
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
BU ŞEHİRDE TELEVİZYONLA SİNEMAYI KARIŞTIRANLAR VARKEN...
Yayınlanma:
Kendi evimde şu dijital platform dedikler kutulardan var.
Film, spor, belgesel hepsi mevcut!
Aradığım her şeyi, istediğim anda kanalları tarayıp buluyorum.
Eğlenceli oluyor tabi!
+++
Fakat;
Hiç birisi filmleri sinemada izlenmenin verdiği keyfi vermiyor.
Bu yüzden haftada en az bir kere de sinema salonlarında olurum.
Ailemle birlikte bir güzel sinema keyfi yaparım.
+++
Birde tiyatro var!
Hani Eskişehir'de yüz binlerce izleyicisi olan.
Biletleri için uzun kuyrukların oluştuğu ve aynı gün tükenen.
Ayrı bir dünya...
Dijital değil!
İnsan var içinde, sanat var, kültür var...
Binlerce kişiyi bir araya toparlayacak gücü var.
Evrensel boyutu var.
Her şeyi var.
+++
Yani sinema salonu da, tiyatro salonu da hiçbir şeyin yerini asla tutmaz.
Hele hele o kutuların yerini hiç tutmaz!
Sinema da, tiyatro da çok ayrı kültürlerdir.
Tabi bilene, farkına varabilene, kendisine bir şey çıkarabilene...
+++
Büyükerşen şunu söylemişti önceki gün;
"Her ilçede sinema salonu olacak.
Salonlar tiyatro sahnesi şeklinde kullanılacak.
Soğuk kış günlerinde kapalı alanlar oldukları için tiyatro oyunları sinema salonlarında da oynanacak.
Böylece ilçelerdeki ve köylerdeki halkımız sinema ve tiyatro kültüründen uzak kalmayacak.
Ancak Ak Parti kültür bütçesini kısınca, bu düşüncemiz de kaldı!"
+++
Kaçan bu trene üzüldüğümüzü söyledik dün.
Ancak, bizi daha da üzen farklı düşünceleri okuduk.
Maalesef bu şehirde "İlçedeki, köydeki insan televizyondan izliyor filmini, ne gerek var sinemaya gitmesine" diye düşünen kafaların olduğunu gördük.
Tıpkı "kenar mahalledeki insan ne anlar sinemadan, tiyatrodan" zihniyeti gibi!
Aralarında hiçbir fark yok!
Hatta bu daha beteri!
Resmen köylü vatandaşı hakir gören bir kafa bu!
Üzüntümüz bir kat daha arttı işte bu yüzden.
Bu mantık, bu zihniyet bu şehre, bu şehrin kültürüne, sporuna neler verebilir diye düşündük.
Tartışmasını bile yapamayız bu konunun.
Çünkü bu türlü zihniyetleri çok fazla konuşmaya bile gerek yok!
********************
ETO'NUN ORGANİZASYONUNU BAŞBAKANLIK YAPMIŞ
ETO'nun vergi ödül töreninde yaşananlara ilişkin iddiaları buradan paylaşmıştık.
Yazıyı okuyanlar hemen hatırlayacak;
"Böylesine yanlışlarla dolu bir organizasyonu asla kimse yapmaz!" dedik.
Zira Başbakanın defalarca sahneye kaldırıldığını, dahası sahneye sırtı dönük oturtulduğunu ifade ettik.
Milletvekillerinin arka masalara atıldığını, il başkanının da aynı muamele maruz kaldığını, hatta eşinin farklı bir masada oturduğunu söyledik.
Listede yer alan bazı isimlere de ödüllerinin verilmediğinden den vurduk.
+++
İddialar bu şekildeydi.
Yazımız üzerine Ticaret Odası'ndan arandık.
Yaşanan sorunların kendilerinden kaynaklanmadığını anlattılar.
Örneğin;
Başbakanın sahneye sırtı dönük olarak oturmayı kendisini istediğini anlattılar.
"Millete sırtımı dönmek istemiyorum" demiş.
Sahneye de sadece iki kez davet edilmiş.
Oturma planı ve diğer programlar da hep başbakanlığın programıymış.
Yani, ETO'nun ödül törenin hiçbir kısmında ETO yokmuş!
Yaşanan sorunlar da bu yüzden ETO'dan kaynaklanmamış...