
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Birkaç ay içinde yaşanan benzeri bir olay daha...
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde ilginç olaylar oluyor…
Hatırlayacaksınız, bundan bir süre önce 25 Binlik planlar görüşülürken, Tepebaşı Belediyesi, Tepebaşı Bölgesinde Küçük sanayi Sitesi alanı ayrılmasını istedi.
Büyükşehir Belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen buna karşı çıktı.
Büyükerşen ile Ataç arasında tartışma meydana geldi.
Biri istiyor, diğeri karşı çıkıyor.
Mecliste çoğunluğu bulunan AK Parti grubu bu tartışmada Ahmet Ataç ile birlikte hareket etti.
Sonuçta…
Tepebaşı bölgesinde Küçük Sanayi Sitesi alanı ayrılması kabul edildi.
Büyükerşen konuyu mahkemeye götüreceğini söyledi.
önceki gün benzeri bir durum yaşandı mecliste.
Espark’ın yanında bulunan ve açık otopark olarak kullanılan alan iki başkanı yine karşı karşıya getirdi.
Tepebaşı bu alanın, ticaret alanı olarak kalmasını isterken, Büyükerşen alanın Yeşil alan yapılmasını istedi.
Mecliste çoğunluğu bulunan AK parti bu defa Büyükerşen ile hareket etti ve alan yeşil alana çevrildi.
Bunun üzerine Ahmet Ataç konuyu mahkemeye taşıyacağını söyledi.
Birkaç ay içinde gerçekleşen bu iki olayı, mecliste çoğunluğu bulunan AK Parti açısından değerlendirmek gerekirse, bunu iki şekilde yapmak doğru olur düşüncesindeyiz:
1-AK Parti grubu artık işi öğrendi ve mecliste aynı partinin iki belediye başkanını çarpıştırmaya başladı.
2-AK parti meclisteki çoğunluğuna rağmen inisiyatifi CHP grubunun ortadan ayrılmasıyla yine CHP grubu içinde oluşan gruplara kaptırdı.
Hangi değerlendirme doğru? Diye soracak olursanız, bize 1’nci söylediğimiz daha mantıklı geliyor…
.....
Bundan iyi reklam,
bundan iyi hayır var mı?
Tepebaşı Belediyesi Dünya’da bir örneği daha olmayan bir projeyi hayata geçirmek istiyor.
Engelliler Kültür Merkezi…
Mutlaka biliyorsunuzdur…
Kütahya yolu üzerinde, Kültür Bakanlığı tarafından temeli atılan, 20 yılı aşkın bir süredir, ödenek yokluğu nedeniyle tamamlanamayan ve sonrasında Tepebaşı Belediyesi’ne devredilen bir Kültür Merkezi binası var.
Bu bina, belediyenin sınırlı imkanlarıyla, belirli bir şekle sokuldu.
Binanın tamamlanması ve iç mefruşatının döşenebilmesi için 5-6 milyon lira lazım.
Paranın Belediye imkanlarıyla bulunabilmesi çok zor.
önünde bir hayli fazla bahçe alanı da bulunan bu binayı “Engelliler Kültür Merkezi” yapmak istiyor Tepebaşı Belediyesi.
Kısacası…
7’den 70’e tüm engellilerin, bu bina içinde, 24 saat süreyle, kültürel faaliyetler sürdürebileceği bir yer haline getirmek istiyor.
Proje, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı bir hayli heyecanlandırmış.
-“Engelli vatandaşlarımız 20 yaşına geldiğinde resmen eve kapanıyor. Dış dünya ile ilişkisini tamamen kesiyor. çünkü yapabilecekleri çok şey yok. Onlar eve kapandığında, aileleri de ister istemez eve kapanmak durumunda kalıyor. İşte bu merkez hem binlerce engelli vatandaşımızı kurtaracak, hem de onların ailelerini. Bu merkezi hayata geçirdiğimizde Eskişehir, engellilerden oluşan orkestralardan tutun da, tiyatro gruplarına kadar pek çok değer kazanmış olacak” diyor.
Diyor demesine de…
Yukarıda da söylediğimiz gibi, Dünya’da benzeri olmayan söz konusu proje için 5-6 milyon lira para ve bu paranın da bir yerlerden bulunması gerekiyor.
Söz konusu para,bazı firmalar için elbette çok büyük rakam.
Ancak…
Bazı firmalar için de para değil.
üstelik bu parayı sağlayan firmanın isminin, yapılacak “Engelliler Kültür Merkezi”ne verileceği ve sonuçta bu merkezin, binlerce engelli çocuk ve vatandaşı hayata bağlayacağı düşünüldüğünde çok da az bir para…
Ne diyelim?
Büyük bir firma olsak, hiç düşünmeden, gözü kapalı verirdik o 5-6 milyon lirayı…
Düşünsenize?
İsminizin verileceği ve içinde binlerce engelli vatandaşın günlerini eğitim ve kültürle geçirebileceği bir “Engelliler kültür Merkezi”
Bundan iyi reklam, bundan iyi hayır var mı?
.....
Siyasetçi aslında kendisine sahip çıkılmasını istiyor
Eskişehir'de "Siyaset" denilince ister istemez ortaya çıkan bir tartışma var.
Tartışma;
-"Eskişehir siyasetçisine sahip çıkıyor mu? çıkmıyor mu?" tartışması.
Genelde Siyasetle uğraşanlar, Eskişehir'in siyasetçiye sahip çıkmadığını söylüyor.
O yüzden de, dışarıdan gelen insanların Eskişehir'de yaptığı siyasetin daha makbul karşılandığı görüşünü savunuyorlar.
Belki de haklılar.
Ancak…
Bunu söyleyenler…
Yani…
-"Eskişehir siyasetçisine sahip çıkmıyor" diyenler, bunu genelde koltuğu kaybettiği zaman söylediği için, söyledikleri çok da ciddiye alınmıyor.
çünkü…
Bunu söylerken bile, adeta kendilerini işaret ettikleri açıkça belli oluyor.
Aslında…
-"Eskişehir siyasetçisine sahip çıkmalı" diyenler, "Eskişehir bana sahip çıkmadı" demeye getiriyor.
Durum böyle olduğu için de, "Eskişehir siyasetçisine sahip çıkmıyor" sözü pek bir anlam ifade etmiyor.
Kısacası…
Eskişehir'in siyasetçiye sahip çıkmadığını söyleyenler aslında doğruyu söylüyor.
Ama…
Bunu, genelde koltuğunu kaybeden siyasetçiler söylediğinde, söyledikleri her ne kadar doğru olsa da, inandırıcı olmuyor.
Mesele bu kadar basit…