7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

BİRLİK ve BERABERLİK

Tehlike doğduğu zamanlarda en çok kullandığımız kelimelerin başında birlik ve beraberlik gelir. Bazıları sanırlar ki, güçlü olmaları sonsuza kadar devam edecektir. Bu yüzden siyasi ve sosyal erki ellerinde bulundurdukça birlik ve beraberlikten dem vuranlar, dar zamanlarda birlik ve beraberliğe sığınırlar. Ancak işler hep kötüye gittikçe ,''her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz birlik ve beraberlik...''diye başlayıp sürdürülen yaldızlı cümleler kurulur. Sakın birlik ve beraberliği küçümsediğimiz, gereksiz bulduğumuz anlaşılmasın. Bir çelişkiyi gözler önüne sermek istiyoruz. Şurası muhakkaktır ki, milletleşme sürecini tamamlamış topluluklar, birlik ve beraberliklerini sağladıkları için toprağı, vatan yapar ve onun üzerinde devletini kurar. Devlet gücünü, halkının ortak değerlerinin yürütülmesi ile elde eder. Huzur ve güven ortamı, birlik ve beraberliği temin ve tesis eder. Bölücü ve yıkıcı odaklarla mücadelede başarı sağlamak, asayiş ve emniyeti kurmak, ülkeyi dış tehditlere karşı savunmak milletin moral değerleri yükseltir. Yoksa en yetkili kişilerin hem ülke halkının otuz altı etnik kimlikten meydana geldiğini hem de birlik ve beraberlik içinde olalım demeleri ne derece doğru olabilir? Başta söylediğimiz gibi milletleşme, halkın kültürel anlamda kaynaşması ve bütünleşmesi ile gerçekleşir. Vatan ve devleti, etnisiteler değil milletler kurar.
Birlik ve beraberliğin bizim açımızdan fizik ötesi olgusu da bulunmaktadır. Yüce dinimizdeki birlik ve beraberliğin temeli tevhit inancıdır. Tevhit, birlemek demek olup; Hakk'ın ve hakikatin bir ve tek olduğunu idrak ve ikrar etmektir. Tevhit inancı, milletimizi birleştirip bütünleştiren temel ilkedir. Bu ilke sosyolojik anlamda toplumun bütün katmanlarını tesiri altına alır.
Ulu ve bilge kişiler en çok bu kavramın üzerinde durarak birlik ve beraberliği kurup devam ettirmişlerdir. Çokluk içinde birlik olarak da anlamlandırılan kutlu düşünceler, birlik ve beraberliğimizin güvencesi olmuştur.
Şimdi yılan zehri dolu çatal dilliler; ağlayışı , gülüşü, kilimindeki deseni, bağlamasındaki ezgisi bir olan bu milleti nasıl ayrıştıracaklar? Üzerinde bin yıldan beri yaşadığımız bu topraklarda fitneye ayrılığa duyarsız kalanlar birlik ve beraberliğimizi nasıl sağlayacaklar? Fitne ve fesat ateşi, ülkenin bir bölgesini eşkıyanın insafına terk ederek söndürülemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi