
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BİLİM KADINI OLMAK...
Türk kadını, artık kendine ve diğer kadınlara güvenmelidir. Çünkü Türk kadının, ne Batılı, ne de doğulu hemcinslerinde farkı yoktur. Kadınlar, iş yaşamının, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Her sektörde başarılı performans sergiliyorlar.
Kadınlar, başarılı olmak için, erkeklerin kurallarına göre oynamak veya 'erkek gibi kadın' olmak gerekmediğini de biliyorlar. Bugünün başarılı kadınları, kendisi gibi olmaya karar veriyor. Başkalarının kuralları ile değil, kendi kuralları ile de sahneye çıkıyorlar.
Aslında Türk toplumunda, kadın erkek konumu eşitti. Nitekim geçmişte, Devlet yönetiminde, Hakan ile Hatun'un, ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca, "Hakan emrediyor ki" sözleriyle başlamak, o emre boyun eğmemek için geçerli bir nedendi. "Hakan ve Hatun emrediyor ki" ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan, tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, Hakan ve Hatun birlikte yer alıyorlardı. Bugün Türk kadının, her alanda olduğu gibi, siyasi alanda da, tarihteki bu konumdan çok uzaktır.
Türk kadını, her aldan görev almalıdır. Çünkü Türk kadını oldukça donanımlı, hazırlıklı; bilinçli ve kadın olarak her göreve taliptir. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak ve bunlardan ders çıkartarak, kendi çocuklarının da bu bilinçte yetiştirerek, üst düzey görevler taliptirler. Ayrıca da Türk kadını, her sektörde başarılı performans sergiliyorlar.
Nitekim Uluslararası Katılımlı, 1. ULUSAL ALİ NUMAN KIRAÇ TARIM KONGRESİ VE FUARI' ın da, kadın bilim adamları başarılı performans sergilediler. Özellikle de kongre' ye katılan, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Hülya Öz, ve Sayın Arzu YAZGI her yönleri ile dikkat çektiler.
Çarşamba günü, ödül alan, Perşembe günü de Tezi ile başarılı bir performans sergileyen Sayın Arzu YAZGI' dan sonra, tezini açıklayan Eğe Üniversitesi Öğretim üyesi Sayın Yrd. Doç.Hülya ÖZ' de , " Bağımsız Meme Başı Sağım Sistemlerinin Geleneksel Sağımhanelere uygunluğunun Yaş ve Dinamik Ölçüm Yöntemleri ile Belirlenmesi" konulu sunumun da konuya hakimiyet ile dikkat çekti.
Sayın Yrd. Doç. Hülya ÖZ, Geleneksel (pençeli) sağım sistemleri ile bağımsız meme başı(pençesiz) sağım sistemlerinin performanslarını, yaş ve dinamik test yöntemleri ile karşılaştırılarak pençesiz sağım sistemlerine uygunluğu üzerindeki bilgileri katılımcılarla paylaştı.
Sayın Yrd. Doç. ÖZ, " Sütün tamamının en kısa sürede hayvanın sağlığına zarar vermeden "sağılmalıdır " dedikte sonra "YAŞ TESTLERİ" , DİNAMİK TESTLERİ" ve sonuçları üzerinde durdu. Bu saha da çalışmalarını, katılımcılarla paylaştı.
Sayın Yrd. Doç ÖZ, Pençesiz sağım sistemlerinin, geleneksel sağımhanelere uygulanmasının mümkün olduğunu, "YAŞ" ve DİNAMİK" test yöntemlerinin birbirini destekleyen paralel sonuçlar verdiğini söyledi Artan sağım debisiyle birlikte meme uçlarındaki vakum basıncı iki sistemde b ve d fazında düşüş göstermekte ve 5l/min en yüksek sağım debisi kabul edildiğinde, hem CON hem de "MULTİ" de meme ucu vakum değeri ISO standartlarına yakın değerler elde edilmektedir.
Sayın Yrd. Doç ÖZ' e göre, pençeli sağım sistemlerinde (CON) meme uçundaki vakum değerleri d ve b fazlarına yaklaşık aynı değerlerde kalmaktadır. Bu nedenle de meme başları daha fazla zarar görebilir. "Biomilker" sitem d fazında daha etkin masaj ve b-fazında daha düşük vakum kaybı nedeniyle de faydalı olabilir.
Elbette her türlü sağım makinesi veya tesisindeki ana hedef, hayvan memesindeki sütün tamamının en kısa sürede ve hayvan sağlığına zarar vermeden sağmaktır. Bu açıdan bakıldığında çiğ süt kalitesi ve sürü meme sağlığı süt sığırcılık işletmelerinde en önemli faktörlerdir.
Sayın Yrd. Doç. Öz, bilim kadını olarak, pek çok konu da başarılı projeler gerçekleştirmiştir. Zorlukları aşmasını da bilmiştir. Ancak Bilim Kadını olmak, hiçte kolay değildir. Çünkü bilim kadını olmak zordur. Meşakkatli ve uzun bir süreçtir. Ayrıca yaşamın zevklerinden mahrumiyeti peşinen kabul ederler ama yaptıkları işler, insanlık için büyük yarar sağladığı halde, maddi ve manevi karşılığını, çoğu kez göremezler.
Bilim kadını, herkesten fazla toplumsal sorumluluk taşıyan kişidir. İnsan olarak, O' bilim kadınlarına ve ilme sahip çıkmak, İrfanı kuşanmak, hakkın ve hakikatin şahitliğini yapmaktır. Ayrıca ülkemizin ve insanlığın, bilim kadınlarına ihtiyacı vardır. Çünkü herkes bilim kadını olamaz. Bilim kadını da kolay da yetişmiyor. Ayrıca Vatanı sevgisi de lafla değil, Atatürk söylediği gibi, VATAN SEVGİSİ, ONA HİZMETLE ÖLÇÜLÜR. Sayın Yrd. Doç ÖZ, bunu başarmış kadınlarımızdan biridir.
Kutluyoruz.