Bu gidişle bugünler de aranır olur

Tarımsal üretimin önemi tartışılmaz…

Her geçen gün önemi daha da artıyor.

Bu, tartışma götürmez bir gerçek…

Kabul etmeyen de yok zaten…

Herkes tarafından kabul edilmesine ediliyor de gereken yapılıyor mu?

Sorunun yanıtı, ne yazık ki olumsuz…

Lafını eden çok da gerekeni yapan yok.

‘’Tarımsal üretime destek’’ diye bir şey söz konusu değil…

Destek olmadığı gibi, üreticileri üretimden vazgeçirmeye yönelik işler yapılıyor.

Üreticilerin hali ortada…

Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’bu milletin efendisi’’ dediği üreticilerin ‘’efendiliği’’ falan kalmadı.

Kendi topraklarında karın tokluğuna çalışan ‘’ırgat’’ gibiler…

Kazanç sağlayamadıkları gibi geçimlerini sağlamakta zorlanıyorlar.

Karşılaştıkları bin bir sıkıntı var.

Bu yıl da büyük sıkıntılar yaşadılar.

Önce kuraklık belasıyla karşılaştılar… Ürünleri yanıp kavrulan üreticiler oldu.

Arkasından kuru ayaz ve don belası ile karşı karşıya kaldılar… O belanın zarar verdiği üretici sayısı da oldukça fazla…

Bu kadar da değil…

Şiddetli yağışların yarattığı sel belası var… Ekili alanlar sular altında kaldı, çok sayıda üretici büyük zarar gördü.

Bin bir bela ile karşılaşan üreticiler sonunda hasada başladı.

Arpaları, buğdayları hasat ediyorlar.

Ürünlerini satmak konusunda 2 seçenekleri var.

Birisi TMO, diğeri de tüccarlar.

Seçeneklerden avantajlı olan belli… Tartışmasız TMO…

Her şeyden önce fiyat farkı var.

TMO’da 7,5 TL olan arpa tüccarlarda 4,5-5 TL ediyor.

Buğdayda da durum aynı…

TMO’da 8,25 olan buğdaya tüccarın verdiği para 5,25 TL…

Doğal olarak üretici ürününü TMO’ya vermek istiyor.

Ancak vermesi çok kolay değil…

Sözde ‘’randevulu sistem’’ getirildi.

Getirilirken de ‘’çiftçiye büyük kolaylık’’ olarak sunuldu.

Uygulanabilse ‘’çiftçiye kolaylık’’ olabilirdi.

Ne var ki sistem çalışmıyor.

Ürün teslimi için randevu almak, hastanelerde muayene için randevu almaktan kat be kat daha zor.

Randevu alınabilse bile günler sonrası için alınabiliyor.

Ürününü kaldıran üretici ne yapacak?

Büyük depoları yok ki koyup saklasınlar.

Ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Dahası, çoğu üreticinin kaybedecek zamanı yok.

Ürününü bir an önce satıp parasını alması gerek.

Alacaklılar kapılarında bekliyor.

Hiç istemeseler de ürünlerini götürüp tüccara satmak zorunda kalıyorlar.

Uğradıkları parasal zarar çok büyük…

Ürettiklerine bin pişman oluyorlar.

Sıkıntı günlerdir devam ediyor.

Üretilen bir çözüm yok.

Çözüm üretmek yerine ‘’sabır’’ dileniyor.

Sanki üreticinin sabredecek hali var.

Feryat ediyorlar…

Ne yazık ki duyan yok.

Ekip ekeceklerine bin pişman olmuş durumdalar.

Üretici sayısı her geçen gün azalıyor.

Bir zamanlar ‘’kendi kendine yeten bir ülke’’ konumunda olan Türkiye, samandan ayçiçeğine kadar her türlü ürünü ithal eden ülke haline durduk yere gelmedi ki…

Yapılan büyük yanlışlar, üreticilere yaşatılan sıkıntılar nedeniyle bugünlere gelindi.

Bugün dünleri çok arıyoruz…

Böyle giderse bugünler de aranır hale gelir.

Yapmayın beyler… Yaptığınız yanlışların faturası çok ağır oluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat Alp Arşivi