
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu işler biraz nasip biraz da şansa bakıyor...
-1989 yılı mahalli seçimleri hatırlıyoruz da...
Hiç hesapta yoktu Selami Vardar.
Çevre baskısıyla aday adayı yapıldı.
Ön seçim sonucu aday olmayı başardı ama, çok da şansı yoktu.
Girdi ve seçimi kazanıp, belediye Başkanı oldu.
-1994 yılı seçimlerini hatırlıyoruz.
Aydın Arat'ın esemesi bile okunmuyordu.
Aday belirleme için tanınan son gün DYP'nin adayı oluverdi.
Üstelik, kendisi de istemiyordu böyle bir görevi.
Zorla ikna edildi.
Bu şartlarda girdi ve seçimi kazandı.
-Aydın Arat'ın niyeti Milletvekili olmaktı aslında.
Görev süresi bittiğinde yeniden Belediye Başkanlığına aday olmayıp, Milletvekili olacaktı.
Önünde hiçbir engel de yoktu vekil olmasının.
Ama ömrü yetmedi, görev başında vefat etti.
-Orhan soydaş, hiç hesapta yokken Belediye'deki görevinden istifa edip,94 seçimlerinde Tepebaşı Belediye Başkanı olmuştu.
Aydın Arat vefat ettiğinde, meclis içinde oylama yapıldı ve Büyükşehir belediye Başkanı oldu.
Böylece, bir dönem içinde hem Tepebaşı hem de Büyükşehir belediye başkanlığı yaptı.
Hem de hiç hesapta yokken.
-Orhan Soydaş hiç hesapta yokken Büyükşehir belediye Başkanı olunca, tepebaşı Belediye başkanlığı görevi boşaldı.
Meclis içinde bir seçim yapıldı.
Seçimde Ömer Eker hiç hesapta yokken Tepebaşı Belediye Başkanı oldu.
-99 seçimlerinde, hiç hesapta olmayan ve belediye şirketinden istifa eden İsmail Haşim Ateş Odunpazarı Belediye Başkanı oldu.
-2004 seçimlerinde Milletvekili adayı olan Burhan Sakallı Odunpazarı, Büyükşehir adayı olan Tacettin Sarıoğlu Tepebaşı adayı oldu.
Üstelik: kendilerine hiç şans tanınmıyorken.
Diyeceğimiz o ki:
Bu işler biraz nasip işleri.
Sadece istemek yetmiyor.
Hangi planı yaparsanız yapın pek tutmuyor.
O makama o kadar yakın olan ve yakıştırılan bir sürü isim dururken, hiç hesapta olmayan, hatta son güne kadar adı dahi geçmeyen biri gelip o koltuğa oturuyor.
O yüzden...
Bu günden 2019 seçimlerinin planlarını yapanlara bir tavsiyede bulunmak istedik bu yazıyla...
Yukarıda verdiğimiz örneklerde de açıkça görüldüğü gibi çok istemek ve bu istek doğrultusunda çok gayret etmek yetmiyor.
Bu işler biraz nasip, biraz da şansa bakıyor...
.....
Arada sırada Eskişehir'de de konuşsa...
AK parti Eskişehir milletvekili Emine Nur Günay, Boğaziçi Ekonomik formunda konuşmuş.
Günay, geçtiğimiz günlerde Bahçelievler Gençlik merkezi toplantısında da konuşmuştu.
Emine Nur Günay, bundan bir süre önce G20 toplantısına katılıp, orada da bir konuşma yapmıştı.
Günay yine, bundan bir süre önce Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi'nde bir konuşma yapmıştı.
AK Parti Eskişehir milletvekili Emine Nur Günay, bundan bir süre önce yine bazı toplantılara katılıp, özellikle Ekonomi konusunda konuşmalarda bulunmuştu.
Hani diyoruz ki:
Emine Nur Günay arada sırada bu konuşmaları Eskişehir'de de yapsa.
Zaman zaman Eskişehir'de düzenlenen toplantılara da iştirak edip konuşsa.
Bu elbette bir eleştiri değil ama...
Arada sırada Eskişehirliler de, seçip meclise gönderdikleri Milletvekillerinin İstanbul ve yurt dışındaki toplantılarda yapmış olduğu konuşmaları dinleme imkanı bulsa...
......
"Bir gözümü çıkart" diyecek bir ton insan var bu şehirde...
Masallarda sıkça anlatılır ya...
Adam yolda yürürken karşısına Cin çıkmış...
-"Dile benden ne dilersen" demiş önce...
Ardından da;
-"Ne istersen yerine getireceğim ancak, senin istediğinin iki katını da komşuna vereceğim" diye eklemiş.
Adam hiç düşünmeden Cin'e dönüp cevap vermiş;
-"Bir gözümü çıkartmanı istiyorum"
Bu, her ne kadar masal da olsa;
-"Varsın ben olmayayım ama o da olmasın" mantığıdır.
Bu aynı zamanda;
-"Herkes benden beter olsun" düşüncesidir.
Ne yazıktır ki, bu düşünceyi hem kalplerinde hem de kafalarında yaşayan pek çok insan var.
Aslına bakarsanız...
Eskişehir'de bu düşüncenin hakim olduğu bir kent.
İşte bu yüzden bu kentte birlikte hareket edilemiyor.
Bu yüzden biraz olsun yükselmiş insanların paçalarından aşağıya çekiliyor.
Kendi konumlarını koruma pahasına, bir yatırım yapacak olana söylenilmedik laf bırakılmıyor.
Hiç kimse;
-"Adam büyürse vergi verir, daha çok adam çalıştırır, kente faydası olur" demiyor.
Aksine...
Büyüyüp daha yüksek cirolara ulaşmaması için, dedikodu mekanizması dahil hemen her yöntem deneniyor.
İşte bu anlatmış olduğumuz resmen;
-"Varsın ben olmayayım ama o da olmasın" düşüncesidir.
Bu düşünce ne yazıktır ki, bu şehri bulunduğu yerden daha yüksekte olmasının önünde duran en büyük hastalıktır.
Eskişehir bu hastalığı aşamadığı müddetçe, bu şehirde yaşayanlar önüne çıkan her Cin'e sırf komşusunu batırabilmek için "Bir gözümü oy" diyecektir.
Bu şehirde yaşayanlar "Az olsun ama sadece bana ait olsun" deme yerine, "Çok olsun hepimizin olsun" dediği gün, Eskişehir bu hastalıktan kurtulur.
......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
1- Bir adam gazeteye ilan vermiş: ''Eş arıyorum''.
Ertesi gün yüzlerce mektup almış. Hepsi aynı şeyi söylüyormuş.
''Benimkini alabilirsin.''
2- Bir adam karısına arabasının kapısını tutuyorsa emin olabilirsiniz.
''Ya arabası yenidir ya da karısı!...''
3- Bir genç babasına sorar; ''Baba evlenmek kaça mal olur?''
Baba cevap verir: ''Bilmiyorum oğlum, ben hálá ödüyorum.''
4- Evli erkeklerin psikolojisi arkadaşlarla lokantaya gitmeye benzer.
İstediğin yemeği sipariş edersin, sonra yanındakinin istediği yemeği görüp
''Keşke onu isteseydim'' dersin.
5- Evliliğin ilk yılında adam konuşur kadın dinler,
ikinci yılında kadın konuşur adam dinler,
üçüncü yılında her ikisi de konuşur, komşular dinler.
6- Bir kavgadan sonra kadın kocasına bağırır:
''Seninle evlendiğimde tam bir aptalmışım.'' Adam cevap verir: ''Evet aşıktım, fark edemedim.''