuya geçiyoruz sohbet sırasında.
Büyükşehirler yasasını soruyoruz...
-"Bu seçim kazanmak için değil, olması gereken bir durum" diyor.
-"Büyükşehir hangi hizmetleri ıskalıyor?" diye sorduğumuzda ise;
-"Artık Büyükerşen ağlamaktan vaz geçmeli. Engellendiğini söylemekten vaz geçmeli. Çünkü doğruyu söylemiyor. Artık biraz hizmet etsin" diyor.
Son olarak, mahalli seçimlerde adaylığı ciddi olarak düşünüp düşünmediğini soruyoruz Süleyman Reyhan'a açık açık.
Önce...
Eskişehir'deki tüm Belediyeleri alacaklarını söylüyor.
Hemen ardından da...
-"Ben Büyükşehir ve 14 Belediyenin Ak Parti tarafından kazanıldığı seçimin sevincini il başkanı olarak yaşamak istiyorum" diyor.
Bunun "Aday olmayacağım" anlamına mı geldiğini sorduğumuzda ise...
-"Ben söyleyeceğimi söyledim" cevabı veriyor Süleyman Reyhan.
.....
Sanki gelmiş de görmüş...
Geçtiğimiz pazartesi günü parti binasında açıklama yapan AKP Milletvekili Salih Koca, bir ara meslektaşı CHP Milletvekili Süheyl Batum'a da dokundurmuş.
Süheyl Batum'un "Ankara en küçük bir yağmurda perişan oluyor" diyerek Eskşehir'i örnek göstermesi üzerine önce;
-"Sanki Süheyl Batum Eskişehir yağmurunda bir kez olsun ıslandı" demiş.
Ardından da...
-"Ankara'nın böyle olduğunu söyleyen Batum sanki Eskişehir'e geliyor da, Eskişehir'de yağmur yağdığında ne olduğunu biliyor?" diye sormuş.
Süheyl Batum'un ayaklarının hiç bir yağmur sonrası Gündoğdu, Fevzi Çakmak, Şahintepe gibi mahallelerde ki çamura değmediğini de söyleyen Koca kısaca, hem Batum7un Eskişehir'e gelip gitmediğini iğnelerken, hem de "Ankara'yı bırak Eskşehir7e bak" demiş...
.........
O alınan uçağın hatırına
bile hürmet edilmiyor...
Yıl 1921.
Türk ordusunun elinde sadece 5 adet uçak var.
Savaşta yeni bir uçağa ihtiyaç var.
Seferber olan Sivrihisar ve dolayısıyla da Eskişehir halkı, elinde avucunda ne varsa tüm mal varlığını bağışlıyor ve o zamanın 4 Bin TL sine çift kanatlı Fransız Bregeve 14-DZ uçağı satın alıyor.
Alınan bu uçağa da Sivrihisar Tayyaresi ismi veriliyor.
Uçak, Sivrihisar halkının özelinde, Anadolu halkının Kurtuluş savaşına katkısının en önemli kanıtı oluyor.
Ve satın alınan bu uçağın da katkıları ile ülke, girilen mücadelede başarılı olup Cumhuriyetin temellerinin atılacağının adeta müjdecisi oluyor
Savaş yılları sona eriyor.
Aradan yıllar geçiyor.
Eskişehir uçaksız ve uçak sefersiz kalıyor.
Bu durum dile getirildiğinde ise siyasetçiler çıkıp;
-"Eskişehirli kendi uçak firmasını kendi kursun" diyor.
Bir anlamda...
-"Kendi sorununuzu kendiniz halledin. Firmalar zarar ettiği için Eskişehir'den uçak seferlerine yanaşmıyor" denilmek isteniyor.
Ne diyelim...
1921 de alınan ve halkın kurtuluş savaşına katkısının en önemli kanıtı olan uçağın hatırına bile hürmet edilmiyor...
.......
Biraz da gülmek lazım
Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulaştığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi: Küçük oğlan, akşam üstü okuldan gelmiş... kapıdan girer girmez:
"Anne!" diye seslenmiş, "Ben Alman oldum!"
Annesi:
"O nasıl söz? Sakın bir daha tekrarlama"
"Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. ben Almanım artık"
Annesi "sus bakayım" diye tiz perdeden bağırırken, babası da içerden duyup koşmuş. Bir tokat, bir tokat daha.
Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
"Şu dünyanın işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi