4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BOR ÖZELLEŞTİRİLMİYOR

2000'li yıllarda özelleştirme kapsamına alınan bor madeni kamuoyundan gelen tepkiler üzerine iptal edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, borun Türkiye'nin stratejik madeni olduğunu belirterek, "Bu önemli madenimizin özelleştirilmesi konusunda ne bir düşüncemiz ne de bir kararımız var" dedi.
Türkiye'nin, önemli maden kaynaklarının başında geldiğine işaret eden Yıldız, "Türkiye, bor kaynakları bakımından önemli bir ülkedir. Sizin de arazinizde bor madeni olabilir. Ancak bor, kamuya mal olmuştur ve kamunun madenidir. Bor stratejik madenimizdir. Bu önemli madenimizin özelleştirilmesi konusunda, ne bir düşüncemiz ne de bir kararımız var. Diğer bazı madenler ve kuruluşlarla ilgili özelleştirme çalışmalarımız var ama bor ile ilgili yok." sözleri karşısında memnun olmamak mümkün mü?
Valilerimizden Sayın KILIÇLAR' da ""Bor, önümüzdeki çağın, en popüler madeni olacak" demişti.
Dünya bor rezervlerinin, büyük bölümü Türkiye'de bulunuyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan Bor Mastır Arama Projesi kapsamında yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin, 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
Türkiye' de rafine bor ürünleri üretim kapasitesinin, 831 bin ton olmasına rağmen, 2005 yılında kurulu kapasitenin de üzerinde 923 bin ton rafine bor üretimi gerçekleştirildiğini ifade edildi. 2006 yılında ise rafine bor üretiminin, 1 milyon ton düzeyine çıkarılacağını ve böylece rafine bor üretiminde, 135 oranında bir artış sağlanacağı vurgulanmıştı.
Şu bir gerçek ki dünya bor rezervlerinin büyük bölümü, Türkiye'de bulunuyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan Bor Master Arama Projesi kapsamında yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
2002 yılında, 186 milyon dolar, 2005 yılında, 300 milyon dolar, 2006 yılında ise 390 milyon dolar, 2007 yılı bor ihracatı ve iç satışının 405 milyon dolar,2008 yılı sonu itibariyle 520 milyon dolar gerçekleşti. 2009 yılı toplam bor ihracatı hedefini de iç satışlar dışında 650 milyon dolar, düzeyinde Bor ihracatı gerçekleşecek. Yeni tesis ve kapasite artırımı yatırımları ile bor satışlarının, 2012 yılı sonrası 1 milyar dolar düzeyine çıkarılmasının hedefleniyor. Bu sevinilecek bir tablo değildir. Çünkü Eti Holding Yurt dışına daha ucuz tinkal satması nedeniyle, bor ürünleri sanayi yurt dışında kuruluyor.
Eskişehir' de, Bor' la ilgili yeterli olmasa da bazı çalışmalar var. Nitekim OSB' deki, BORTEK ldt şti. tarafından Bor Nitrür ve Kübk Bor Nitrür konuların çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar, BOREN Bor Enstitüsü tarafından da desteklenmeye değer bulunmuştur. Bu aynı zamanda, BOREN tarafından desteklenen, ilk özel projedir.
Ayrıca ESOGÜ bünyesindeki, Bor Uygulama ve Araştırma Merkezi,(BORAM) var. Merkez, Bor ürünlerinin, ülkemizde üretimini, geliştirilmesini ve kullanımını sağlamak ve kurum/kuruluşlarla da işbirliği yaparak, ürün ve teknoloji gelişimine yönelik yenilikçi bilimsel araştırmaların yapılmasını sağlamak amacıyla kuruldu. BORAM' da hedef ise araştırmacı, üretici, kullanıcı koordinasyonu ile bilimsel araştırmaları yönlendirme, mevcut altyapı olanakları ile destekleme, yurt içi ve yurtdışı araştırma kurumları ile işbirliği ve bilgi paylaşımına yönelik bilimsel toplantılar düzenleme gibi faaliyetleri yürütmektir
Türkiye ve Eskişehir' de, Bor'la ilgili mevcut çalışmalar yeterli değildir. Çünkü Bor'la ilgili olarak, aşılması gereken çok büyük engeller var. Türkiye ve Eskişehir, bu alandaki engelleri aşabilmesi için, yerel, ulusal ve global alanda, sürekli ve kalıcı bir şekilde, stratejiler belirlemek ve hayata geçirmek zorundadır. Bor madenini ihraç veya özelleştirmek yerine, işleyerek ihraç etmeli, maden olarak ihracatına, sınır getirilmelidir. Çünkü BOR ve TORYUM, ülkemizin geleceğin teminatıdır. Ayrıca sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin ve kentlerin, kalkınmasında, sürükleyici bir rol oynar. Ayrıca madencilik, sanayinin itici gücü, katma değeri yüksek olan kaynak ve istihdam yaratan, bir sektördür.
ABD ve İngiliz ortaklı, Rio Tinto, maden şirketi ve Avrupa, Amerika sanayisi, Türkiye'deki Bor yataklarını kendi sanayisine hizmet etmek üzere konuşlandırmak arzusundan asla vazgeçmez. Amerika'nın bu ihtiyacı tedarik etmek için her yolu denediğini bilmeyen yok. O zaman Bor'a sahip çıkmak hususunda, bir milli güvenlik politikası gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi