1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu şehri yönetenlerin niye hiç geri vitesi yok?

Kendimizden örnek verelim.
Her gün yazı yazmak kolay iş değil.
Bazen saçma sapan yazılar da çıkıyor kalemimizden.
Bazen de yanlış yazılar yazıyoruz.
Yazdığımız yazının yanlış olduğunda yaptığımız tek şey, okurlardan ve yazının muhataplarından özür dilemek oluyor.
Bu köşede özür dilemek durumunda kaldığımız çok yazı olmuştur.
Bundan hiçbir zaman gocunmadık.
Yanlışta ısrar etme yolunu seçmeyi de hiç aklımıza getiremedik.
Belki yanlışlarımızın çoğunu telafi edemedik ama, hiç olmazsa özür dilemeyi bildik.
Özür dilememiz, yanlışı düzeltmedeki iyi niyetimiz bize bir şey kazandırdı mı bilemiyorum ama, bu tavrımızın bize bir şeyler kaybettirmediğini açıkça söyleyebiliriz.

YAPTIKLARI ELEŞTİRİYLE GÖREVE GELENLERİN ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLÜ YOK İYİ Mİ?
Nedendir bilinmez, özür dileme ve yanlıştan dönebilme erdemi şehri yönetenlerin çok da sık başvurduğu bir yöntem değil.
Birçoğu bırakın özür dilemeyi ve yanlıştan dönmeyi, birçoğu eleştirileri sayesinde geldikleri görevde, en küçük eleştiriye bile tahammülü olmayan insanlar olup çıkıyor.
Bakanından Milletvekillerine, Belediye Başkanlarından Kulüp, Dernek ve Oda Başkanlarına kadar bu şehirde söz sahibi olan isimleri şöyle bir aklınızdan geçirin.
Bugüne kadar her birinin yanlış kararları oldu.
Her biri yanlış söylemlerde bulundu.
Hangisi çıkıp özür diledi?
Hangisi çıkıp da "Bu iş yanlışmış. Yanlış olduğunu sonradan anladık. O yüzden bu yanlış işi sonlandırıyoruz" diyebildi?
Doğrusunu söylemek gerekirse, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın, açılan bir sergide yer alan tabloların İslam'a hakaret içermesi sonrasında yanlışı kabul etmesi ve direkt sorumlu olmamasına rağmen özür dilemesinden başka bir örnek hatırlamıyoruz.
Aksine...
Her yönetici, yanlış olduğunu bile bile yanlışı devam ettirme yoluna gitti.
Yanlışı kabullenmeyi kendileri için zafiyet zannetti.
Yanlıştan geri adım atmayı onuru ve gururuna yediremedi.

YA YOLLARI BİTECEK, YA DA
ARABALARI DEVRİLECEK
Halbuki, yanlışı kabul etmek de, yanlıştan geri dönmek de büyük bir erdemdir.
Çoğu zaman 5 adım öteye gidebilmek için iki adım geri çekilmek zorunda kalınmalıdır.
Ama nerde?
Bizi yönetenlerin geri vitesi yok.
Girdikleri yolun yanlış olduğunu bile bile, yanlış yolda sürmeye devam ediyor araçlarını.
Hem de...
Yanlış yolun doğru Caddeye çıkmayacağını bile bile...
Ne diyelim?
Yol da onların araba da...
Sonunda nasıl olsa...
Bu tavırlarıyla ya yolları bitecek, ya da arabaları devrilecek.
Çünkü gittikleri yol yol değil...
........

Kızılcıklı'da bari hız yapmayın

Tek yönlü yol Kızılcıklı Caddesi.
Üstelik iki tarafı araç parkı olan bir cadde.
Yan yana iki araba ancak seyredebiliyor.
Trafik de günün çoğu saati sıkışık.
Yani...
İsteseniz de hız yapamayacağınız bir caddeden bahsediyoruz.
Ama ne yapıyor ediyorlar, bu caddede hız yapmayı başarabiliyorlar.
Tek yönlü, iki tarafında park halinde araçlar olan ve yan yana iki aracın geçebileceği ve günün de hemen her saati yoğunluk olan bir caddede kaza olur mu?
Oluyor işte.
Böyle bir caddede hız yaparsan kaza da oluyor.
.......


Tramvaylardan çok ses çıkmaya başladı
Tramvay'ı faaliyete geçtiği günden bu yana destekliyoruz.
Motorlu araçlarla yapılan toplu ulaşım ile kıyaslandığında birçok avantajı olduğunu söylüyoruz.
Bu avantajların başında da Havayı kirletmemesi, akaryakıta bağımlı olmaması ve son derece sessiz olması geliyor.
Ancak...
Son günlerde dikkatimizi çeken bir durum var.
Bazı tramvaylar hareket halindeyken çok fazla ses çıkartmaya başladı.
Daha önceleri, arkanızdan geldiğini bile duyup hissetmediğiniz Tramvaylar bir hayli sesli çalışır oldu.
Elbette zaman içinde yıpranmış olabilir bu cihazlar.
Sonuçta insan yapımı makine.
Konunun uzmanı değiliz ama, Tramvayların hareket halinde çıkarttığı bu sesi kesme yöntemi de mutlaka vardır gibi geliyor bize...
......

Kuyudan taşı çıkart çıkartabilirsen artık!
-Kanlıpınar Gölet çevresinde bir park düzenlemesi yapıldı.
-Yapılan düzenleme ile oluşan parka "Şehr-i Derya ismi verildi.
-Odunpazarı Belediyesi'nde yönetim değişti.
-Gölet çevresinde oturan insanlar her nedense birden bu ismin değişmesini istedi.
-Belediye'ye isim değişikliği için imzalı dilekçeler verildi.
-Belediye yönetimi bu dilekçeleri Meclis'e gündem maddesi olarak getirdi.
-Konu mecliste görüşülüp komisyona havale edildi.
Yaşanan bu olay üzerine Çiftelerliler aradı.
-Dernek olarak bir süre önce Kazım Kurt'a "Hayırlı olsun" ziyaretinde bulunmuşlar.
-Ziyaret sırasında "Sizden bir de talebimiz olacak" demişler.
-Daha önce "Çifteler Caddesi" olan, daha sonra yapılan isim değişikliği ile "Cumhuriyet Bulvarı" ismini alan Bulvara, yeniden "Çifteler" isminin verilmesini istemişler.
-Bu konuda bize destek olun" demişler.
-Kazım Kurt da onlara "Talebiniz konusunda destek olacağız" cevabını vermiş.
Çiftelerliler şimdi, Şehr-i Derya isim değişikliğinin meclise getirilmesi sonrasında merak ediyor.
-"Bizim de isim değişikliği talebimiz meclise gelecek mi? Biz talebimizi bizzat Başkan'a ilettik. Bu talebimiz basında da yer aldı. İstenirse bütün Çifteler halkından da imza toplarız" diye soruyorlar...
Yarın, ismi Caddeden kaldırılan Kütahya'lılar başvuracak belediye'ye.
Ertesi gün Kıbrıs Şehitleri'nin yakınları.
Ve bu iş böyle uzayıp gidecek.
Çıkar çıkartabilirsen kuyudan taşı şimdi!
......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Köylünün biri eşeğini satmaya karar vermiş.50 milyon fiyat biçmiş. Herkes itiraz etmiş bu yüksek fiyata. Derken başka bir köylü razı olmuş ve satın almış. Satan köylünün akşam gözüne uyku girmemiş, demek ki var bir hikmeti de eşeği satın aldı demiş. Ertesi sabah sattığı kişiye gidip 75 milyon teklif etmiş. Tekrar satın aldığı eşşek bu sefer diğer köylüyü rahatsız etmiş. Sabahı sabah edip ilk sahibine 125 milyon verip tekrar almış. Bu böyle devam etmiş.
-Bir gün meydanda müthiş bir kalabalık bağıra bağıra bir eşeğin etrafında toplanmışlar. Bir yabancının dikkatini çekmiş ve eşeğin fiyatını sormuş; 995 milyon cevabını alınca: Olur mu be! En fazla 20 milyon eder demiş. Bir Köylü hemen itiraz etmiş:
-Abi sen ne diyorsun! Var ya bu eşek 1 Milyar direncini geçti mi 1.5 Milyara kadar yolu var...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi