1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu kanun teklifi Büyükerşen'in aday gösterileceğini ispatlamıyor mu?

CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş TBMM Başkanlığına bir kanun teklifi sunuyor.
Sunduğu kanun teklifi Yılmaz Büyükerşen ile ilgili.
Mevcut yasaya göre, Belediye Başkanlığı makamı boşalırsa, yeni Belediye Başkanı meclis içinden seçiliyor.
Yani...
Yılmaz Büyükerşen'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için görevi bırakması halinde,yeni Eskişehir büyükşehir Belediye Başkanı meclis içinden seçilecek.
Meclis çoğunluğu AK partide olduğu için de muhtemelen yeni Büyükşehir belediye Başkanı, meclis içindeki AK partili bir üye olacak.
İşte bu yüzden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in Cumhurbaşkanlığına aday olması durumunda yeni büyükşehir belediye başkanının, çoğunluğu Ak Parti'de olan belediye meclisi tarafından seçilecek olması üzerine CHP harekete geçiyor.
Ve...
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş TBMM Başkanlığına bir kanun teklifi sunuyor.
Sunulan teklifte kısaca:
-"Belediye Başkanlığı makamının boşalması durumunda yeniden seçim yapılmalıdır" deniliyor.
Dahası...
Söz konusu kanun teklifi, Belediye başkanlığı makamının seçimlere 1 yıldan daha fazla süre kala boşalması durumunda, üç ay içerisinde yeni seçime gidilmesini öngörüyor.
CHP'li Adana Milletvekili tarafından verilen bu kanun teklifi mecliste görüşülür mü görüşülmez mi bilemiyoruz.
Ancak...
Verilen kanun teklifinin, Büyükerşen'in adaylığı sonrasında, Eskişehir büyükşehir Belediyesinin AK partiye geçmesinin engellenmesine yönelik olduğu açıkça görülüyor.
Şöyle bir düşünün.
Büyükerşen'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı henüz kesinleşmemiş.
Aday olup istifa etmesi halinde Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin, meclis çoğunluğuna sahip AK Partiye geçme durumu söz konusu.
İşte tam da böyle bir ikilemin yaşandığı günlerde CHP yeni bir kanun teklifi verip "Belediye Başkanı makamı boşalan yerlerde seçim yapılsın" istiyor.
Tüm bunlar sizce de Büyükerşen'in Cumhurbaşkanı adaylığının neredeyse kesin olduğunu göstermiyor mu?
......


Büyükerşen Kılıçdaroğlu'na Özel İdare mal dağıtımı konusunda sıkı bir brifing vermiş
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Eskişehir'de yaptığı konuşmanın son bölümü, faaliyetine son verilen Özel İdare mallarının dağıtımıyla ilgili.
Aynen şöyle diyor Kılıçdaroğlu:
-" Bakın büyük şehirlerde il özel idarelerin malları dağıtıldı. CHP'li belediyelere gelince hurda makineler mezarlıklar borçlar devredildi. Ambulans bile verilmedi, Sağlık Bakanlığına verildi. O ambulanslar düne kadar bütün Eskişehirlilere hizmet etmiyor muydu? Ediyordu. Niye elinden aldınız? Eskişehirli bunun hesabını sormalı. İzmir'de, Aydın'da pek çok yerde Tekirdağ'da öyle olduğunu bilmiyorum. Pek çok yerde belediyenin belediyeye verilmesi gereken binalar taşıtlar araçlar gereçler verilmedi. Hiç önemli değil. İktidarın görevi engel çıkarmak. Bizim görevimiz engelleri aşmak. Çünkü biz haklıyız, biz inanıyoruz, biz güçlüyüz. Haklıysak güçlüyüz. En büyük desteği nereden alacağız? Halktan alacağız. Bizim gücümüzü halktan aldığımızı halktan aldığımızı herkese anlatacağız."
Bu sözler, kapatılan Özel İdare mallarının dağıtımındaki adaletsizlikle ilgili olarak Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen7in son günlerde çok da sık kullandığı sözlerin aynısı.
Demek oluyor ki, Büyükerşen, Kılıçdaroğlu'na bu konu ile ilgili sıkı bir brifing vermiş.
Yoksa...
Sözlerin benzeri olmasını bir yana bırakın,vurguları bile tamamen aynı olması bu kadar da tesadüf olamaz
.....

Birbirinizi yiyerek
doyamazsınız...
Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ile limoni.
Büyükşehir Belediye Başkanı ise, hem Ticaret hem de Sanayi Odası başkanlarıyla kavgalı.
Milletvekilleri, Belediye Başkanlarıyla anlaşamıyor (Aynı partiden olmalarına rağmen)
Belediye Başkanları kendi aralarında bir hayli mesafeli durumda.
İl başkanlarının, Belediye Başkanları ile arası yok.
Rektörler birbirleriyle çok da "canım-cicim" değil.
Eskişehirspor kulüp başkanının Belediye Başkanları ile arası iyi değil.
Milletvekilleriyle Kulüp Başkanının arası da aynı şekilde.
Belediye başkanlarının parti teşkilatları ile arasında adeta uçurum var.
Parti teşkilatları kendi milletvekillerine mesafe koymuş.
İşadamları ise, birbirlerine son derece mesafeli.
Lokantacı, lokantacıyı sevmiyor, kahveci kahveciyi.
Gazozcunun hiçbiriyle arası yok.
Basın ayrı telden çalıyor, Sivil Toplum Örgütleri herkese savaş açmış durumda.
Kısacası...
Nedeni bir türlü bilinmeyen bir güç gösterisi yaşanıyor adı büyük, kendi küçük şehirde.
Hemen herkes, bulunduğu konumun değer görmesini ister ve beklerken, değer göstermesi gerekenlere bunu esirgemeye başlamış.
Nasreddin Hoca'nın dediği gibi "Ağaç bana gelmezse ben ağaca giderim" zihniyeti katiyen yok.
Anlaşılmaz bir şekilde "Ben"lik yarışı almış başını gidiyor.
Makamı bulan "Benim dediğim, benim istediğim olacak" diyor da başka bir şey demiyor.
"Bizim dediğimiz olsun"a hala geçemedi Eskişehir.
Bu gidişle kolay kolay geçemeyecek de.
Çünkü...
Kavga, mesafe, güç gösterisi ve bunun sonucunda birbirini yemeler hala tüm hızıyla devam ediyor.
Merak ettiğimiz?
Tüm bunlar olurken, yani bu şehrin yönetiminde bulunan seçilmiş ve atanmışlar güç gösterisi içinde birbirlerini yerken doyuyorlar mı acaba?

.....

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Delileri uçağa bindirmişler bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki sonunda pilot dayanamadı uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı en başta bir deli ötekilere uymamış akıllı uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi. Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli ötekileri derse almış olsa gerek diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede? diye...
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi