1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu işin üzerinden daha kaç seçim geçecek?

Demiryolu'nun yeraltına alınması çalışmaları 2008 yılında başladı.
Yani...
Üzerinden bir Mahalli seçim bir de Milletvekili Genel seçimi geçti.
Bu gidişle, bir mahalli seçim daha geçecek.
Hatta...
Bir Genel seçim daha.
Çünkü...
Bu işin 2016 yılına kadar bitirilmeyeceği artık ortaya çıktı.
Kim ne derse desin bu işin tek bir suçlusu var.
O da hükümet.
Bundan birkaç ay önce şöyle bir yazı kaleme almıştık.
Yeniden hatırlatmakta yarar var.
Eskişehir'in orta yerinden geçen Demiryolunun yer altına alınması meselesinde...
Eğer...
-"Bu Büyükerşen'in projesiydi. Görüyorsunuz O'nun hayalini bile biz gerçekleştiriyoruz" dediyseniz...
-Eskişehir'e gelen Ulaştırma Bakanınız " Bunu ne pahasına olursa olsun yapacağız" diye konuştuysa.
-"Bir yılda bitireceğiz. Üzerinde yaratılan alan da koskoca bir Bulvar olacak. Bulvara da 'Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı' ismini koyacağız" açıklaması yaptıysanız.
-Demiryolunun yer altına alınması kararı sonrasında Belediye başkanlarınız ve Milletvekilleriniz birbirlerine plaketler verdiyse...
Bu işi, verdiğiniz sözlerin karşılığında yerine getirecektiniz...
Ancak...
-2008 yılında başladığınız iş bu gün hala bitmediyse...
-Başta 4,6 Kilometrelik uzunluğu kırpa kırpa yarıdan da azına düşürmenize rağmen işi toparlayamadıysanız...
-"Temelden su çıkıyor" bahanesiyle yılları geçirip, bir adım dahi ilerleyemediyseniz.
-Sürekli "biri bizi engelliyor" türküsüyle işi bitirememenin suçunu başkalarına atmaya çalıştıysanız...
Kusura bakmayın ama...
Bu işin kabahatlisi resmen sizsiniz...
O yüzden başka suçlu falan aramayın...
Dünyanın neresinde olursa olsun 2 kilometrelik bir alanı 6 yıldır yer altına almayı beceremeyen bir yönetimi çıkıp "Kabahat bizim" der...
Bir tek siz demiyorsunuz...
-Hükümetiniz, Denizin dibinde "Marmaray" projesini bitirdi, siz hala "yerden su çıkıyor" diye Demiryolunu yeraltına almayı bitiremediniz.
-Hükümetiniz, başta Anıtlar Kurulu olmak üzere bir sürü engeli aştı, siz hala "Engelleniyoruz" türküsü çağırıyorsunuz.
-Hükümetiniz 2004 yılı sonunda başladı 63 Kilometrelik projeyi tamamlıyor, siz 6 yıla yakın zaman içinde 2 kilometreyi yer altına alamadınız.
Hem de mesafeyi kırparak kısaltmanıza rağmen.
Demek ki sizin hükümete sözünüz geçmiyor...
İyi güzel de...
Hükümet sizin hükümetiniz değil miydi?
......

Acaba ne söyleyecekler?
Suçu delillerle sabit olan bir zanlı hakim karşısına çıkmış.
Hakim "Ne söyleyeceksin?" deyince de;
-"Avukat istiyorum" diye tutturmuş.
Hakim;
-"Evladım. Suçun sabit. Deliler ortada. Zaten bu suçu işlemediğini inkar da etmiyorsun. Merak ettim. Ne diye Avukat isteyip duruyorsun? Avukat bu dosyanın bu halde olması karşısında ne söyleyecek ki?" deyince bizim zanlı;
-"Efendim ben de onu merak ediyorum işte. Bakalım ne söyleyecek?" cevabını vermiş.
AK Parti şu sıralar, yaşadığı yolsuzluk olaylarıyla bir hayli sıkıntılı.
Yakın bir gelecekte de seçimler var.
AK Parti adayları bu seçimler için çalışmalarını önümüzdeki günlerde hızlandıracak.
Muhtemelen...
Gezdikleri hemen her yerde, partinin yaşadığı bu yolsuzluk olayları kendilerine sorulacak.
-"Yok böyle bir şey" deseler olmaz, "Var böyle bir şey" deseler hiç olmaz.
Doğrusu biz de merak ettik.
Tıpkı fıkrada olduğu gibi acaba ne söyleyecekler?
.......

Hiç bu açıdan baktılar mı acaba?
Tam da "Artık CHP yazmayalım. Hem biz hem okurlar bıktı" diye klavye başına oturuyoruz ki, CHP'yi yeniden yazmamızı gerektiren bir olay mutlaka oluyor.
İşte yine bu psikolojiyle bilgisayarın başına oturmuştuk ki, il başkanı Nihat Çuhadar'ın açıklamaları geldi önümüze.
Hani şu;
-Eskişehir'de anket sonucu uygulanmazsa istifa ederim diyen...
-Odunpazarı belediye Başkan adayı belli olduktan sonra istifa eden...
-Odunpazarı adayının açıklandığı gece Parti binası önünde yakılan ateşin başında yer alan.
-İki gün sonrasında, yine parti binası önünde gerçekleşen Tabutlu Protesto gösterilerini alkışlayarak destekleyen.
-İstifa etmesinin üç gün sonrası "Ben bu işten caydım" diye istifasını geri alan.
-Yönetim içinde oylama yapılmak suretiyle iki ay içinde ikinci kez CHP il Başkanı olma rekorunu kıran Nihat Çuhadar'dan bahsediyoruz.
Ne demiş biliyor musunuz?
-"Partimizin Odunpazarı adayı Kazım Kurt'tur" demiş.
Galiba CHP de Kazım Kurt'un Odunpazarı adayı olduğunu en geç Nihat Çuhadar anladı.
Baksanıza;
Kazım Kurt'un Odunpazarı adayı olduğu 22 Aralık'ta belli oldu.
İl Başkanı 18 gün sonra çıkmış "Kazım Kurt Odunpazarı Belediye başkan adayımızdır" diyor.
Sadece bunu söylese iyi...
Sanki, Kazım Kurt'un adaylığına ilk tepkiyi gösteren, bu yüzden istifa eden, parti önündeki protesto gösterilerinde başrol oynayan kendisi değilmiş gibi, biz köşe yazarlarına göndermede bulunmuş.
-"CHP Her zaman çok renkli bir örgüttür." Demiş Nihat Çuhadar.
Haklı...
-" CHP'de her türlü eylem yapabilme özgürlüğü vardır."demiş.
Bunda da haklı.
Bir de...
-"CHP özgür bireylerin partisidir" demiş.
İşte bunda haklı mı bilemiyoruz?
Çünkü...
Demokrasinin olduğu yerde özgürlük olur.
Bu arada Nihat Çuhadar "AK Partide de benzer olaylar oluyor basın hep CHP'yi yazıyor" diyor ya...
Kırk kere söyledik yine söyleyelim.
AK Partide biat kültürü vardır.
Parti içi demokrasi yoktur.
Hatta...
11 yılda parti olma algısını bile tam anlamıyla başaramamıştır.
O yüzden, parti içinde demokratik olmayan uygulamalar AK Partiye yakışabilir.
Sonuçta insanlar lider egemenliğinin olduğu bir partide olup bitenlere "Ne bekliyordunuz ki?" deyip geçiştirebilir.
Ancak.
Benzeri demokratik olmayan uygulamaların, kuruluşu Cumhuriyetin ilanının da öncesine dayanan CHP'ye yakıştığı pek söylenemez.
Belki de bu yüzden sürekli CHP'yi ve CHP'de olup bitenleri yazıyor gazeteciler.
Belki de...
CHP'ye yakıştıramadığı için yazıyorlar.
Nihat Çuhadar olanlara hiç bu gözle baktı mı acaba?
.....

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir Tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk birşeyler yazıyor.
Oradan geçen bir Tilki:
- Hey Tavşan, ne yazıyorsun?
- Doktora tezimi yazıyorum.
- Ha öyle mi, çok güzel, ne hakkında?
- Tavşanların Tilkileri nasıl yedikleri hakkında.
- Yok canım, olur mu öyle şey, hiç Tavşanlar Tilki yerler mi?
- Olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim.
Beraberce Tavşanın yuvasına girerler. Biraz sonra Tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk birşeyler yazmaya devam eder.
Daha sonra oradan geçen bir Kurt, Tavşanı görür.
- Hey Tavşan, ne yazıyorsun?
- Doktora tezimi.
- Ne hakkında?
- Tavşanların Kurtları yemesi hakkında.
- Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır?
- Gel istersen göstereyim...
Yine beraberce yuvaya girerler. Tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar.
Tavşanın yuvasını merak mı ettiniz?
Manzara şudur:
Bir köşede Tilkinin kemikleri... Bir köşede Kurdun kemikleri...
Diğer köşede ise bir Aslan, kürdanla dişlerini temizliyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi