
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu işe birileri fren koymazsa Eskişehir'in karizması fena çizilecek.
Yayınlanma:
Hemen herkes hatırlar...
Paradan 6 sıfır atılmadan önce "Milyoncu" furyası vardı.
Şehir merkezinde, neredeyse 100 metre arayla "Milyoncu" dükkânları açılmaya başladı ardı arkasına.
Bunun hemen ardından "Telefoncu" furyası başladı.
Adım başı Telefoncu dükkânları sıralandı.
Sonrasında "Çiğ köfteci" dükkânları moda oldu.
Başınızı çevirdiğiniz her yerde bu dükkanları görüyordunuz.
Bunu "Kahveci" mekânları izledi.
Adım başı Kahve dünyaları, Kahve sarayları, Kahve evleri...
Bu arada...
İçkili mekânlar eksik kalmadı furyadan.
Balık restaurantları, Et Restaurantları, Cafe Restaurant, aklınıza gelebilecek her türlü konseptte birbiri ardına açıldı.
Tabi en son Oteller...
Daha 10 yıl öncesine kadar 3 yıldızlı otel sayısının 2-3'ü geçmediği Eskişehir'de, Türkiye'nin hatta Dünyanın en önemli Otel Markaları birbiri ardına Eskişehir'de Oteller yapmaya ve açmaya başladı.
Birbirinden güzel mimarilerde yeni Oteller yapıldı.
Birbirinden güzel konseptler ortaya konulmaya başlandı.
Ve birbirinden güzel hizmet Eskişehirlilere sunuldu.
Sonuç olarak...
Eskişehir değişime uğradıkça, değişimin gerektiği ticari girişimler de haliyle "Eskişehir'de olmalıyız" düşüncesiyle hareket etti.
Ancak...
Sanki biraz da ipin ucu kaçtı.
Otel yatırımları kararı elbette hesap kitap yapılarak gerçekleştirildi.
Elbette, milyonlarca dolarlık yatırım yapan firmalar parasını sokağa atmak için bu yatırımları yapmadı.
Elbette bir talep gördüler ki, yatırım yapmaya karar verdiler.
Ama...
Görünen o ki, sanki bu kadar Otel yatırımı Eskişehir'e yetti.
Bunu nereden mi biliyoruz?
Aslında bunun için sağlam bir araştırma ve soruşturma yapmaya da gerek yok.
Otel yatırımını kazançlı kılan en önemli iki unsur; Sahil ve Kumar'dır.
Eskişehir'de her ikisi de olmadığına göre, Eskişehir'in Otel talebi kapasitesi de aşağı yukarı ortadadır.
O nedenle...
Bugüne kadar yapılan Otel yatırımlarının üzerine bir başkalarının daha yapılması, sanki Eskişehir'in mevcut kapasitesine fazla gelecek gibi.
Dolayısıyla...
Belediyeler mi ? Yoksa Mesleki örgütler mi engel olur bilemiyoruz ama...
Artık bu Otel yatırımı mevzusunda, bir şekilde frene basmalı.
Aksi takdirde, Ünlü markaların birbiri ardına açtığı Oteller yarın müşteri bulamaz, para kazanamaz ve Eskişehir'den çekilme kararı alırsa, bu durum Eskişehir'in karizmasını fana halde çizer...
Eskişehir'den çekilme kararı alan o ünlü firmaların boşalttığı o Oteller ne hale gelir?
Bunu düşünmek bile istemeyiz...
.....
Siyaset kimin umurunda?
Çıkın sokağa, önünüze geleni durdurun.
Ardından da, Eskişehir'deki milletvekillerinin isimlerini sorun.
Bu soruyu sorduğunuz insanların tamamına yakını, milletvekillerinin isimlerini bilmiyor olacaktır.
Belki aralarından bir ya da ikisini tanıyan çıkabilecektir ama.
6 milletvekilinin 6'sını da tanıyana rastlamayacaksınız emin olun.
Çünkü...
Siyasete karşı son derece büyük bir ilgisizlik var.
Aynı durum Belediyecilikte biraz farklı...
Bir çok insan Eskişehir'deki Belediye başkanlarının isimlerini biliyor belki kendilerini de tanıyor ama, hala Belediye Başkanlarının kim olduğunu bilmeyenler de yok değil,
O nedenle...
Bizim sürekli bahsettiğimiz Eskişehir siyaseti Bin, bilemediniz 3 Bin kişinin etrafında dönüp dolaşıyor.
Konuştuğumuz siyasi gelişmeler, partilerin yapmış olduğu faaliyetler, milletvekillerinin birbirleriyle olan diyalogları, kavgalar gürültüler hep bu 3 Bin kişi etrafında anlam buluyor.
750 Bine varan bir nüfusa sahip bulunun Eskişehir'de, nüfusun neredeyse tamamına yakını için siyaset ve siyasi gelişmeler hiçbir anlam taşımıyor.
Çünkü...
Vatandaşın siyasetle ne alakası var, ne de siyasete merakı.
Bu tespitin ardından şöyle bir tablo çıkıyor ortaya.
Yönetmek isteyen ve yönetenlerle, yönetilenlerin tercih ve öncelikleri oldukça farklı.
Demek oluyor ki...
Siyaset, belli bir hedefi olup bu hedefe ulaşmak için bu işi yapanlarla, bu kişilerin etrafında toplanan kişiler haricinde diğerleri için hiçbir anlam taşımıyor...
.....
İddia oynayan Suriyeliler
Son günlerde Suriyelilerin Türk Vatandaşı olmaları tartışılıyor.
Binlerce Suriyeli'nin Türk vatandaşı yapıldığı, binlerce Suriyeli'nin daha vatandaş yapılmak için sırada olduğu konuşuluyor.
Önceki gün şahit olduk.
Gittiğimiz bir lokantada Suriyeli olduğunu öğrendiğimiz bir garson, bozuk Türkçesiyle "Ne vereyim abi" dedi iyi mi?
Aynı gün bir Alışveriş Merkezinin aynı zamanda şans oyunları oynatan Tekel bayisinde iki Suriyeli gencin resmen İddia kuponu doldurduğunu gördük.
Üstelik, İddia kuponuna yazdıkları maçlar, Türk takımlarının maçlarıydı.
Anlayacağınız...
Resmen Türk vatandaşı olmasalar da, Suriyeliler Türk gibi yaşamaya, Türk gibi davranmaya ve Türk gibi konuşmaya başlamış bile...
........
Biraz da gülmek lazım
Laz gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş. İş ilanında üniversite mezunu, iyi Fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoş geldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.