İŞKUR' la ilgili, yazımızdan sonra, gelen e-maillerde, İŞKUR' un, işsizliğe yeteri kadar cevap veremediği vurgulandı. Oysa İşsizliğe, İŞKUR değil, ülkemizin, "ÜRETİM" ve EĞİTİM" alanındaki, başarısı çözüm bulacaktır. Ayrıca İşsizlik, tüm dünyanın ortak sorunu.
Nitekim 2016 Yılı Birleşmiş Milletler' in, Dünya Ekonomik Durum ve Beklentiler (World Economic Situation and Prospects 2016) raporu yayınlandı. Rapora göre, bu yıl ve 2017 yılında, gelişmekte olan ekonomiler kategorisindeki Türkiye'nin, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi yüzde 2.8 oranında, büyüyeceği öngörüldü. Türkiye'de, GSYH artışı 2017 yılında 3.4'e yükselecek.
Ayrıca BM, Türkiye'de, TÜFE' nin bu yıl yüzde 7.6, gelecek yıl ise yüzde 5.4, olacağı tahmininde bulunduktan sonra, Türkiye'de, GSYH artışının, 2015'te yüzde 2.8'e düşmesi tahmin edilmiş ve aynı oran, 2016 yılı için de tahmin ediliyor. Yavaşlama, mali harcamaların konsolidasyonu çabaları, sınırlı para politikası ortamı, zayıflayan iç talep, para birimi oynaklığı ve sermaye çıkışları dâhil, bir dizi faktörü yansıtıyor.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler raporuna göre, Türkiye'de, işsizlik oranları 2015'in, ikinci çeyreğinde, bir yıl öncesine göre, bir puan daha yükselmiş olarak yüzde 10,2'ye ulaştı. Daha sıkı para politikası ve çalışma çağındaki nüfusta beklenen artış dâhil, hâlihazırdaki makroekonomik gelişmeler, göz önüne alındığında işsizliğin, Türkiye'de, BM' nin, tahmin dönemi boyunca, artması bekleniyor.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin, ülkemizde işsizlik tahmini de ise yüzde 10.5'lik bir oran öngörülüyor. Ekim'de, yüzde 10.4 seviyesindeydi. İşsiz sayısı, aynı dönemde 3 milyon 43 binden, 3 milyon 96 bin kişiye çıktı. İşsizlik oranı, Kasım' da yüzde 10.7 oldu.
Türkiye genelinde, 15 ve daha yukarı yaştakilerde İşsizlik oranı, erkeklerde, yüzde 9,7, kadınlarda yüzde 13 olarak hesaplandı. Aynı dönemde, tarım dışı işsizlik oranı, yüzde 12,7 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı, yüzde 19,9 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran, yüzde 10,9 olarak gerçekleşti. 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam oranı ise yüzde 45,1 oldu
Yalnız ülkemizde değil, Türkiye gibi, gelişmekte, hatta gelişmiş olan, tüm ülkelerin, uğraştığı en önemli sosyal sorunların basında, issizlik olgusu gelmektedir. Ülkeler, özellikle teknolojik olarak gelişirken, üretim sistemleri değişmekte ve işgücünün, bu gelişmelere ayak zorlaşmakta, nüfus artısına bağlı olarak, artan işgücüne istihdam imkânları yaratmakta sorun haline gelmektedir.
Ülkemizde, hızlı şehirleşme, yaşam şartlarındaki değişiklikler, kadınların, çalışma hayatına katılma oranlarının artması, işgücüne katılım oranını, hızla yükseltmektedir. Ülkemizde işsizlik, Toplumda, ortaya çıkan çalışma istek ve zorunluluğu ile orantılı olarak, istihdam olanaklarının yaratılamaması, sonucunda, ortaya çıkmaktadır.
Türkiye' de, işsizliğin en önemli nedenlerinde biri, AKP ve çok partili dönemde görev alan diğer siyasi partiler, ülkemizi, üretken ve verimli bir ekonomiye sahip olmaktan uzak tutmuş, yüksek faiz ve reel olarak değerli Türk Lirası politikalarına, ağırlık vermişlerdir. Yüksek faiz/düşük kur denklemi, ithalatı cazip kıldı. Üretim, hiçbir şekilde özendirilmedi. Sonuçta da Türkiye, ithal ürünlerle ülkemiz sanayisi, sadece montaj yapan ve katma değer üretmeyen, bir yapıya dönüştü.
Türkiye'de, tarımsal istihdamın, orantısız büyüklüğü, emek arz fazlalığı, işgücünün çoğunluğunun, genç ve niteliksiz oluşu, emek piyasalarının kurumsallaşamaması, toplam ücretlilerin az oluşu gibi, temel sorunlarla karşılaşılmaktadır,
AKP iktidarı döneminde, sıcak para girişlerine dayalı, bir model tercih edildi. Sanayi ve tarımda reform yapılmadı ve bu alandaki yatımları da teşvik edilmedi. Elbette bu durum devam ettiği sürece, işsizliği sürekli artıracak, bedelini de ekonomi ödeyecektir.
Türkiye, üretime önem vermediği sürece, 2016 yılında da çok düşük büyüme ve yükselen enflasyon ve işsizlik ile karşı karşıyadır.
Türkiye, ithal ürünlerle, sanayide sadece montaj yapan ve katma değer üretmeyen bir yapıdan kurtulmalıdır. Ayrıca finans piyasası reform, sanayide ve tarımda da reform yapmak, sanayi ve tarımda da verim ve üretim odaklı bir yapıya geçmek zorundadır.
Şu bir gerçek ki Türkiye' de, kadın, erkek ayrımı olmaksızın, Türkiye'de, 15-25 yas arası grupta, yani gençler arasında işsizlik oranları çok yüksektir. Genç issizliğinin, yüksek olmasının nedenlerinin başında, işverenlerin, tecrübeli eleman araması, yeni iş olanakları yaratılamaması, gençlerin özelikle de üniversite mezunu gençlerin, iş kabul etme konusunda secici olmalarından da kaynaklanmaktadır.
Türkiye'deki, işsizliğin, temel nedeni, uygulanan istihdamsız, büyüme stratejisidir. Bu strateji, terk edilmeli, her alanda, "ÜRETİM" ve "NİTELİKLİ EĞİTİM" ön planda tutulmalı, bu iki unsur için de her türlü fedakârlık da yapılmalıdır.