(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

BU FİLMİ İZLEMİŞTİK SANKİ!

Trabzon'da alınan galibiyet farklı olmasından çok, zamanlama açısından camiada ki kara bulutların dağılması adına çok güzel oldu.
Eskişehirspor, bu sezon adı büyük takımlara karşı ortaya koyduğu doğru oyunu yine sergiledi.
Anlayacağınız biz bu filmi daha önce izlemiştik. Sadece bu kez trajediyle değil, bizi mutlu eden bir sonla bitti.
Peki; doğru oyun kaliteli bir yapıt anlamına gelir mi?
Kesinlikle hayır!
GERÇEKLERİ KAZANIRKEN GÖRMEK
Kazanırken alkışlar elbette haktır. Ancak ileride kaybetmek istemiyorsanız, gerçekleri de kazanırken göreceksiniz.
Çünkü verdiklerini en kolay geri alan gerçektir futbol.
Bu takımın Trabzon gibi maçlarda ki kavgası inancın yol arkadaşlarıyla doluysa... O formayı isimler değil böyle gecelerde ruhlar giyiyorsa... "Yürek haritası sizi başarıya götürüyor çocuklar" dememiz için.
Diğer maçlarda da aynısını görmemiz gerekiyor arkadaşlar.
Bilmem bazılarına anlatabildim mi?
DİEGO ve DİĞERLERİ
Diego'ya ellerimiz çatlayıncaya kadar alkışı hak biliriz.
Bir yabancı kendini bir takıma ancak bu kadar ait hissedebilir.
Sahada her geçen dakika büyüyen bir duruşu var.
Eskişehirspor'un geriden oyunu doğru kurmasının ilk nedeni O...
Fiziksel eksikliklerini aklıyla kapatan da O...
Yanında ki Berkay'ı rahatlatan bir tavrı sergileyende...
Takıma dönmesinin artılarını saymaya gerek bile yok.
***
Ömer Şişmanoğlu, bu sezon Eskişehirspor'un yüzünün güldüğü resimlerde en çok imzası olan adamlardan biri.
Trabzon'da attığı goller rahatlaması ve üstünde ki baskıyı atması adına da çok iyi oldu.
O'nun en çok elden düşme pozisyonlara bile ayak sokmasını ve devamlı arayış içinde olmasını seviyorum...
Aytaç'ın da varlığı yokluğunda hissedilen önemli biri olduğunu Pazartesi akşamı anladık. Hırslı ve istekli oyununu bundan sonra da görmek en büyük dileğimiz olacak.
***
Övgüler kadar, bu gecede bazı yereceğimiz oyuncular da olacak.
Gol atsa da Eskişehirspor'un yaralarını saracak santrafor olacağına inanmadığım Funes Mori ile Causıc bu takımın en zayıf halkası. Neden mi?
Yabancı statüsünde Eskişehirspor formasını giymek çok daha fazlasını emreder!
Yerli gençlere gösterilmeyen özenin bu iki oyuncuya gösterilmesi "tahammül" ayrıcalığının yabancıdan yana kullanılması demek.
Bunun adı da haksızlıktır!
Gelecek 5 yılın takımını kurduğunu söyleyen yönetim ve Ertuğrul Sağlam'ın bunu kiralık ve sıradan oyuncularla değil; Aytaç, Andaç, Özgür Çek, Erkut ve Hasan Hüseyin gibilerle yapabileceğini artık görmesi gerekli...
Yoksa böylesine genç ve yetenekli oyuncu grubu Süper ligde hangi takımda var gösterin!
ANTEP MAÇI DAHA ÖNEMLİ
Bakmayın siz Trabzon'da farka koşan takıma. Eskişehirspor organize olmadan daha ilk yarıyı 3-0 önde dahi kapatabilirdi. İkinci yarıda atılan her direkt pas Trabzon kalesinde pozisyon oldu. Bu da bizim iyi olmamızla değil, Trabzon'un dağınıklılığıyla alakalıydı. Yoksa Eskişehirspor kendi arasında çift kale maç yapsa, bu kadar pozisyon olmazdı...
Zaten gollerde de organizasyondan çok bireysel beceriler ön plana çıktı.
***
Eskişehirspor'un kapalı savunmalara karşı strateji üretecek bir sistemi henüz yok. Böylesine büyük görülen maçların ardından kaybettiğimiz puanlar da ortada. İşte bu noktada Antep karşısında alacağımız galibiyet Trabzon maçındakinden çok daha değerli olacak. İkinci yarı planlamasını etkileyecek olması da bu maçın önemini daha da arttırıyor.
***
Bu sezon birçok maçta olduğu gibi Trabzon'da da galibiyetin baş mimarı Ertuğrul Sağlam'dır. Kulübün mevcut şartlarında takımı en iyi şekilde idare etmeye çalıştığına da inancımız tam. Zaten bu yönetimin eleştirilere karşılık en büyük tamponu oldu.
Ama artık O da oyuncu tercihleri konusunda bazı inatlarından vazgeçmeli. Trabzon'da belli doğruları görmüştür umarım...
BAŞKANIN KARARLARI?
İşler iyi giderken övgüler hep renkli olur.
Geçtiğimiz hafta kulüpteki herkesi baştan aşağıya yerden yere vuranlar; Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi şimdi yeni kahramanlar da yaratır.
Günlük sonuçlara endeksli yaşayan bir kentte bunlara alıştık biz.
Ama daha yol uzun ve barikatlarla dolu.
Bu galibiyet bizim gibiler için sezon başında ki yanlışların üstünü örtmez. Geçtiğimiz hafta Başkan Hoşcan'ın bazı radikal kararlar alması gerektiğini yazmıştık. Bu yazımız 'İstifa etmeli' şeklinde anlaşılmış. İstifa etmesinin çözüm olmayacağını bilenlerdenim. Ancak devre arasında kulübe sıcak para akışı sağlayacak iş adamlarını işin için sokmalı. Böylece O kişilerinde söylemleri gazete manşetlerinde kalmamış olur.
Söz konusu Eskişehirspor ise, egolarda, büyük sözlerde yenilir...
Yoksa bu yapıyla ligin ikinci yarısında da aynı Trabzon'da olduğu gibi günlük sonuçların peşinde koşmaya devam ederiz.
Çünkü Eskişehirspor'da hayaller biteli çok oldu. Bazı gerçekleri görmenin ve onlara sığınmanın zamanı geldi de geçiyor bile...
PUANLAR EŞİTLENDİ
Ha birde; sezon başından bu yana hakemlerden dolayı puan kayıplarından yakınanlara sesleneyim. O puanlar Pazartesi akşamı neredeyse eşitlendi canlarım. Neden diye soranlara Kayseri Erciyes ve Sivas maçlarını gösteririz. Hakemler ülkenin genel sıkıntısı. Biz önce kendi sıkıntılarımızı çözelim sonra hakemlere geliriz...
BİR FARKLILIKLARI OLSUN
Son olarak;
Bazen ayağa kalmak için dibe vurmak da gerekiyor galiba...
Umarım Eskişehirspor artık bundan sonra böyle kötü bir süreçten geçmez.
Gerekli dersler alındı mı?
Bunu zaman gösterecek.
Yine boşa gidecek bir sezonda daha anladık ki; günlük değil, geleceğe yönelik hareket etmekte her zaman fayda var.
İşte en büyük fırsat; devre arası...
Nasıl mı?
Onu da yönetici beyler düşünsün. Nasıl olsa birçoğu kulübe parada vermiyor, hiç olmazsa fikir konusunda bizden bir farklılıkları olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi