
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bir Masa, bir Kasa ve arkaya da Mustafa Kemal Paşa. Oldun mu şimdi Müteahhit...
-"Elimde birikmiş param var. Bununla bir lokanta açayım" diye düşünüyorsanız, işiniz hiç de kolay değil.
Çünkü...
Lokanta açmak için gerekli belgelerinizin olması lazım.
Berber, Kasap, Marangoz, aklınıza gelebilecek her türlü mesleği yapabilmek için, aynı belgelere sahip olmanız gerekiyor.
Ancak...
Belgesiz yapılacak tek bir meslek var; O da Müteahhitlik.
Eğitim falan zaten aranmıyor.
Tutuyorsunuz bir dükkan...
Alıyorsunuz arkası açık bir Pikap.
Ve eskilerin deyimi ile;
Bir Masa, bir Kasa bir de arkaya Mustafa Kemal Paşa oluyorsunuz Müteahhit.
O yüzden...
Kasabı da, Berberi de, hatta emekli olmuş öğretmeni de rahatlıkla yapıyor müteahhitlik mesleğini.
Sermaye deseniz yok...
Karga tulumba giriyor herkes...
Bazılarına şans gülüyor.
Ama büyük bir çoğunluğu, daha işe başlamadan iflas ediyor.
Kendileri etse neyse de...
Bir de malzeme aldıkları insanları batırıyor giderayak.
En büyük darbeyi de, arsa sahipleri ile daha işin başında sattıkları ev sahiplerine indiriyorlar.
Eskişehir'de Beton üretimi yapan firmalar 50-60 tane müteahhit ya da inşaat firması tespit etmiş.
Bu tespit ettikleri müteahhit ve inşaat firmalarının durumlarının iyi olmaması nedeniyle Beton vermeme kararı almışlar.
Ve karar aldıkları günden bu yana bu tespit ettikleri müteahhit ve inşaat firmalarına beton vermiyorlarmış.
Beton alamayan müteahhit ve inşaat firmaları da, ellerinde ki inşaatı bitiremiyorlarmış.
Ve sırf bu nedenle birçok insan mağdur duruma düşmüş.
Söylenilenlere bakılacak olunursa...
Yeni yıl ile birlikte pek çok müteahhit ve inşaat firmasının batacağı, bununla birlikte arsa sahibinden daire alanlara, müteahhit ve inşaat firmalarına mal satanlardan, çalışan mühendis ve işçilere kadar pek çok kişinin mağdur olacağı ifade ediliyor.
Sonuç olarak...
Bu mesleği meslek edinip yapanlar bir yana, bu işten para kazanmak amacıyla ve elinde hiçbir sermayesi yokken sonradan başlayanlar, inşaat sektörünün resmen suyunu çıkarttı.
Gelinen noktaya bakacak olunursa...
Önce suyu çıkan mesleğin acısı da önümüzde ki aylarda çıkacağa benziyor...
Hem de herkesten...
Seçim adaya bağlı ise...
2004 yılı mahalli seçimler öncesinde iktidar partisi Büyükşehir belediye Başkan adayını belirledi.
ESKİ nin Genel müdürlüğü görevini yapan Faruk Karaçay'ın ismi, iktidar partisi adayı olarak açıklandı.
Üşenmedik, geçmiş yıllarda ki yazılarımıza baktık.
Aynen şöyle demişiz;
-"Faruk Karaçay bir dönem Büyükerşen'in Belediye Başkanlığının altında ESKİ Genel Müdürlüğü görevini yaptı. Şimdi ise Büyükerşen'in karşısına aday olarak çıkartılıyor. Öncelikle şunu söyleyelim ki; seçimin bir psikolojisi vardır. Seçmen adayları birbiriyle kıyaslar. Bu kıyaslama sonucunda da 'Mevcut Belediye Başkanı varken, onun altında çalışan insanı niçin seçeyim ki?" diye düşünür. O yüzden bu seçimde iktidar partisinin işi zor. Çünkü; aday tespiti yanlış. Faruk Karaçay iyi isim olabilir. Ama en büyük handikabı, Büyükerşen'in altında görev yapması"
Dediğimiz bir ölçüde çıktı.
İktidar Partisi 2004 seçimlerinde Büyükşehir belediyesini alamadı.
Sonrasında yapılan incelemede görüldü ki; iktidar partisinin bu seçimi aday tespitinde ki yanlışlık yüzünden kaybettiği ortaya çıktı.
Gelelim 2009 seçimlerine.
İktidar partisi bu kez Büyükerşen'in karşısına Prof Dr Hasan Gönen'i aday olarak çıkarttı.
Hasan Gönen'in aday olarak gösterilmesinde üç ana temel özellik vardı.
Birincisi; Hasan Gönen teknik adamdı.
İkincisi; milliyetçi bir geçmişten geliyordu ve böylece MHP oylarının alınabileceği hesaplanmıştı.
Üçüncüsü de; Hasan Gönen tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi Prof Dr idi...
Bu özelliklerinden ötürü aday yapıldı belki ama, Prof Dr Hasan Gönen'in ne tanınırlığı vardı şehirde ne de karşılığı...
Belki normal şartlarda iyi bir aday ismi olabilirdi ama, Büyükerşen'in karşısında iyi bir aday çağrışımı yapmadı.
O seçim öncesi de aynen şunları yazmışız konu ile ilgili olarak;
-"Hasan Gönen'in teknik bir isim olması Belediye Başkan adaylığı için iyi bir kriter olabilir ama, vatandaş Belediye Başkanı seçeceğinde onun teknik adam olmasına falan bakmıyor. Hasan Gönen'in milliyetçi geçmişi olması, MHP oylarını almada önemli bir kriter olabilir ama, MHP oylarını zaten Büyükerşen alıyor. Hasan Gönen'in Prof olması önemli ama, vatandaş 'Prof seçeceksem zaten Büyükerşen'i seçerim" diye düşünüyor. O yüzden Hasan Gönen'in Büyükerşen karşısında şansı çok zor"
İktidar Partisi 2004 seçimlerini de kaybetti.
Seçim sonrası yapılan analizlerde de, seçimin aday tespitinde ki yanlışlıktan dolayı kaybedildiği açık seçik ortaya çıktı.
Netice olarak...
İktidar Partisi Eskişehir'de her iki seçimi de aday tespitinde ki yanlışlık yüzünden kaybetti.
Şimdi önümüzde yeni bir mahalli seçim var.
Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi bu seçimde de aday ismi çok büyük önem taşıyacak.
Eğer iktidar partisi bu güne kadar olduğu gibi bu seçimde de; "Büyükerşen belediye Başkanıysa, biz de ondan sonra ki en iyi Belediyeciyi karşısına çıkartalım" ya da, "Büyükerşen Prof, biz de karşısına bir Prof çıkartalım" anlayışıyla aday belirlerse, işi yine kolay olmayacak...
Ancak...
Eskişehir'de tanınırlığı ve karşılığı olan bir isim bulabilirse, işte o zaman Büyükşehir için bir şans elde edecektir...