"...Hava ve yol durumu nedeniyle pek çok kişi gibi bizde treni tercih ettik.
Salı sabahı 7.55 de Eskişehir'den kalkıp 9.40 da Pendik'te olması gereken tren, hava muhalefeti nedeniyle saat 11.30 da hedefe yani İstanbul'a vardı. (İstanbul İzmit arası bir yer demek daha doğru belki!)
Bu durumda bizim planlı tüm randevular alt üst oldu.
+++
"...Eskişehir'den İstanbul'a dönüş için çile dolu yolları aşarak geldiğimiz istasyonda trenimizin kalkışının soğuk hava şartları nedeniyle gecikeceği ve bizim bu duruma gösterdiğimiz anlayışa defalarca teşekkür edilen anonslar yapıldı.
Üstü başı sulu kardan sırılsıklam olan insanlar, iki ucu açık pasajının ortasındaki bir girintide tutulmaya başlanınca, biz eski alışkanlık olsa gerek arıza çıkarıp 'Ne olacak bu insanların hali?' dedik.
'Bekleme salonu üst katta, bilet kontrolü yapılmadan oraya çıkamazsınız!' dediler.
İşin ilginç tarafı bir buçuk saat o durumda bekleyen insanlardan biz ve bizim gibi bir iki kişinin dışında kimsenin sesi çıkmadı.
O zaman daha iyi anladım, anlayışımıza neden bu kadar çok teşekkür ettiklerini.
Hareket saati yaklaştığında kontrolden geçip perona çıktık.
Tren dört yüz kişilik ancak salon taş çatlasa 150-200 kişi alabilir.
Dışarıda kalanlar soğuktan tuvalet kuyruğuna girdiler.
Kadın ve erkek için birer kabin olduğu için soğuktan ve beklemekten siniri bozulan yolcular arasında sıra tartışmaları kaçınılmaz oldu.
Kardan ıslanan parlak malzemelerden yapılmış peronlarda kayıp düşmeden trene bindik. Bazen 30, bazen 120 km hızla, raylardaki buzlanma, Ali Fuat Paşa istasyonunda enerji kesilmesi gibi sorunları aşıp 21.10 yerine 23.30 da Eskişehir vardık.
Telaş içinde koşuşturan tren görevlilerinden birinin buzlanmadan dolayı on beş metre içinde iki kez kayıp düştüğü, aşağı inenlerin çalıştığı ancak yukarı çıkanların yürümediği yürüyen merdivenlerden tırmanıp şehre kavuştuk.
++++
"...Senelerce İstanbul'a trenle gidemedik, sineye çektik.
140 kilometrelik hatta 2 Milyar Dolar civarında para verildi; 'toplu taşıma' dedik sesimiz çıkmadı.
'Bu kadar para harcıyorsunuz, bu şehirde trafik sorun olacak, şu istasyonun yerini değiştirelim' dedik kıyamet koptu.
Neymiş efendim garlar kentin göbeğinde olurmuş!
Pendik İstanbul'un, Sincan Ankara'nın merkeziymiş de bizim haberimiz yokmuş!
Bunlar YHT'nin seyahat süresini kısaymış gibi göstermek için yapılmış zekice operasyonlar olmasın?
Kimse yeni gar binalarında ne Haydarpaşa'nın zarafetini ne de Ankara Garının asaletini beklemesin.
Çünkü onlar kamu ve insan odaklı mimari eserlerdi.
Hiçbir Eskişehirli trenle İstanbul'a iki buçuk saatte varacağını sanmasın!
Pendik'ten öteye daha çok yol var.
Kimse özellikle kış aylarında YHT ye güvenip plan yapmasın, sapma olasılığı kesin.
Yaz aylarındaki seyahat süresini iki ile çarpıp hesap yaparsanız yanılmazsınız."
++++++
Tüm bunlar bir okurumuzun Salı günü İstanbul'a YHT ile gidip geldiği günden geri kalanlar.
Çok daha uzun aslında!
İstanbul'daki son YHT durağından karşıya gidip gelme çilesi de var işin içinde.
Biz köşemize bu kadarını aldık.
Amacımız bu soğuk kış gününde seyahat edecek olan Eskişehirlilere uyarı yapabilmek.
Çünkü dışarısı gerçekten çok soğuk!

NOT; Bize YHT ile ilgili anısını gönderen kişiyi de elbette merak ettiniz.
Söyleyelim...
Eski İMO Başkanı Fercan Yavuz.
Geçmişte şehrin meselelerine dair yaptıkları ile çok tartışılmıştı Yavuz.
Bugün görevinin başında değil ama anlattıkları yine tartışılır.
Çünkü yaşadıkları arasında siyasi mesajlarda var!
Belki yerine ulaşır.
Ulaşırda sistemde yaşanan sıkıntılar, bir an önce yoluna koyulur...