
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BOR MADENİ VE TEKNOLOJİ
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü' nün, İstikbal Gazetesine gönderdiği açıklamada, BOR' un satışından ziyade, BOR teknolojisi ve işlenmesi üzerinde, kamuoyunu, bilgilendirmesini beklerdik. Oysa bu konuda, tek bir açıklama yoktu.
Oysa TÜBİTAK' ın belirttiği gibi, dünyanın en büyük bor rezervlerine sahip olan Türkiye, bor minerali ve ticari boratlar üretiminde belirli bir yerde olup jeopolitik konumu ve sahip olduğu diğer değerlerle birlikte düşünüldüğünde, stratejik önemde bir kaynağın başında bulunmaktadır. Ancak bu ulusal avantajın, en iyi şekilde EK 2H değerlendirilebilmesi ve dünya ölçüsünde, üstün bir rekabet gücü kazanılması için, ürün çeşidini artırması ve özellikli bor ürünleri üretimine, geçmesi gerekir.
Ayrıca pek çok bilim adamı da, Türkiye'nin, Bor' u, en iyi şekilde değerlendirebilmek için, ürün çeşidini artırması ve özellikli bor ürünleri üretimine geçmesinin şart olduğunu söylüyor. . Bu amaçla özellikli bor bileşiklerinin, yurt içi ve yurt dışı pazar durumu, tüketim alanlarının geliştirilme potansiyeli ve üretim teknolojileri araştırmalarına ivedilikle başlamalıdır. Ayrıca sodyum borhidrür üretebilmek için, Türkiye pazar araştırması, fizibilite, maliyet düşürmeye yönelik proses geliştirme gibi, çalışmaları hızla tamamlamalıdır.
Ülkemizde, özel sektörde, BOR' la yakından ilgilenmektedir. Ancak Danıştay Dava Daireler Kurulu da, " Bor madeni, Yunanistan'a satılabilir ama Türkiye'de Türk sanayicisine, bor satılmaz" diyen rekabet kurulu kararını onaylandığı söylentileri var. Bu kara bugünde geçerlimi bilinmez. Varsa böyle bir karar, bir an önce kaldırılmalıdır. Veya gerekçesi kamuoyuna açıklanmalıdır.
Her türlü engele rağmen, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül ve ESO Genel Sekreteri Sayın Y. Emre HEPER, Bor' la ilgili geçmiş yıllarda, umut verici açıklamalar yapmışlardı.
Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, Türkiye'nin, bor ve hidrojen kaynaklarını değerlendirmek amacıyla, bir dizi ar-ge çalışması yürüttüklerini, bu kapsamda 1.5 yıl önce kamuoyuna verdikleri sözü yerine getirerek, bir yakıt pili ürettiklerini belirterek, " ...yakıt pilini hazırladık. Şubat ya da Mart ayında piyasaya tanıtacağız. Pil, hemen tüm sektörlerde kullanılabilecek. Özellikle dizüstü bilgisayar, telsiz gibi aletler için enerji jeneratörü olacak. Bor'a dayalı enerji yatırımları konusunda dünya çapında ses getirecek, başka projelerimiz de var. Ancak şu an açıklayamıyoruz. Şubat ayını bekleyin" diyerek haberi kamuoyu ile paylaştı.
Vestel' in bu alandaki çalışmaları, ne seviyede binmez ama uzun zaman geçmesine rağmen, bu alandaki çalışmalarla ilgili, kamuoyunda bir gelişme olmadı.
Eskişehir' de, BOR' la ilgili çalışmalar yapıldı. Nitekim Bor' la ilgili bir yazımızdan sonra, ESO Genel Sekreteri Sayın Y. Emre HEPER, " ...Bor madeni üzerine yazınızı okudum. Bu konuda, son gelişmelerden bilgi vermek istiyorum. ESO ve iki üniversitemiz ile birlikte, OSB kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgesi, çok özet anlatımıyla bilimsel çalışmaları ve bunların ticarileşmesini teşvik eden bir merkezdir ve şu anda, 20 ye yakın firma, burada faaliyet göstermektedir. Onlardan bir tanesi de BORTEK ldt şti. tarafından, Bor Nitrür ve Kübk Bor Nitrür konuların çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar, Aralık ayı başında odamızda, yapılan bir törenle, BOREN Bor Enstitüsü tarafından da desteklenmeye değer bulunmuştur. Bu Boren tarafından desteklenen, ilk özel projedir. Bilgilerinize rica ederim." demişti. Proje ne aşamada bilmiyoruz.
Aslında madenlerle ilgili olarak geçmişte de Eskişehir' de önemli hedefler belirlendi. Nitekim Rahmetli ZEYTİOĞLU döneminde, Eskişehir'in, sanayi stratejileri belirlenmiş, önemli hedeflerde gündeme gelmişti. O yıllarda, Eskişehir sınırları içindeki madenler sanayinin motoru haline getirilerek, ham yerine, işlenmiş olarak ihracatı da kararlaştırılmıştı.
Ancak bu hedef, Rahmetli Mümtaz Zeytinoğlu' ndan sonra göreve gelen, ESO başkanları ve yönetimleri tarafından, dikkate alınmadı. Oysa bu hedef, sürekli gündemde olsa idi, belki de bugün madenlerimiz, sanayimizin motoru olacaktı.
Diğer yandan Türkiye'de bor rezervinin %50' si, Eskişehir'de bulunmasına rağmen, AKP iktidarı, Bor Enstitüsü, Eskişehir yerine Ankara'da kurarak, kentimizi,Laboratuar ve Ar-Ge çalışmalarından mahrum bıraktı.
Ayrıca Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde gördük ki, Türk işadamları madenlerle ilgili yatırımlara, ilgi göstermiyorlar. Kurdukları işletmelerin, kısa sürede kâra geçsin düşüncesindeler. Uzun vadeli yatırımlardan ise sürekli kaçıyorlar. Çünkü madenlerle ilgili yatırımlar, zaman ve sabır ister.
Oysa ülkemizdeki madenler, kendi insanımız işletilmeli, mutlaka sanayinin motoru haline getirilmelidir. Bu alanda, ülke bazında ve Eskişehir'de, üniversitelere ve işletmelerimize ciddi görevler düşüyor. Eskişehir'de, "Çatı" veya "sektörel" şirketler veya yabancı ortaklıklarla, İlimizdeki madenlerle ilgili, Ar-Ge çalışması yapabilir, işlenerek, ihraç edebilir. Yeter ki bu alanda, devlet politikası olsun, Üniversiteler, kurum/kuruluşlar ve işletmeler elini taşın altına koysun...