Öncesi de vardı elbette ama, Vali Kadir Çalışıcı işin fitilini ateşledi.
Kızılinler'de sondan üzerine sondaj yaptırdı sıcak su için.
Sonunda bulundu sıcak su.
Sıcak suyu bulmak yetmiyordu.
Bölgenin Termal turizm alanı olması, bununla ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığının karar alması gerekiyordu.
Girişimler yapıldı.
Sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı Kızılinler bölgesini Termal Turizm alanı olarak ilan etti.
25 Bin ölçekli imar planı yapıldı söz konusu bölgeye.
Tepebaşı Belediyesi, vaziyetten tam anlamıyla görev çıkarttı.
Tam anlamıyla kolları sıvayan Belediye Bakanlıktan planlama yetkisi istedi.
Yetkinin verilmesi üzerine de para ve mesai harcayarak, bölgenin 5 bin ve bin ölçekli planlarını yaptı.
Yapmış olduğu planların Bakanlıkça onaylanması gerekiyordu.
Anında onayladı Bakanlık Tepebaşı'nın planlarını.
Sırada, Orman ve Su işleri Bakanlığının, Turizm Bakanlığına bu alan üzerinde tahsis yapabilme yetkisi vermesi gerekiyordu.
Bu yetki işi de halloldu iki bakanlık arasında.
Son olarak...
Turizm bakanlığının bölgede turizm amaçlı yatırım yapmak isteyen yatırımcılara tahsisleri açması gerekiyordu.
Önceki gün son aşama olan tahsislerin açılması aşaması da aşılmış oldu.
Turizm bakanlığı, Kızılinler bölgesinde yer alan 3 ayrı bölge için tahsisleri açtı.
Böylece...
Tepebaşı Belediyesi'nin gayretleri sonucu Kızılinler Termal Bölgesi'nde son derece ciddi bir konuma gelinmiş olundu.
Bundan sonrası ise, bakanlığın tahsisleri açtığı üç ayrı bölgede yatırım yapmayı planlayan yerli ve yabancı girişimlerin bu yerleri alarak, yatırımlarını gerçekleştirmelerine kaldı.
Sonuç olarak...
Yıllardır verilen çabalar sonuca ulaştı.
Eskişehir'in belki de geleceğini kurtaracak olan Termal Bölgenin gerçekleşme ihtimali arttı.
Bakanlığın tahsisleri açması yeni bir heyecan kattı.
Ne yalan söyleyelim...
Biz şehirde Küçük sanayi sitesinin kaldırılması ve 25 binlik planlar ile ilgili tartışmalara kilitlenmişken, Kızılinler Termal Bölgesi'nde yaşanan bu gelişme, adeta hem ilaç gibi geldi, hem de büyük bir müjde oldu.
......
Gösteri yapmaya işgüzarlar mı karar verdi?
Geçtiğimiz Pazar günü Emek Mahallesi'nde bir grup "Küçük Sanayi Kaldırılsın" şeklinde bir protesto yaptı.
Önceki gün ise AK parti il başkanı Dündar Ünlü bir açıklama yaparak, yapılanın bir protesto olmayıp, bir tiyatro gösterisi olduğunu söyledi.
Dündar Ünlü hatta:
"Açıklama yapanların aralarında hiç bölge halkından kimseyi göremedik. Tiyatro için Emek mahallesine gitmeye gerek yok. Belediyenin salonları mevcut. Oralar daha uygun. Gelsinler tiyatro gösterisini Bizzat belediye'de yapsınlar" dedi.
Dündar Ünlü bu tespitinde haklı mı? Bizce haklı...
Emek Mahallesi'nde, ellerindeki pankartlarla gösteri yapanların içinde mahalle halkı var mı? Bize göre de yok.
Tamamına yakını ya CHP'li, ya Belediye çalışanı ya da Kazım Kurt ile birlikte hareket eden isimler.
Böyle bir protesto gösterisi yapılmasına kim nasıl karar verdi? Bilemiyoruz...
Kazım kurt'un bu protesto gösterisinden haberi ve onayı var mıydı? Onu da bilemiyoruz.
Eğer Kazım Kurt'un bu gösteriden haberi varsa ve onay vermişse kötü.
Eğer haberi yoksa ve çevresindeki insanlar işgüzarlık içinde ve "Kazım Kurt'a faydası olur" düşüncesiyle böylesine bir gösteri yapma kararı vermişse, bu daha kötü...
En kötüsü de ne biliyor musunuz?
Yapılan saçma bir gösteri sonrasında AK parti il başkanının "Açıklama yapanların aralarında hiç bölge halkından kimseyi göremedik. Tiyatro için Emek mahallesine gitmeye gerek yok. Belediyenin salonları mevcut." Tespitinin yerinde ve tamamen doğru olması...
......
Uçak seferlerimiz...
-"Havacılık şehrinde uçak seferleri nasıl olmaz?" dedik.
-Uçak seferlerinin Eskişehir için prestij olduğunu söyledik.
-Eğer, düzgün bir sefer saati ayarlaması yapılması halinde Eskişehir'den uçak seferlerinin bal gibi de çalışacağını ifade ettik.
-"Eskişehir'den kalkan uçak Atatürk hava limanına insin, çalışıyor mu çalışmıyor mu o zaman görün" diye iddiada bile bulunduk.
Yetmedi...
-İstanbul olmuyor, hiç olmazsa yaz aylarında Antalya ve İzmir'e Eskişehir'den seferler konulması gerektiğini söyledik.
-İnsanların kara ve demiryolu ile İstanbul'a gidip gelmelerinin büyük zaman kaybına yol açtığını ifade ettik.
-Eskişehir-İstanbul arasına konulacak uçak seferlerinin özellikle dış bağlantılı seferler öncesine denk getirilmesi gerektiğinin altını çizdik.
Her defasında aynı şeyi söylediler.
-"Eskişehir-İstanbul arasında uçak seferleri çalışmıyor arkadaş. THY zarar ediyor" dediler.
Hadi onlar siyaseten bunu dedi.
Kendi içimizde birçok kişi de " Niye zarar ettiği bir işi yapsın ki?" diye, adeta THY nin muhasebecisi kesilenler bile oldu.
Önceki gün rakamlar açıklanmış.
Türk hava Yolları 2015 yılını 410 milyon lira zararla kapatmış.
Bu zarara yol açan nedenlerin başında da, ülke içi şehirden şehre yapılan seferler geliyormuş.
Yani...
Zarar etmesine rağmen, Bakanların şehrine yapılan uçak seferlerinin ısrarla devam etmesiymiş neden.
Kısacası...
Bize yani Eskişehir'e gelince "Zarar ediyor" diye kaldırılan uçak seferleri, hatırı sayılır insanların şehrine zarar etse de uçup duruyormuş.
Bilin istedik...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır. Kağıt üstüne bir dikdörtgen çizip :
-Bu size neyi hatırlatıyor? Diye sorar.
Hasta :
-İçinde kadın bulunan bir yatağı, diye cevap verir. Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer. Hasta, bu kez :
-İçi kadın dolu bir oda, der.
...Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de:
-Bu da içi kadın dolu bir ev, deyince, psikolog dayanamaz :
-Tamam beyefendi, der. Siz bir kadın budalasısınız.
Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır :
-Ne, ben mi? Aslında sen kadın budalasısın be! Sabahtan beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun...
