Seçimlerin ardından AKP de herkes birbirine aynı soruyu soruyor:
"Şimdi ne olacak?"
"Yönetimler ve başkanlar görevden alınacak mı?"
"Seçim kaybedilmesinde sorumlu olanlar cezalandırılacak mı?"
"Yeni bir yapılanma ve revizyon olacak mı?"
Arada sırada da bize de soruyor AKP liler "Bundan sonra ne olur?"diye.
Hepsine aynı cevabı veriyoruz.
Burada da söyleyelim:
AKP'de...

-Seçim kaybeden Büyükşehir adayı, Antalya'ya Genel müdür oldu...

-Mahalli seçimi kaybeden il başkanı, bir sonraki seçimde Tepebaşı adayı oldu...

-Seçim kaybeden il yöneticisi il Başkanı yapıldı...

-Seçim kaybeden il başkanı Milletvekili oldu.

-Seçim kaybeden Kadın kolları başkanı da milletvekili oldu.

-Seçim kaybeden milletvekilleri, yine milletvekili oldu.

-Seçim kaybeden il yöneticisi, ilçe başkanı oldu.

-Seçim kaybeden il yöneticisi teşkilat başkanı oldu.

-Seçim kaybeden büyükşehir adayı Rektör oldu.

-Seçim kaybeden milletvekili adayı Bakanlık danışmanı oldu.

-Seçim kaybeden milletvekili Bakan yardımcısı oldu.

Eeee...

Her seçim kaybedenin bir yerlere geldiği şehirde, insanların seçimi kazanmak için değil de kaybetmek için uğraşması gayet normal değil mi?

Baksanıza!

Yıllardır partide kaybedenlerin dışında kazanan yok...
O yüzden...
Kafa değişmediği müddetçe kural da değişmeyecek.
Yine kaybedenler kazanacak.
Bu güne kadar hep olduğu gibi
.....

Seçim sonuçlarına farklı gözden farklı bakış.

Rıdvan Aras Ankara'da yaşayan, Eskişehir siyasetini sıkı takip eden Mülkiyeli bir Eskişehir'li.
Mihalıççıklıların da yakından tanıdığı,yıllarca müfettişlik görevi üstlenmiş bir isim.
Zaman zaman isabetli ve rasyonel tespitlerini bu köşede yayınlıyoruz.
Geride bıraktığımız seçimin küçük bir analizini yapmış ve mail ile göndermiş.
Bakış açısı,tespitleri ve alınan sonuç itibarıyla ortaya çıkardığı manzara ilginç ve doğru geldiği için sizlerle de paylaşmak istedim.
İşte Aras'ın seçim sonucu tespitleri:
- AKP'nin Türkiye genelindeki oy kaybı ile Eskişehir'deki kaybı oransal olarak benzer. Yani, burada anormallik yok
- CHP ise, Türkiye genelinde hemen hemen aynı kalmasına karşın Eskişehir'de oyunu artırmış. Zaten çoğunlukla irdelenen, yazılan çizilen bu.
- Bunda hiç kuşkusuz, üç önemli Merkez belediyenin CHP'nin elinde olmasının etkisi büyük.
- Diğeri ise, HDP'nin Eskişehir'de çok güçlü olmaması. Yani, CHP'den buraya giden oylar Eskişehir'de ihmal edilebilir düzeyde.
- Belki dikkat çekmedi ama, AKP'nin Merkezdeki oya kaybını MHP-HDP oy artışı ile karşılaştırdığınızda yine birkaç puan kalıyor olması, AKP'den Eskişehir'de CHP'ye de oy kayması olduğunu gösteriyor.
- Nitekim, Malıçlılar AKP'nin oyunu %2 azaltırken, CHP'yi bir önceki seçime göre %2 artırarak destek verdiler.
- En nihayetinde, "önseçim yapılmamasına karşın CHP oyunu nasıl artırdı" değil, "yapılsaydı daha fazla alırmış" yaklaşımı bence daha gerçekçi.
Seçimlerin Mihallıççık ayağına bakılacak olunursa:
-Malıç merkezde CHP açık ara birinci çıkıp, toplamda ise AKP nin ciddi düşüşünün, CHP nin yükselişi sonucu "Emine Hanım"ın Malıçta karşılığının olmadığı görüşü tescillendi.
-Belki daha çarpıcı örnek babası eski vekil Doktor Yusuf Cemal Özkan'ın köyü olan "baba ocağı" Çalçıköyde CHP 23-AKP 20 olmasıdır.
.....

Başarısızlığın her yolunu öğrendik mubarek.

Edison Ampulü icat etmek için çıktığı yolda sabah akşam uğraşmış.
Ampulün içinde ki kömürleştirilmiş iplikten Flamanlarla binlerce deney yapıp başarısız olduktan sonra, karbonlaştırılmış kâğıt Flamanlarda karar kılmış ve başarılı olmuş.
Neticede Ampulü icat etmiş Edison.
Bir gün kendisine, Ampulü bulmak için 2 bine yakın denemesinin başarısızlıkla sonuçlandığı hatırlatıldığında ise;
-"Ben kesinlikle başarısız olmadım. En azından Ampulü yapamamanın 2 bin yolunu öğrendim" diye cevap vermiş.
Bakın bu konuda bizim de Eskişehirli olarak, bir işi yapamamanın sayısız yolunu bilmişliğimiz vardır.
Örneğin...
-Havaalanı yapıp da uçak seferlerini yapamamanın sayısız yolunu biliyoruz.
-Uçuş seferlerini bir türlü ayarlayamayıp, uçuşların sona erdirilmesine zemin hazırlama yolları da mevcut bizde.
Mesela...
-Çevre yolu yapıp da, Üniversite önündeki yolu bu çevre yoluna bağlayamamanın sayısız yöntemini biliyoruz.
-Demiryollarının merkezi olan bir şehri, Demiryolu ile limana bağlayamamanın da yüzlerce yolunu sayabiliriz örneğin.
-Mevcut şehir içi trafiğini çözmemek adına geliştirmiş olduğunuz binlerce yöntem var mesela.
- Demiryolunu er altına almak istemeyen bir şehir, mutlaka Eskişehir'i örnek almalı. Biz ne yaptıysak tam tersini yapmalı ki, bizim 6 yılda bitirdiğimiz işi 6 ayda bitirebilsin. Çünkü biz Demiryolunun yer altına alınmamasını gerçekleştirmek için sayısız yöntem biliyoruz.
-Demiryolunun yer altına alınması sonrasında,üzerini bir türlü düzenleyememenin de yollarının hepsini öğrendik evelallah.
-Şehrin her yerinden sıcak su fışkırıyor ama biz bu suyun değerlendirilmemesi için öylesine yöntemler biliyoruz ki, şaşarsınız.
-Karayollarının kesiştiği bir şehir olmamıza rağmen, alternatif çevre yolu yapamayışımızın da çok sayıda yöntemi var bizde...
Sonuç olarak...
Biz kesinlikle başarısız bir şehir değiliz!
En azından...
Bu şehirde yapılması gereken işleri yapamamamızın bir çok yolunu öğrenmişliğimiz ve bilmişliğimiz var!
.....


BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel ile Fadime birgün arabayla
dolaşıyorlarmış az sonra bunları polis durdurmuş ve yanlarına bir kamera ve bir muhabirle gelmişler.
Muhabir :
"Sizi tebrik ederiz beyfendi! kaç saattir burdayız emniyet kemeri takılı olarak araba kullanan tek sürücü sizsiniz ödül olarak kanalımız size 500 milyon veriyor! Eee ne yapacaksınız bu parayla ?"
Temel cevap verir :
"İlk fırsatta bir ehliyet alıcam!"
Fadime telaşlanır durumu düzeltmek için
"Kusura bakmayın alkollüyken ne
dediğini bilmez!"
Arka koltukta oturan idris atılır
"Ben dedim size çalıntı arabayla yola çıkmayalım diye yakalandık işte!"
Bu arada bagajdan bir ses gelir

"Ula hala geçmedik mi şu sınırı?