
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)
BİR HÜZÜN KENTİ: RAKKA
Rakka, Türk tarihi içinde daima hüzünlerin kenti olmuştur. Osmanlı döneminde sancak olan Rakka'ya, Musul gibi kentler de bağlıydı. Rakka, Urfa'da bulunan Osmanlı valisi tarafından yönetilirdi. Osmanlı döneminde Rakka Eyaleti, Beydili ve Avşar boyunun sürgün yeridir. Rakka bölgesi, 1516 yılında Osmanlı ülkesine katılmıştır. Diyarbakır ile Halep eyaletleri arasında kalan bölge, merkezi Urfa olmak üzere altı sancaktan oluşmaktaydı. Osmanlı yönetimi bu bölge için özel iskan politikası uygulayarak Beydili ve Boz-ulus Türkmenlerini Fırat ırmağı boyunca yerleştirme girişimleri olmuştur. Bu iskan politikaları yüzünden göçebe Türkmenlerin düzenleri bozulmuştur.. Arap aşiretlerinden Tay ve Urban ile Türkmenler arasındaki çatışmalar da devam edegelmiştir.
Anadolu'dan Rakka çöllerine sürgün edilen Türkmen aşiretleriyle ilgili pek çok belge bulunmaktadır. Söz konusu sürgünler Türkmen halk ozanlarının şiirlerine de yansımıştır.
Bunlardan Ozan Budala, sürgün günlerini şöyle anlatır:
''Suluca Karahöyük belli yurtları
Aldı beni Beğdili'nin dertleri
Çöle düştü Beğdili'nin kurtları
Rakka çölünün kurdu Beğdili''
Dörtlükte de belirtildiği üzere Beğdili boyunun Boynuinceli ve Boynuyoğunlu oymakları Rakka'ya sürülmüş, oradan tekrar Anadolu'nun muhtelif yerlerine dönmüşlerdir. Boynuyoğunlu oymağı, halen Eskişehir, Emirdağ ve Çifteler'de yaşamaktadır. . Boynuyoğunlu oymağı mensupları kurdukları; '' "Afyonkarahisar ve Eskişehir İline Bağlıı 18 Pare Köyün Samanlı Dağı Yaylasını Koruma, Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği" bünyesinde oymak geleneklerini yaşatmaktadırlar.
Beğdili boyu; günümüzde; Gaziantep, Adana, Karaman, Aksaray, Kırşehir, Urfa, Sivas, Kırşehir, Konya, Beyşehir, Kırşehir, Maraş, Niğde, Kayseri- Develi, Çankırı, Afyonkarahisar- Emirdağ ve Eskişehir'de bulunmaktadır.
Osmanlı, Rakka'daki Türkmenleri cezalandırmak için Abbas Paşa'yı görevlendirmiştir. Abbas Paşa'nın İskenderun'dan karaya çıkıp bölgeye gelişini Dadaloğlu şu deyişi ile anlatır:
"İskeleden kalktı ol Abbas Paşa,
Kızılı, boranlı dağ var önünde,
Elbeyli beylerin at başı çekmez,
Çevrilip konacak yer var önünde.
İleride Osman Bey, zorbalar başı,
Aşireti var, çıplak eder savaşı,
Keser kelleler, basar üleşi,
Kartallar dönecek yer var önünde,
Küçük Ali Oğlu da, haykırır kakar,
Düşmanı görünce, belini büker,
Çimbulat kılıçla demir bent söker,
Omuzu kalkanlı er var önünde.
DADALOĞLU der; ordan geçerse,
Elbeyli Türk'ünden yolun açarsa,
Akan kanlı Murat köpük saçarsa,
Seyit Battal gibi er var önünde.''
Âşık Süleyman, Rakka'ya Türkmen sürgününü şu mısralarda dile getirir:
''Yusuf Paşa tuğlu fermanlı vezir
Saf tutmuş ordusu emrine hazır
Bağlandı derbentler bulundu kusur
Uyan Şahin beyim dön bak ardına
Hoyrat girdi aslanların yurduna
Duman almış şu görünen dağları
Zalim kırmış goncaları gülleri
İpe gitti obaların beyleri
Uyan Şahin beyim dön bak ardına
Hoyrat girdi aslanların yurduna
Hilebaz feleğin bize mi kastı
Aslana sığar mı tilkinin postu
Aşiret direği kötünün dostu
Uyan Şahin beyim dön bak ardına
Hoyrat girdi aslanların yurduna
Rakka'da Colab'a döküldük yola
Kesilen kelleler gelmiyor dile
Suçumuz ne idi sürüldük çöle
Uyan Şahin beyim dön bak ardına
Hoyrat girdi aslanların yurduna
Süleyman'ım ne olacak halimiz
Urumeli bekler oldu yolumuz
Kırıldı belimiz Kenan beyimiz
Uyan Şahin beyim dön bak ardına
Hoyrat girdi aslanların yurduna ''
Yine Beğdili Türkmen ozanlardan Dedemoğlu sürgün günlerini anlatır:
''Çıktık Horasan'dan sökün eyledik
Düşürdüler bizi tozlu yollara
Omuzlarda parlıyor uzun şelveler
Aşırdılar bizi karlı dağlara
Bölük bölük oldu yüklendi göçler
Atlaydı yaşlılar yayaydı gençler
Başımıza geldi olmadı işler
Düşürdüler bizi görülmedik ellere
Gehi konduk gehi göçtük yollardan
Bilip bilmediğim yaban ellerden
Kerbelâ çölünden ıssız dağlardan
Bizden sonra bir ad kalsın dillere
Oradan geçirdi sürdü Colab'a
Seksen dört bin hane gelmez hesaba
Deve koyun insan çoktur kalaba
Susuz hayvan inileşir çöllerde
DEDEMOĞLU der ki aşkın bağından
Aşırdılar bizi Yozgat dağından
Anadolu Sivas şehri sağından
Göçtüğümüz destan olsun dillere.''
Bugün terör örgütü IŞİD tarafından işgal edilerek başkent yapılan Rakka'nın tarih ve kültürümüz içindeki yeri hep hüzünlü olmuştur. Rakka'yı IŞİD örgütünün elinden geri almak için mücadele içine giren askerlerimize muzafferiyetler diliyorum. Gönül vatanımızın kaybedilmiş bir yurdu olan bu kentin bir an önce zafer neşesine kavuşmasını arzu ediyorum.