Mustafa Denizli, Ersun Yanal, Zico gibi önemli futbol adamlarını gündeme taşıyan yönetimimiz Alman Hoca Skibbe ile 3 yıllık sözleşme yaparak hepimizi şaşırttı. Görüşüldüğü söylenen isimlerden herhangi birisi ile anlaşma olmayacağını zaten tahmin ediyorduk. Hepimiz haklı olarak geçen sene ile karşılaştırdık olan biteni. Rıza Çalımbay gitmiş yeni Hocamızı arıyorduk. O zamanda gündem uzun süre Fatih Terim ve Zico ile görüşüyoruz denilerek meşgul edilmişti. Daha sonra birden bire Bucaspor' dan yeni ayrılan Bülent Uygun göreve getirilmişti. Bu yüzden camiamızda yeni Hocamızın kim olacağı konusunda tedirgin bir bekleyiş vardı. Bana göre Skibbe ismi herkesi rahatlattı. Elbette çok daha iyi tercihler yapılabilirdi. Ancak bu zamanda, bu şartlarda, camianın birçok isme karşı tepkisinin olduğunu da düşünürsek, iyi bir tercih yapıldığını söyleyebiliriz.
Skibbe'yi hepimiz G.Saray'daki başarısız döneminden hatırlıyoruz. Ama yine de akıllarda, güzel futbol oynatmak isteyen, karakterli, çevresi ile samimi ve iyi ilişkiler kurabilen bir Teknik Direktör olarak iz bıraktığı anlaşılıyor. G.Saray'ı yakından takip eden birkaç isimle konuşma imkânım oldu. Çok büyük umutlarla geldiğini ama yine de bekleneni veremediği için çok çabuk gönderildiğini söylediler. Bazıları esas sorunun G.Saray yönetiminde olduğunu, o yüzden Skibbe'yi suçlamamak gerektiğini ifade ettiler. Genelde olumlu konuşmalar Skibbe'nin karakteri ve insani yönleri hakkında oldu. Olumsuz olarak ise takımı iyi çalıştırmaması öne çıkarıldı. G.Saray'da futbolculara aşırı güvenmesi ve onların profesyonelce yaşadıklarını düşünmesi en büyük hatası olmuş. Ancak ben Alman Hoca'nın hatalarından ders aldığını, disipline ve güce dayanan Alman ekolünü Eskişehirspor'a taşıyacağına inanıyorum.
Bu arada şike operasyonu futbol kamuoyunu son derece germiş durumda. Futbol Federasyonunun bu süreçte kararlı ve güven verici bir tutum izleyememesi futbolun geleceği adına büyük bir şansızlık oldu. Şimdi herkes Federasyonun sorunu yeterince sahiplenmediğini, çözümü yanlış yerlerde aradığını ve illa ki bazı kulüpleri ve bazı kişileri kollamaya çalıştığını düşünüyor. Güven ortamının kaybolduğu bu günlerde ülkemiz futbolunun geleceği için hoşgörü, sabır ve sükûnete ihtiyacımız var. Ve biraz da "saygı"ya... Bu vesile ile Eskişehirspor camiası için haber peşinde koşan yerel basındaki arkadaşlarımıza tesislerde gösterilen saygısızlığın hiç de hoş olmadığını hatırlatırım.