Eskişehir Atatürk Stadı'nda intihar faslı dinledik.
Dün gece darağacına çıkmış ve hayatta kalmak adına çırpınan bir Eskişehirspor vardı. İpi çeken ise Skibbe oldu.
Gecenin bizdeki özeti kulaklarda ki istifa sesleriydi.
Eskişehirspor'da ki suratsız futbol ise sonunda taraftarının sabrını da yerle bir etti.
Uçak düşmüştü. Kara kutunun içinden Hoşcan ve Skibbe el ele gururla çıktı.
Bu yüzden Kasımpaşa karşısında alınan ağır skor, aslında bir yenilgiden çok fazlasıydı.
***
Aslında maçı yazmanın bir anlamı yok. Şu böyle oynadı bu şunu yaptı. Bildiğim tek şey futbolcular bu işin en masumları. Eskişehirspor'un dün gece yenilmesini de bu sezonu zor geçirmesini de gerektiren tüm şartları Skibbe aylar önce icat etti zaten.
Elde ki mevcut Eskişehirspor gerçeğiyle.
***
Neydi sezon başında ki o müthiş tez?
"Bazı oyuncular Eskişehirspor formasına yakışmıyor. Bu kulübe layık oyuncularla yola çıkacağız"
Neydi o müthiş yama? "Skibbe getirdiği oyuncular gelecek adına önemli ve bu takımın hızını artıracak!"
Ne gariptir ki forma yakışmıyor dediklerinden biri mecburen de olsa şimdi bu takımın kalesini koruyor?
Gelecek adına çok iyi olacak denilen adamlarda sahada biçare dolaşmaktan başka bir şey yapamıyor.
Yıllardır yazıyorum. Bu kulüpte sistemsizlik sistem olduğu sürece Eskişehirspor her dönem böyle sıkıntılar yaşamaktan kaçamayacak. Ama bu sezon çok daha zorlu geçecek.
***
Yönetimin teslim olduğu Skibbe'nin Kasımpaşa maçında ki yaptığı hamleler aslında her şeyin özeti. Rakibine orta sahayı bu denli armağan etmesinde ki anlayış çok adamlı hücumsa, bu takım sezon başından bu yana ne oynuyor?
Kazanırken bile keyif vermeyen ve düşündüren bir takımın geleceği var mı zannediyorsunuz?
Bu dün gece bir galibiyet alsa ne olurdu?
Hala belli bir sistemin takımı olamadıktan sonra!
Yapılan transferlerin neye göre yapıldığını sormadım daha?
***
Bu takımın ruhunu emen piston Skibbe'dir. Elde ki kalan madeni de yok ediyor, geleceği de.
Nasılsa koşan da parasını alıyor, topallayan da.
Nasılsa "Kazanalım da ne derlerse desinler" diyor.
Tek kişilik demokrasilerde sırtını başkana dayamanın; iyi futbol zorunluluğu getirmediğini iyi biliyor. Peki olan kime oluyor? Tabi ki Eskişehirspor'a...
***
Aslında her şey birbirinin içinden geçiyor.
Transferde tüm yetkilileri teknik adama bırakanlar, elde kalanla yetinmek zorunda kalıyor. Ertuğrul Sağlam döneminde de bu böyleydi. Skibbe'de de aynı. Çünkü itiraz etmek gibi bir duygu Eskişehirspor yöneticiliğin görev hanesinde yazmıyor!
***
Ama hayat bazen aynadır.
Ne kadar tozlansa da, gerçekleri gösterir.
Hoşcan ve yönetiminin dönüp aynaya bakma vaktidir.
Yoksa Eskişehirspor'u zor bir süreç beklemektedir.
Ve bir an önce yapılması gereken hamleler gerçekleşmelidir.
Yoksa kayıplarla harcanacak zaman da yok.
Çünkü milli araya kadar zorlu Bursa ve Beşiktaş maçları Eskişehirspor'u bekliyor.
O maçlardan çıkacak sonuçlar sadece kulübün değil, kulüpteki herkesin kaderini belirler...