Demokrat Parti'nin seçimlerden önce Özgüven salonunda vermiş olduğu yemeği yazmıştık.
Hani şu eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un da katılıp, konuşma yaptığı yemeği.
Salonun parası ödenmediği için, salon sahiplerinin konuyu mahkemeye intikal ettirdiklerini, fakat salon parasının Genel merkez dahil hiç kimse tarafından üstlenilmediğini de ifade edip;
-"Bakalım mahkeme sonucunda, 14 Bin YTL lik fatura kimin elinde kalacak?" demiştik.
Dün eski il başkanlarından Bekir Sıtkı Saraç ile karşılaştık.
Laf dönüp dolaşıp, söz konusu yemeğe ve bu yemeğin parasının ödenmemesi nedeniyle konunun mahkemelik oluşuna geldi.
Bekir Sıtkı Saraç, il başkanlığı öncesi ve sonrasında sürekli olarak;
-"Parası yok" şeklinde eleştirilere uğradığını söyledi...
-"Öyle ki, sürekli olarak benim paramın olmadığı, bu yükün altından kalkamayacağım ifade edildi. Milletvekili aday adaylığımda dahi, paramın olmadığı yönünde propagandaya uğradım. Her defasında 'Benim param yok ama, onlarda da bende olan akıl yok' dememe rağmen, 'Parası yok' diye itip kaktılar." dedi.
Bekir Sıtkı Saraç, gerçekten o dönemlerde de şimdi de parasının olmadığını söylüyor.
-"Ama olmayan paraya rağmen partiyi hiç bu hallere düşürmedim. Partinin bir gün telefonu, elektriği kesilmedi" diye de sözlerine ekliyor.
Maharetin parada olmadığının bir kez daha ortaya çıktığını da sözlerine ekleyen Saraç;
-"Ben dediğim gibi bir tek çalışanın maaşını bile aksatmadım. Ama görüyorsunuz, ödenmeyen bir yemeğin parası, mahkemelik oluyor. Gerisini siz düşünün" diyor...