
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu da siyasi beyin jimnastiği olsun...
Biraz siyasi beyin jimnastiği yapalım isterseniz...
Önce, son yapılan yani, 2009 mahalli ve 2011 Milletvekili genel seçim sonuçlarından başlayalım işe.
Son yapılan mahalli seçimde Yılmaz Büyükerşen, en yakın rakibi olan AK Parti adayına 55 binin üzerinde oy farkı atmış.
Yani...
Büyükerşen 195 Bin oy alırken, AK parti adayı 140 Bin oy alabilmiş.
Bu 55 Bin oy farkını yazın bir kenara.
Son yapılan Milletvekili genel seçiminde ise, AK Parti üstünlüğü var.
AK Parti il genelinde almış olduğu oy oranı ile en yakın rakibi olan CHP'ye 40 bin oy farkı yapmış.
Yani...
AK parti 221 Bin oy alırken en yakın rakibi CHP 178 Bin civarında oy alabilmiş.
AK partinin, bu seçimde, 12 ilçede aldığı oy 40 binin üzerinde.
CHP'nin ise, 12 ilçede aldığı oy 20 binlerde.
Sonuç olarak...
AK partinin ilçelerde CHP'ye karşı 20 bin oy farkı var...
Bu 20 bin farkı da bir tarafa yazın.
Şimdi...
Büyükerşen'in il merkezinde ki 55 Bin oy farkından, AK partinin 12 ilçede ki 20 bin farkını çıkartın (Çünkü bu seçimde ilçeler de büyükşehir'e oy kullanacak), Büyükerşen'in 35 Bin'lik bir oy farkı avantajı ortaya çıkıyor...
Son yapılan seçimden bu yana artan seçmen sayısının da dengeli dağıldığı hesap edildiğinde, aşağı yukarı bu rakam değişmiyor.
Fakat...
O günden bu yana değişen pek çok etken var...
Örneğin;
-17 Aralık operasyonları ile başlayan süreç, AK Partiyi oy anlamında, hangi oranda etkileyecek?
-Büyükerşen'in ilk kez CHP'den aday olması, aldığı oy oranına nasıl yansıyacak?
-Belirlenen adaylar AK parti içinde nasıl bir oy değişimi yaşatacak?
-Odunpazarı adayının belirlenmesi sürecinde yaşananlar CHP'de nasıl bir tablo ortaya çıkartacak?
-Büyükerşen'in 5 yılda yaptıkları ve yapamadıkları sandığa ne şekilde yansıyacak.
-Hükümetin Eskişehir'e yaptıkları ve yapamadıkları AK parti oylarında nasıl bir değişim yaratacak?
-Genel siyaset içinde MHP'nin gediği nokta ve MHP nin Eskişehir adaylarının performansı. CHP'ye mi yoksa AK Partiye mi zarar verecek?
-Seçmenler oy verirken Belediye iktidarını mı? Yoksa hükümet iktidarını mı tercih edecek?
Sonuç olarak...
Son yapılan iki seçimde alınan neticeler çaprazlama toplandığında, Büyükerşen'in belirli bir oy farkı olduğu açıkça görülüyor.
Fakat asıl sonuçlarının ne olacağı bilinmeyen, yukarıda sıralamış olduğumuz sorular olsa gerek.
.....
Güya engelsiz olan biziz iyi mi?
Hangi Avrupa şehrine giderseniz gidin, otoparklar tıklım tıklım da olsa 3-5 tane boş yer mutlaka vardır.
Bu 3-5 park yerine de hiç kimse aracını getirip koymaz.
Çünkü o 3-5 boş yer, engelli vatandaşlar için ayrılmış yerlerdir.
Aslına bakarsanız...
O ülkelerde engelliler için ayrılan park yerlerine araçlarını park eden engelsizlere ceza falan da kesilmez.
Zira...
Engelli olmamasına rağmen engelliler için ayrılan yerlere araç park edenler, bunun en büyük vicdani ceza olduğunu çok iyi bilirler.
Ülkemizde hangi şehre giderseniz gidin, otopark yarı yarıya boş olsa da ilk dolan yer, engelliler için ayrılan yerlerdir.
Üstelik bu yerleri dolduranlar da engelsiz insanlardır.
Çünkü...
Engelliler için ayrılan park yeri, giriş-çıkış kapısına en yakın olan yerde bulunur.
Hiçbir engeli olmamasına rağmen 10 adım daha az atabilme uğruna getirip aracını engelliler için ayrılan yere rahatlıkla koyabilirler.
Üstelik.
Bu yaptıklarından herhangi bir vicdan azabı da duymadan.
Aslına bakarsanız...
Biz sözde engelsizler, bu düşüncesizlik ve vicdansızlığımızla engellilerin işini iki kat daha arttırıyoruz...
Ne dersiniz?
.....
İnsanların yükselebilmesi için ağırlıklardan kurtulması gerekir
Zaman zaman bu köşeden Eskişehir'i yöneten seçilmiş ve atanmışları uyarıyoruz.
Yaptıkları bazı uygulamaların yanlış olduğunu söylüyoruz.
Bizim gibi, çoğu meslektaşlarımız da benzeri uyarılarda bulunuyor.
Fakat...
Koltuğa oturan her kim olursa olsun, çevrelerini sıkı sıkıya sarıp sarmalayanların oluşturduğu çemberden midir bilemiyoruz ama, gerçeği bir türlü göremiyor.
Ya da görmek istemiyor.
Çünkü...
Çevrelerinde olan insanlar, kendisi ne yaparsa yapsın "Doğruyu yaptınız" diyor.
Meslek yaşamımız boyunca, bir çok makam sahibi insanı uyardığımız olmuştur.
Bir tanesi de çıkıp;
-"Doğru söylüyorsun, ben yanlış yapmışım" demedi.
Taa ki, oturduğu koltuğu kaybettikten sonra anladı gerçeği.
O zaman da iş işten geçmiş oldu.
Üstelik.
Biz ve bizim gibilerin uyarılarına zamanında kulak asmadığı ve yanlışta ısrar ettiği için kaybetti altında ki koltuğu.
O yüzden, bugünkü yazıyı Eskişehir'i yöneten ve altlarında koltukları olan kişileri bir kez daha uyarmak için kaleme aldık.
Netice itibarıyla...
Koltuklar kimseye baki değil.
Ancak...
Koltuğa oturan, o koltukla mezara gideceğini düşünüyor.
Bu yüzden de, olabildiğince yanlış yapıyor.
Dahası...
Yaptığı yanlışı birileri söylemesine rağmen inanmıyor.
Çünkü...
Yanı başında olanlar, her zaman doğru yaptığını söylüyor.
Şimdi bu yazıyı okuyup; "Kimi kastediyorsun?" diye soracaksınız...
Hiç boşuna yorulmayın çünkü yazı o,şu yada bu için yazılmadı.
Zaten her karar veren aynı durumda değil mi ki? İsim verelim...
Sonuç olarak...
Tıpkı Balon misali, insanların da yükselebilmeleri için ağırlıklardan kurtulması gerekir.
Bu ağırlıklar atılmadığı sürece, ne balon yükselir ne de yönetenler...
........
Belediyeyi tanıyor olma avantajı
CHP Odunpazarı adayı Nevzat Önder ile CHP Odunpazarı adayı Kazım Kurt.
Her ikisinin ortak özelliği Odunpazarı adayı ve birbirleriyle yarışacak olmaları değil.
Bir başka ortak özellikleri de, her ikisinin geçtiğimiz mahalli seçimlerde Partilerinden Odunpazarı Meclis üyesi seçilip, aynı meclis toplantılarında bulunmaları.
Bu yüzden...
Her iki isim de Odunpazarı Belediyesini iyi tanıyor.
Her iki isim de, Odunupazarı bölgesini iyi biliyor.
Her iki isim de, Odunpazarı'nın sorunlarına vakıf bir durum var ortada...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Adam, karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider.Muayene bittikten sonra adam giyinirken, doktor muayene odasından çıkarak kadının yanına gelir ve kadına;
"-Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şunları uygulayacaksınız;
1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve işe mutlu gitmesini sağlayın.
2- Öğlen eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin.Böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
3- Akşamları eve geldiğinde hafif ama özellikle sevdiği güzel yemekler hazırlayın.
4- Haftada en az üç kere, eğer isterse daha fazla birlikte olun.Ve tamamen tatmin olduğundan emin olun." diyerek devam eder ;
"-Eğer bu dediklerimi eksiksiz uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak."
Eve geldiklerinde adam karısına sorar;
"- Ne dedi doktor sana?"
Kadın ters ters bakarak cevap verir;
"-Ölecekmişsin.."