1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Biraz düşünce ve cesaret olsaydı...

Eskişehir'de, insanların nefes alabileceği, çeşitli açık hava etkinliklerinin rahatlıkla yapılabileceği, bu şehirde yaşayanların "buluşma yeri" olarak kullanabileceği, kısaca...
Eskişehir'in simgesi olabilecek bir meydan ne yazık ki yok...
Halbuki...
-Vilayet ve Adliye binaları arkasında kalan, Vergi Dairesi, Müftülük, Eski Sağlık Meslek lisesi ve yanında ki Jandarma lojmenlerı ile sosyal tesis binası yıkılsa, alın size İki Eylül caddesi ile Atatürk caddesi üzerinde oluşturabileceğiniz koca bir kent Meydanı...
Gelin şimdi Büyükşehir belediye binasının arka tarafına...
-Belediye binasının arkasında bulunan ve sağlıksız bir halde olduğu da şüphe götürmeyen Vergi dairesine ait binaları yıktığınızda, orada bulunan ve çoğunlukla tek ve iki katlı binalarla işyerlerini de, ya istimlak ya başka yöntemlerle alarak, bunları da yıkılan binalar arasına kattığınızda, alın size İki Eylül caddesi ile Hamamyolu arasında oluşturabileceğiniz koca bir kent meydanı daha...
Hadi bir de Tren İstasyonunun önüne gidelim...
-Burada yapılan araç park yerini kaldırdığınızda, DDY na ait olan ve görüntüsü ve kullanımı ile hiç hoş bir durumda olmayan lojmanları, eğer tescilli değilse yıktığınızda, alın size kaçak de olsa bir başka kent meydanı.
Espark'ın arkasına geçelim mi?
-Alışveriş Merkezine ait otoparkı alın aşağıya. Zaten bildiğimiz kadarıyla Belediye'ye ait bir alan bu. Yanında çimlendirilmiş bir o kadar büyüklükte başka bir alan daha var. Karşısında ki tek katlı evlerin istimlak edebildiklerinizi de edip, güzel de bir proje ile birbirine entegre ettiğinizde, oldu mu size bir başka kent meydanı.
Şuna eminiz ki, siz de oturup biraz kafa yorduğunuzda, Kent içinde insanların nefes alabileceği, oturup, dinlenebileceği, sevdiklerinizle buluşup, çeşitli etkinliklerin şenlik havasında yapılabileceği küçüklü-büyüklü bir çok kent meydanı olabilecek yerler yaratırsınız.
Hal böyleyken, nasıl oluyor da Eskişehir yıllardır "Kent Meydanı"ndan yoksun olabiliyor?
Bu sorunun cevabı çok açık.
Bu şehri yönetenler ya da bu şehirden seçilip Ankara'ya temsilci olarak gönderilenlerin, bu konuda ya düşüncesi yok...
Ya da cesareti...
Biraz düşünceli, biraz da cesur olabilselerdi, bu gün Eskişehir'de "Meydan" denildiğinde, bir tek insanın bile faydalanamadığı, ortasında havuz olup, etrafında vızır vızır araçların dönüp durduğu Sıhhiye Meydanı gelmezdi...
.....
Büyükşehir'i hangi parti kazanırsa bu ilk olacak
Yılmaz Büyükerşen üç dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı seçiliyor.
Üç dönemdir de, DSP'den Büyükşehir Belediye Başkanı oluyordu.
Kısacası...
Eskişehir'de üç dönem üst üste DSP'li bir belediye Başkanı seçildi.
İki yıl önce CHP'ye geçti Büyükerşen.
Şimdi ise CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı.
Eskişehir'de üç dönem DSP'nin adayı Büyükşehir'i kazandığı için, ne AK Parti, ne MHP ne de Büyükerşen'in geçtiği CHP Eskişehir'de Büyükşehir'i alamadı.
O nedenle...
Önümüzde ki mahalli seçimlerde, Eskişehir'de başka bir ilk daha yaşanacak...
Büyükerşen ile birlikte CHP'de kazansa, AK Parti ve MHP de kazanmış olsa, kazanan adayın partisi, Eskişehir'de ilk kez bir Büyükşehir Belediye seçimini kazanmış olacak.
Bu arada...
Aynı durum, Odunpazarı ve Tepebaşı seçimleri ile ilgili olarak CHP ve MHP için de geçerli.
Zira...
Eğer CHP ve MHP Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerini kazanırlarsa, bu da bu partiler açısından bir ilk olacak.
.......

Hızlarını alamamışlar
CHP Belediye Başkan adayları önceki gün Sivrihisar'daydı.
Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç önce Sivrihisar, ardından da Günyüzü ilçelerinde seçim bürosu açılışlarına katıldılar.
Her iki ilçede de konuşmalar yapıp, ilçe halkına ve parti seçmenlerine mesajlar verdiler.
Büyükerşen,Kurt ve Ataç hızlarını alamamış olmalı ki, Günyüzü ilçesinden sonra Polatlı'ya geçmiş.
CHP'nin Polatlı Belediye Başkan adayı olan Tufan Bural'a destek olmak amacıyla, adayın seçim bürosuna gitmişler.
Seçim bürosunda toplanan Polatlı'lı CHP'lilere de hitap eden Büyükerşen, Kurt ve Ataç'ın bu sürpriz ziyareti, Polatlı'lı CHP'liler için de büyük bir moral olmuş.
........

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Arabasını; lastiği patladığı için yolun kenarına çeken çok güzel sarışın, çaresiz, beklemeye başlar. Birkaç dakika geçmez, yoldan geçen bir araba durur. Arabasından inen adam, tüm nezaketiyle:
- Yardıma ihtiyacınız var mı?
- Bilmem ki, arabamın lastiği patladı...
Adam; hemen aletlerini alır, arabanın tekerleğini çıkarır, kan ter içinde lastiği tamir eder ve yeniden yerine takar. Bu arada sarışınla da konuşa konuşa iyice ahbaplığı ilerletir. Bu samimiyetin de verdiği cesaretle o beklendik soruyu sorar:
- Acaba sizinle bir daha nerede görüşebiliriz?
Kadın tüm işvesini kullanarak karşılık verir :
- Valla bilmem ki.. Şey... Arabamın lastiği bir daha ne zaman patlar?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi