Ramazan ayının başlamasıyla birlikte CHP'li belediyeler iftarlara başladı.
Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri mahallelerde iftar programları düzenliyor.
Düzenlenen iftar programlarına Belediye başkanları ile birlikte tüm belediye müdürleri de katılıyor.
Söz konusu iftar programlarının bir faydası da,mahallelinin bir araya gelmesi bir yana, iftar yemeği sonrasında iftarın yapıldığı mahalle halkı ile Belediye başkanlarının bir araya gelip sohbet etmesi ve sorunları dinlemesi.
Bazen...
Aktarılan sorun belediye başkanları tarafından iftar sonrası bizzat yerinde görülüyor.
Çoğu zaman.
Aktarılan sorun, belediye başkanının yanındaki belediye müdürlerine verdiği talimatla anında çözülüyor.
Yani...
Nereden bakarsanız bakın belediyeler tarafından mahallelerde verilen iftarların hem maddi hem manevi hem de sosyal bir faydası var.
Ancak...
Tüm bu anlattıklarımıza rağmen,yapılan iftarlar yemeklerini takdir edenleri bir yana koyarsak, belediyelerin (sırf CHP'li oldukları için) vermiş olduğu iftar yemeklerini eleştiren, burun kıvıran, samimi olmadığını söyleyen ve siyaseten yapıldığını düşünen bir kesim var Eskişehir'de.
Genelde kendilerini "muhafazakâr" olarak adlandıran bir kesimden bahsediyoruz.
-Kendilerinden başka hiç kimsenin Müslüman olmadığını ve olamayacağını kabullenmiş bir ruh hali içinde olan...
- "Biz yaparsak samimi olur, başkaları yaparsa samimiyetsizdir" düşüncesi taşıyan...
-Belediyelerin bu iftarları yapmaması durumunda da çıkıp "Her şeye para buluyorlar da şu mübarek ayda insanlara bir iftar yemeği bile vermiyorlar" diye eleştireceği kesin olan...
Ve...
-Kendi düşüncesindeki kurum ve kuruluşların yaptığı iftar yemeklerinin "Sevap" için, başkaları tarafından yapılan iftar yemeklerinin ise "siyaset" için yapıldığını zanneden ve söyleyen sabit fikirli kesimden bahsediyoruz.
Ne diyelim?
İyi ki belediyeler bu iftar yemeklerini düzenliyor mahallelerde.
İyi ki bu insanların bu tür eleştirileri karşısında vaz geçmiyor iftar yemeklerinden.
İyi ki veriliyor bu iftar yemekleri de, "Bizden gayrı Müslüman yok" zihniyeti taşıyan fikri sabitlere meydan boş bırakılmıyor...
.......

İşgal etmeyen bir tek çekirgeler kaldı iyi mi?
-Ana Caddeleri araçlar istila etmiş
-Sokak araları ise park yapan araçların işgalinde.
-Her köşe başını dilenciler işgal etmişler.
-Kafe önlerini ise "Harçlık ver" diyen çocuklar istila etmiş.
-Kent Merkezi resmen beton binaların işgali altında.
-İçlerinde belki de en zararsızları ama, korkanlar için Köpek işgali var şehrin merkezinde.
-Boş arsalar çöp istilasında.
-Özürlüler için ayrılan araç park yerlerini, kafadan özürlüler işgal etmiş halde.
-Okul önlerinde seyyar satıcı işgali...
-Duvar ve Direkler, afiş yapıştırma işgali altında.
-Kapıdan satış yapıp insanların canını yakanlar, şehrin dört bir yanını işgali altına almış.
-Esnafın malları kaldırımları işgal etmiş.
-Kafanızı kaldırdığınız her yeri led ekranlar istila etmiş.
-Araç park edebileceğiniz yerler, esnaflar tarafından dubalarla işgal edilmiş.
-Apartman cepheleri reklam alanı istilasında.
Kısacası...
Çıkın sokağı şöyle bir dolaşın.
Bu yazdığımız işgal ve istilaların birçoğuna şahit olacaksınız.
İşgal etmeyen bir tek çekirgeler kalmış mübarek.
Onlar da yakında gelirler, camı çerçeveyi kapalı tutun.
Çünkü...
İşgale açık bir şehir bu şehir...

.......

AK partililer diyebiliyor mu?
Büyükşehir Belediye meclisinde, asfalt ve kaldırım için vatandaşlardan katılım payı adı altında para belli miktarda para alınması görüşülüyor.
Katılım payı alınması yasa ile mevcuttu.
Sonradan...
Katılım payı alınıp alınmayacağı belediye meclislerinin kararına bırakıldı.
Büyükşehir Belediyesi, yaptığı asfalt ve kaldırımların parasının bir bölümünü vatandaştan almak istiyor.
AK partililer ise, "belediye vatandaştan katılım payı almasın" diyor.
Sonuçta oylanıyor madde.
Mecliste AK parti çoğunluğu olduğu için AK partililerin istediği oluyor.
Yani...
Belediye'nin vatandaştan asfalt katılım payı alması ret ediliyor.
Bu vatandaşlar açısından olumlu bir haber.
Asfalt ve kaldırım yapımı için kendilerinden para alınmayacak.
AK partililerin bu kararı da vatandaşın lehine görünüyor.
Kafamızı kurcalayan tek bir konu var.
-"Eğer belediyeler CHP'li değil de AK partili olsaydı, meclisteki AK partili çoğunluk yine çıkıp 'Katılım payları vatandaştan alınmasın' der miydi?"
AK partililer çıkıp "Belediye bizim partiden olsaydı da aynı şekilde davranırdık" diyebiliyorsa, yaptıklarına helal olsun.
Yok diyemiyor ve "O zaman iş değişirdi" diyorlarsa...
O zaman biz de rahatlıkla "bu işte bal gibi de siyaset ve engelleme var " diyebiliriz...