1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bir Eskişehirli olarak...

-Bir Eskişehirli olarak, Kamulaştırması yapılamadığı ve yol açılamadığı için Anadolu Üniversitesi önünden çevre yoluna 5 yıldır çıkamıyorsam...
-Demiryolu'nun yer altına alınmasını 6 yıldır bekliyorsam.
-Kentpark içinde bulunan bitmemiş inşaatı yıllardır görüyorsam.
-Çevre yolu üzerine yapılan Bat-Çık aydınlatmaları Başbakan'ın gelişinden gelişine yenilendiğine şahit oluyorsam.
-Kütahya yolu üzerinde bulunan kültür Merkezi inşaatının bitmesini 22 yıldır bekliyorsam.
-Daha yeni yapılan kaldırımların oynayan taşları üzerinde cambazlık yapıyorsam.
-Aracımla girdiğim trafikten çıkamaz hale geliyorsam.
-Rahatlıkla yürümem gereken kaldırımlar üzerinde yayalardan başka her şey bulunuyorsa.
-Yıllardır bir Kent Meydanına sahip olamamışsam.
-En küçük bir yağışta, hala kent merkezinde su birikintileri oluşuyor ve bu beni yıllardır rahatsız ediyorsa.
-Ulaşımın merkezinde bir şehir olarak hala hava ulaşımım yoksa.
-Aracımı park edebileceğim yerlerin yarısı paralı, diğer yarısı da esnafın kapatması altındaysa.
-Kent Merkezini rahatlatmak için taşınan kurumların boşalttığı binalara başka kurumlar getirilip yerleştiriliyorsa.
-Asfaltlanan cadde ve sokaklar ertesi gün kazılıyor ve kazılan yerler de yapılan yamalarla delik deşik oluyorsa.
-İnşat yapanlar sokakları, açılış yapanlar caddeleri keyfi kapatıyorsa.
-İşyeri girişleri imar yönetmeliklerine aykırı yapılıyor ve buna kimse ses çıkartmıyorsa.
-150-200 metre arayla sinyalizasyon ışıklarının olduğu bir ulaşım anlayışı varsa.
-Yapılan çevreyolu ve Demiryolu projeleri sayesinde bazı mahalleler şehirden tecrit ediliyorsa.
-Caddelerde yol çizgisi bulunmasına bile gerek duyulmuyorsa.
Kısacası...
Hükümet ve Belediyeler tarafından yapılması gereken rutin hizmetler bile tam anlamıyla yapılamıyorsa, 20 gün sonra yapılacak olan Mahalli seçimlerde Başkanlığa talip olacak adayların projelerine dikkatle bakmak gerekiyor.
Tablo bu haldeyken, bize göre başkan adaylarının en büyük projesinin de, yapılması gereken rutin belediye hizmetlerinin eksiksiz yapılacağı sözü olması bizzat gerekiyor.
------------------------
Mitingler sadece Genel Başkana moral olsun diye...
Bundan 10-15 yıl öncesine kadar Mitingler, seçimlerin beklide tek belirleyicisiydi.
Öncelikle...
O yıllarda Televizyon canlı yayınları yoktu.
İnsanların da mitingleri televizyon kanallarından izleme şansı bulunmuyordu.
Herkesin elinin altında bilgisayar ve internet de bulunmuyordu.
Dahası...
Kamuoyu anketleri pek yaygın değildi o yıllarda.
Seçmenler, parti liderlerinin ne söyleyeceklerini duymak için miting alanlarına gitmek durumundaydı.
Oluşan kalabalık, o partinin o şehirde nasıl bir sonuç alabileceğini aşağı yukarı ortaya koyardı.
Bununla birlikte...
O yıllarda Miting Meydanını siyasi açıdan okuyabilen siyasetçiler bulunurdu.
Meydandaki kalabalığı oluşturan insanların genç mi, yaşlı mı olduğundan tutun da, başına kasket takanların oranına kadar her detayı değerlendiren bu siyasetçiler, o şehirde o partinin alacağı oy oranını bile aşağı yukarı tahmin ederdi.
Liderin miting konuşmasındaki performansı, heyecanı diri tutabilmesi, kalabalığı da konuşması içine alarak bir anlamda enteraktif hale dönüştürmesi, yapılan mitingin iyi bir miting olması bakımından önem taşırdı.
Teknoloji ve iletişim kolaylığı, miting meydanlarının seçime olan belirleyici konumunu ortadan kaldırdı.
Seçmenlerin büyük bölümü mitingleri meydanda izleme yerine evinde ve televizyon karşısında izlemeyi, siyasi gelişmeleri ise, internet üzerinden takip etmeyi tercih etmeye başladı.
İşte bununla birlikte mitingler, Genel Başkanları memnun etme ve parti teşkilatlarına moral kazandırma görevini daha çok üstlenir oldu.
Dikkat ederseniz geçmiş yıllarda yapılan mitinglerde "taşıma" diye bir durum söz konusu bile olmazken, bugün yapılan hemen her mitinge "Taşıma" yakıştırması yapılması ve bu yakıştırmanın da çoğunlukla doğru olmasının nedeni de bu olsa gerek.
Yani...
Genel başkan karşısında mahcubiyet duymamak, parti teşkilatına moral olabilmek.
-----------------------------
Yeni seçilecek belediye başkanlarının ilk bir-iki yılı
Mahalli seçimlere geri sayım başladı.
30 Mart gecesi, Eskişehir'deki Belediyeleri kimlerin yöneteceği belli olacak.
Seçimlerde, Belediyeleri hangi parti adayının kazanacağını bilemiyoruz ama, seçim sonrasında kazanan yeni Belediye Başkanlarının koltuğa oturur oturmaz ne ile karşılaşacaklarını çok iyi biliyoruz.
İster dışarıdan biri kazansın belediyeyi isterse mevcut belediye Başkanlarından biri hiç fark etmeyecek.
Kazanıp koltuğa oturan her Belediye Başkanı, önce mevcut Belediyelerin hesaplarını koyacak önüne.
Borç ne kadar? Gelen ne? Giden ne? Bakacak.
Rakamlar pek iç açıcı olmayacak.
Zira...
Belediyelerin durumu, diğer tüm belediyelerde olduğu gibi pek iç açıcı değil.
O yüzden ilk vereceği talimat, biraz frene basmak ve Belediyenin elini ayağını toparlama talimatı olacak.
İşte o nedenle...
Mevcut Belediye Başkanları da dahil olmak üzere yeni dönem için seçilecek olan Belediye Başkanlarının ilk bir-iki yılı, frenli bir şekilde geçecek.
---------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avustralya'da tatil yapmaya karar vermişlerdi. Uçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı. Sessizliği pilotun anonsu bozdu:"Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."
"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız."
"Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak."
Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı.
Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu,gözlerine endişeyle baktı;
"Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?" "Hayır sevgilim,unutmuşum. Kızdın mı?"
Adam endişeyle yine sordu: "Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?" "Özür dilerim canım, onu da ödememiştim."
Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı. "Aferin". Karısı şaşkın, korkarak sordu. "İyi misin tatlım?"
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü bankacılar bizi kesin bulur!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi