1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu balon patlar...

İnşaat Mühendisleri Oda Başkanı Bülent Erkul…
ES TV’de konuk ettik kendisini…
Bugün ülkemizde belki de en sorunlu sektörün içinde yaşadığı açmazları serdi ortaya.
-183 üniversite’de 248 İnşaat Mühendisliği Fakültesi var…
-Bu fakülteler arasında 450 puanla da öğrenci alan var 280 puanla da. Fakat her iki fakülteden de mezun olan sonuçta İnşaat mühendisi…
-Yılda 10 bin mühendis piyasaya giriyor…
-Adam mühendis olmuş. Her işi doğal olarak yaptıramazsınız. Okuduğu işi yapacak elbette…
-Ancak iş yok…
-çoğu mezun üyemiz iş bulamıyor…
-çoğu da asgari ücretle çalışmak durumunda…
Bunlar Bülent Erkul’un mesleğin ne durumda olduğunu ortaya koyan tespitleri.
Bir de sektör ile ilgili olarak söyledikleri var…
-ülkelerin 3 tane kalkınma modelleri vardır…
-1 Sanayi, 2 Tarım, 3 Turizm…
-İnşaat kalkınma modeli asla değildir.
-İnşaatın payı kalkınmada yüzde 7 ila 10 arasındadır.
-Betona dayalı kalkınma olmaz.
-Müteahhitliğin hala bir belgesi yok. Dileyen herkes müteahhitlik yapabiliyor.
-Devlet yaptıracağı inşaat için müteahhitlerden bir ton evrak ister ama emekli bir memurun aldığı tazminat parasıyla inşaat yapmasına hiç kimse müdahale edemiyor bu ülkede.
-Eskişehir’de konut fazlası var. Sayının fazla olması fiyatları da düşürmüyor. çünkü maliyet ortada…
-Arsalar yüzde 50 ile gider hale geliyor…
-Ortada para yok, herkes birbirine olan borcunu daire ile ödüyor…
-Yapı denetim firmaları ağır bir sorumluluk üstleniyor ama bu sorumluluk karşılığında alabildiği ücret son derece komik…

Kısacası…
Bülent Erkul mesleğin de sektörün de büyük bir açmaz içinde olduğunu söyleyip “bu balon daha fazla tazyik’e dayanmaz. Bir gün gelir patlar” diyerek tamamlıyor sözlerini…


.....


Odunpazarı’nın iki projesi…


İnşaat Mühendisleri Oda Başkanı Erkul’a Odunpazarı Belediyesi’nce başlatılan “Küçük sanayi Sitesi dönüşümü” ve “Hamamyolu” projelerini soruyoruz bir teknik adam olarak…
-“Küçük Sanayi Sitesinde dönüşüm şart. Bunun doğru bir karar olduğunu düşünüyoruz. Projeleri ve Sayısal verileri istedik. Bir de hangi metotla yapılacağını öğrenmek istiyoruz. Bu inceleme sonrası bir açıklama yaparız” dedi.
Hamamyolu düzenlemesi ile ilgili olarak da:
-“Hamamyolu’nda böyle bir düzenleme gerekli mi? Evet gerekli olduğunu düşünüyoruz. Hava karardıktan sonra yaşamın durduğu bir yer haline gelmişti. Anılarımızın, hafızanın olduğu önemli bir yer Hamamyolu. Keşke proje yarışmayla belirlenseydi. Daha şık olurdu.


......


Bu gerçekten adil mi?


-Sen kalk, üniversite sınavında ilk 10-15 bin öğrencinin arasında yer bulma başarısı göster…
-Tıp fakültesini kazan…
-Uzmanlık sınavında en yüksek puanlı bölümler arasında Psikiyatri bölümüne girmeyi başar.
-Sırasıyla Yardımcı Doçentlik, Doçentlik ve Profesörlük mertebelerine ulaşıncaya kadar gecen yılları ders çalışma, ders anlatma ve sürekli kendini yenilemeyle geçir.
-Başkalarının yaptığı mesleği “ben daha iyi yaparım” sevdasındaki bir ton adama inat “Ben mesleğimi en iyi yaparım” ideali içinde ol
-Toplumsal sorumlulukları görev kabul et…
-Para içinde yüzme imkanı olmasına rağmen mütevazi bir yaşam sür.
-Başta türban ve kürt meselesi olmak üzere her türlü toplumsal olayda son derece demokrat bir tutum takın.
-Gerek mesleki, gerekse sivil toplum örgütlerine olabildiğince katkı ver…
-F Tipi cezaevinin insanlar üzerinde yarattığı olumsuzluktan tutun da futbol camiasında olup bitenlerin psikiyatri ve ruh sağlığı açısından yarattığı olumsuzlukları katıldığın konferanslar, paneller ve yazdığın makalelerle anlat.
-Derslerinde sınıf tıklım tıklım dolsun.
-Ders anlatırken adeta konular arasında uçan biri haline gel.
-Yaptığın işte Türkiye’nin sayılı otoriteleri arasında yer bul…
-Her zaman toplumcu, her yerde toplum tarafında olmakla tanın…
-Maddi ve manevi imkanlarla dolu bir sürü teklife sırt çevirerek Anadolu’nun bir üniversitesi’nde kalmaya ideal uğruna kalmaya devam et.
Bir bildiriye atılan imza nedeniyle ihraç edil…
Bu adil değil…
Hem de hiç değil…
Diğer ihraç edilen bilim insanlarının içinde de mutlaka vardır, bilemiyoruz, tanımıyoruz.
Ancak…
Prof Dr Cem Kaptanoğlu’nun üniversite’deki görevinden ihraç edilmesine gerçekten üzüldük.
Sakın yanlış anlaşılmasın.
O mağdur olacak, çalışacak yer bulamayacak, bunca yıllık emeği boşa gidecek falan diye değil üzüntümüz.
Zaten para ve mevki’in hayatında hiç önemli olmadığını bildiğimiz, bu ihraç sonrası en az 5-6 yerden teklif alacağına da emin olduğumuz Prof Dr Cem Kaptanoğlu’nun ihraç edilmesine asıl üzüntümüz:  bu ihracı bizden sonraki kuşaklara nasıl anlatacağımızdır.
öyle ya…
Bilim insanı olmak isteyen çocuklara biz nasıl “Bak yaşamını adayacağın mesleğinin zirvesindeyken, atığın bir imza yüzünden kapı dışarı bırakılma ihtimalin var. Bunu da hesap ederek karar ver” diye nasıl söyleyeceğiz?


......


Şirazesi kayan siyaset…


Siyasette eskiden kesin ve kırmızıçizgiler vardı.
Söylemler belirli bir şablon içinden kesinlikle çıkmaz, çıkamazdı.
Siyasi simgeler önemliydi.
Bu gün için her şey birine girdi.
Siyasetin şirazesi kaydı.
Siyasal düşünce tarzının şakülü yerle bir oldu.
Simgelerin terazisi tam anlamıyla şaştı.
MHP ve CHP liderleri Rabia işareti yapar oldu.
Başbakan Bozkurt işareti ile partililerin karşısına çıktı.
Erdoğan sağ yumruğu ile görüntü verir oldu.
MHP’nin toplantısında Erdoğan’ın fotoğrafları asıldı.
Ne kesin çizgiler kaldı ne de olmazsa olmazlar.
Kavramlar birbirine girdi, Anadolu değimi ile “at izi it izine karıştı”
Kısacası…
Gelinen noktada siyasette kimin nerede olduğunu tespit etmek artık mümkün değil.
Bildiğiniz Adana Şalvarı’ndan farkı kalmadı siyasetin.
önünü de arkasını da giyseniz “Olur” oldu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi