4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BOR'U ÖZELLEŞTİRMEK!

Türk Enerji – Sen, hükümetin bor madenlerini özelleştirmek için adım attığını ileri sürdü. Sendika, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın, 5 Mart 2012 tarihindeki Bakanlar Kurulu'na, bir taslak sunduğunu, bu taslak ile Bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesinin önün açılmak istendiği ileri sürüldü. İddia ne kadar doğru bilinmez ama BOR 'u, özelleştirmek, ülkemize ve torunlarımıza en büyük yanlışlıktır..
Dünya rezerv yekûnunun, yaklaşık yüzde 72'sinin Türkiye'de olduğu bor madeniyle çalışan araba üretildiği ortaya çıktı. Bu alanda patenti alınmış yaklaşık 600 tane proje bulunuyor. Amerikan Millenium Cell (MC) ve stratejik ortağı Daimler–Chrysler (DC), seri üretime bile geçti. Ancak uluslararası tröstler, bu gelişmeleri ülkemizdeki 'bor' zenginliğine egemen olmak için Türkiye'den kaçırıyor.
Aslında Bor ürünlerinin, çok geniş bir kullanım alanı olmakla birlikte temel tüketim alanı cam endüstrisidir. Toplam dünya tüketiminin % 43'ünün bu alanda tüketildiği tahmin edilmektedir. % 17 ile deterjan sanayi, %12 ile seramik sanayi, % 5 ile gübre sektörü bor ürünlerinin en çok tüketildiği alanlar olarak görülmektedir. Bölgesel tüketim açısından toplam B2O3 bazında Batı Avrupa % 46 ile en büyük tüketici konumundadır. Kuzey Amerika % 25, Asya % 11 ve Latin Amerika % 10 ile diğer sıraları almaktadırlar.
Arabayı bor madeniyle çalıştıracak patentli 600 araba projesi olduğu ortaya çıktı. Ancak bu gelişmeler Türkiye'ye yansıtılmıyor. Çünkü uluslararası tröstler Türkiye uyanmadan bu kaynağı ele geçirmeyi planlıyor.
Şu bir gerçek ki dünya bor rezervlerinin büyük bölümü, Türkiye'de bulunuyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan Bor Master Arama Projesi kapsamında yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
Elbette dünyanın, en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde de çok az bulunan bor üretiminde, mevcut kapasite ile gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor ürünlerinde talepleri karşılamak amacı ile mevcut tesislerde kapasite artırımına yönelik projeler ile ürün çeşitliliğini artırmaya yönelik katma değeri yüksek yeni rafine bor ürünleri projelerinin gündeme alınması olumlu bir gelişmedir. Ancak Bor rezervleri, hoyratla harcamak veya üretim ve satış kapasitesi artırmak, üstelik Türk işadamlarına bor'un satışını yasaklamak, bu ülkeye yarar değil zarar getirir.
Ayrıca Danıştay 1.dairesi 1.Mayıs 2000 tarihinde 2000-50 200-67 kararı ile " Eti Holding A.Ş tarafından ham olarak işletilebildiği ölçüde, rafine bor olarak yurt dışına ihraç edilerek satılan bor tuzlarının, aynı biçimde ham bor ve rafine bor olarak, yurt içinde Türk vatandaşı kişi ve firmalara da satılabileceğine" karar vermişti.
Ancak Danıştay Dava Daireler Kurulu da, " Bor madeni, Yunanistan'a satılabilir ama Türkiye'de Türk sanayicisine, bor satılmaz" diyen rekabet kurulu kararını onayladı. Hülasa işin içine bor gidi mi, ne hikmetse adaletin bile kantarı şaşırıyor.
2001 krizinde de Bor Madenleri ve o dönemde adı Eti Holding olan kurum özelleştirme kapsam ve programına alınarak, blok olarak özelleştirilmek istenmişti. Ancak kamuoyunun yoğun baskısı karşısında, tekrar özelleştirilmesinden vazgeçilmişti. Bu sefer bu defa başka bir yöntem ile özelleştirilmek isteniyor.
Dünya bor rezervinin azalıyor. Bor zengini Türkiye ise bu potansiyelini ancak ham bor ürünü satarak değerlendirebiliyor. Mamul bor ürünleri üretebilmek için gerekli teknoloji Türkiye'de yok. Çünkü Batılı ülkeler bor teknolojisini bize vermeyi hep reddediyor. Ham cevher olarak adeta sudan ucuza sattığımız bor, bize pahalı ithal ürünler olarak geri dönüyor. Batı ülkeleri, sürekli de Türkiye'den ithal ettikleri BOR' u, da sürekli depoluyorlar.
Dünyanın, en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde, çok az bulunan bor üretiminde, mevcut kapasite ile gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor rezervleri, hoyratla harcamak veya üretim ve satış kapasitesi artırmak, özellikle de "ÖZELLEŞTİRMEK" çocuk ve torunlarımıza, yapılacak en büyük yanlışlık olacaktır Ayrıca Bor' u, özelleştiren iktidarı, torunlarımız asla affetmeyecektir. Çünkü Bor madenini ihraç veya özelleştirmek yerine, işleyerek ihraç etmeli, ya da maden olarak ihracatına sınır getirilmelidir. Çünkü BOR ve TORYUM geleceğin teminatıdır.
Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bor'un stratejik bir öneminin bulunduğuna değinerek, "Bizim, ne planlarımızda, ne hedeflerimizde, bor madenlerinin özelleştirilmesi diye bir şey yok." diyerek, yüreklere su serpti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi