1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bir türlü an-la-ya-ma-dık....

- Terör yüzünden her gün şehit haberlerinin geldiği, gencecik çocuklarımızın daha yaşamlarının baharında toprağa verildiği bir ortamda, Eskişehir'de AK gençliğin Bangladeş cemaati İslami lideri Nizami'nin idam edilmesini cami çıkışı protesto etmesine...
-Her gün şehit haberleri aldığımız bir ortamda, Cumhurbaşkanı'nın kızına şaşalı bir evlenme töreni yapılmasına...
-Büyükşehir belediye meclisinde, yeni otobüs alımına ret oyu veren AK Partili meclis çoğunluğunun daha sonra kabul oyu vermesine...
-Muhtarların Cumhurbaşkanı sarayında cübbe giyip, ellerine de çakma diploma alıp, o halde bir görüntü içinde olmayı nasıl kabul edebildiklerine...
-Eskişehir'e vermiş olduğu 3 ncü Üniversite sözü gecikmişken, Eskişehir milletvekili olan Nabi Avcı'nın "Muhtarlar Akademisi" kurulacağını açıklamasına...
-Eskişehirspor'un ligde kalma adına elindeki son fırsatı kendi sahasında kullanamamış olmasına....
- Vali Tuna'nın, maaşları aylardır maaşlarını alamayan kulüp personeli için "Koyun can, kasap et derdinde" demesine...
-Eskişehirspor taraftarının maç sonrası Atatürk stadını yakmasına...
- Sırf siyaset yapma uğruna Tepebaşı belediyesinin Çanakkale gezilerinin eleştiri konusu yapılmasına...
-"Anket yaptık. Yeniden başlatacağız" denilmesine rağmen uçak seferleri işe ilgili hala en ufak bir gelişme olmamasına...
-Her hafta turist otobüslerinin geldiği Eskişehir'de hala turist otobüsleri için bir merkez belirlenmeyip, koca otobüslerin, Köprübaşı'nda ki Köprü üzerinde tek sıra dizilip, trafiği mahvetmelerine...
-AK Parti Odunpazarı ilçesine ait bir mahalle temsilciliği binasında, Davutoğlu'nun yüzünün parti bayrağı ile kapatılmasına ve sonradan yapılan açıklamada "Çam kırıktı, bayrakla kapattık. Davutoğlu'nun yüzüne denk gelmiş" açıklaması yapılmasına...
Bir türlü anlam veremedik iyi mi?

***

Soruyoruz ama cevap yok...

-Tarzan'ın neden sakalı yoktur? Köse değilse, traş olmayı ormanda nasıl öğrenmiştir?
-Bebekler 2 saatte bir uyanırken, insanlar neden rahat uyumayı "bebekler gibi uyumak" şeklinde tanımlar?
- Nasıl oldu da uzaya gitmemiz, bavullara tekerlek koymayı akıl ettiğimizden önce oldu?
- İnsanlar saati sormak için bileklerini işaret ederken, neden tuvaletin yerini sormak için kıçlarını işaret etmezler?
- Asansör düğmesine birden fazla kez basmak asansörü daha mı hızlı getirir?
- Neden insanlar kapalı bir alandan yağmur yağan alana çıkınca kafalarını eğerler? Yağmura duyulan saygıdan mıdır,
- Neden dükkanını kapatıp giden esnaf, kapıya "10 dakika sonra dönücem" yazar, ne zaman gittiğini nasıl anlarız?
-Televizyona çıkan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün insanların izlediğini sanırlar? (Örneğin: "Şu anda 70 milyon kişi bizi izliyor...")
-Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur?
-Bulmacalarda boru sesinin karşılığı neden hep "ti"dir? Bulmacaları hazırlayan arkadaşlar hiç "ti" diye ses çıkaran boru görmüşler midir?
-Neden ilanlarda "doktordan temiz araba" diye yazılır? Hipokrat yemininde"arabamı temiz kullanacağım" şeklinde bir madde mi vardır?
Şimdi kendi kendinize "Bunlar da ne? Her gün yaza yaza sonunda kafayı mı sıyırdı?" diye düşüneceksiniz.
Hiç zorlamayın kendinizi, bu soruları niçin sorduğumuzu biz anlatalım.
Yıllardır şu soruları soruyoruz bu köşeden;
-"Demiryolunun yer altına alınması neden yıllarca sürdü?
-Hadi, yer altı meselesi bitti. Yer üstünün düzenlemesi neden hala tamamlanmadı?
-Anadolu Üniversitesinin önünden çevreyoluna niçin yılardır hala çıkamıyoruz?
-Labirent gibi olan Kartal kavşağına niçin bir sinyalizasyon konulmuyor?
-Ne olacak bu şehir içi trafiğinin hali?
-Kütahya yolu üzerindeki Kültür Merkezi 25 yıldır niye bitirilemez?
-Yıllardır Demiryolu ile liman bağlantısı niçin yapılamadı?
-Kentpark içindeki Nikâh Salonu binası bitmeyecek mi?
-Yeni stadyum neden hep verilen tarihlerde bitirilemiyor?
Bu ve buna benzer yüzlerce soruyu sorduk ama, cevap veren pek olmadı.
Biz de "Madem Eskişehir'in meseleleri ile ilgili bu sorulara cevap alamıyoruz, bari yukarıdaki soruları soralım. Böylece yetkililerin belki ilgisini çekebiliriz" diye düşündük.
Kim bilir?
Böylece ilgilerini çekip, arada Eskişehir'in hallolmayan sorunları ile ilgili cevapları da çaktırmadan alırız hani...

***
Eskişehir'de, Gültepe ve Karayolu manzaralı evler 800 bin lira olursa...

Televizyonda reklamları izlerken dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum?
-"İstanbul'da yeni bir yaşam merkezi. Üstelik 380 Bin liradan başlayan fiyatlarla"
Ya da...
-"Antalya'da sizin için yeni bir yerleşim alanı. Üstelik 350 Bin liradan başlayan fiyatlarla" diye reklamlar dönüyor.
Hem İstanbul hem de Antalya'daki söz konusu dairelerin "Deniz manzaralı" olduğu özellikle belirtiliyor.
Bir anda Eskişehir geliyor aklımıza.
Sümer'de, Batıkent'te benzeri dairelerin 800 bin, hatta 1 Milyon lira fiyat çekildiği, müteahhitlerin bu yüzden bir türkü satamadığı, fiyatların durup dururken sürekli yükseltildiği, birisinde Gültepe, diğerinde ise Bursa karayolu manzarası olan daireler geliyor aklımıza.
Bu işte yanlış olan bir şeyler olduğunu düşünüyoruz.
Bu yanlış, müteahhitleri de zora sokuyor bizce.
Sizce de yok mu?
Eskişehir'de Karayolu manzaralı bir ev, İstanbul ve Antalya'da deniz manzaralı 2 ev fiyatına geliyor.
Bu yüzden satılmıyor.
Zaten 2 nci ev almayı yatırım olmaktan çıkartan insanlar, eskisi gibi bir eve bir serveti ödemiyor.
Fiyat indirmeyen arsa sahipleri ve müteahhitler zora giriyor.
Alışveriş kilitleniyor, sektör sıkıntı yaşıyor..

***

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM...
Okuldan gelen kız koşarak mutfağa annesinin yanına gelmiş;
- Anne, annecim, okulda bu gün alfabeyi saydık, herkes C ye kadar saydı, ben G ye kadar.. bak;
- A, B, C, D, E, F, G .
Anne;
- Aferim benim güzel, akıllı kızım .
Çocuk;
- Bütün bunlar sarışın olduğum için, di mi annecim? .
Anne;
- Evet, güzel kızım .
Ertesi gün;
- Anne, annecim, okulda bu gün sayı saydık, herkes 4 e kadar saydı, ben 9 a kadar.. bak, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 .
Anne;
- Aferim benim güzel, akıllı kızım .
Çocuk;
- Bütün bunlar sarışın olduğum için, di mi annecim? .
Anne;
- Evet, güzel kızım .
Ve ertesi gün;
- Anne, bu gün beden eğitimi dersinde soyunma odasındaydık, bütün kızların göğsü tahta gibi dümdüzdü, bir tek benim göğüslerim kocamandı. Bu da sarışın olduğum için di mi annecim .
Anne; - Hayır yavrum, onlar 7 sen 24 yaşında olduğun için...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi