(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

BU TAKIMDAN HERŞEY BEKLENİR

Bursa'dan verimsiz futbolun klasik temsilcisi bir Eskişehirspor geçti.
Eksiklerin artık bahane olmadığı gibi, 80 dakikalık futbolun geleceği ise endişe vericiydi...
Eskişehirspor'un son dakikalarda ki yapay baskısı hariç, farklı kaybetmesi gereken maçı, tek puanlık kazançla kapaması mucizeydi.
Kötümser olmayarak, 2-0'dan 2-2'ye gelen maçın iyi yanlarını arayıp Pazar gününe pusula tutarsak;
Bu beraberliği iç sahada haybeye kaybedilen puanların ödeştirmesidir diye düşünmek en mantıklısı...
***
Meseleye kötü oynarken bile puan almak yanından bakılırsa.
Geriden gelerek rakipten puan kopartmak güzeldir.
Fakat aynalar kendine dönüktür ama dışarıdaki görüntüyü görebilmek için yansımalara da bakmak gerekir.
Nedeni ise puan aldığı halde bu takım için gelecekle ilgili kuşkular kesildikçe uzayan tırnak gibi...
Şunu görmüş olduk ki; Eskişehirspor ile ilgili yorum yaparken, temkinli olmakta fayda var. Oynanan oyuna göre sonuçlar tutarsız...
Mersin maçında çok farklı bir senaryoya da şimdiden hazırlayın kendinizi. Çünkü bu takımdan her şey beklenir.
***
DERBİ AŞKTIR!
Pazar günü Eskişehir derbisinde aynı aşka düşmüş iki sevdalıyı izledik. Aynı maceranın iki kahramanı gibiydiler.
Beraberlik ikisine de yaramayacaktı...
İkisi de çok istedi ama galibiyet; kaliteyi mücadeleye tercih etti.
Maçın favorisi Demirspor'un istediğini almak gibi bir gücü vardı zaten. Ve aldılar.
Sağlıkspor'un ellerinin arasından kaçan yine puandı ama onlar gelecek maçlar adına avuç içleriyle umut dağıttılar.
***
Meselenin futbol kısmına bakarsak...
Orhan Türkmengil ve Serdal Eroy'dan çok, iki takım oyuncularının kalite farkı maçın belirleyici faktörüydü.
Maç boyu tedirginliğe ve gol yememeye tetiklenen Sağlıksporlu futbolculardı.
Ruh sükunetindeki takım Demirspor'du.
Sağlıkspor'un kaybetmeyi göze almadan kazanması mümkün olmazdı zaten.
Bu yüzden Demirspor istediğini aldı.
Onlarınki taçlanmış bir zaferdir. Sütbeyaz!
Şiir gibi gollerin atıldığı maçta bu gururu apolet yapmak o futbolcuların her birinin hakkıdır.
Gururun aslan payı da oyuna zamanında müdahalelerini yapan Orhan Türkmengil'e aittir.
***
GÖNÜLLERDEKİ SORU İŞARETİ?
Geçtiğimiz hafta Antalya Side'de Eskişehir'deki amatör kulüp idarecilerinin yer aldığı 1.Başkanlar toplantısına katıldım. Futbola gönülden bağlı yeni yüzleri yakından tanıma ve onların anılarıyla yeni tecrübeler kazanmanın mutluluğunu yaşadım.
Amatör camianın birbirini daha iyi ve yakından tanıması adına yapılan bu faaliyette emeği geçenlere teşekkür etmek bizlerin boynuna borçtur.
***
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu mesleğe başladığımdan bu yana sayısız toplantı ve panelde bulundum. Ama her şeyin böylesine açıkça konuşulduğu ve sıkıntıların yüksek sesle haykırıldığı bir oturum görmedim.
Amatör futbola yön verenlerin eteğinde ki taşları döktüğü toplantıdan bize kalan; Eskişehir'deki tesis eksikliğinin en büyük sıkıntı olduğuydu.
Peki; bu sıkıntının sebebi neydi ve bugüne kadar neden hiç kimse bir adım atmadı?
Bunun cevabını ise geçtiğimiz günlerde Spor İl Müdürü Hüseyin Aksoy verdi. Anlattıklarının içeriği yürek sızlatacak cinstendi. Bu kentte nüfusa göre spor yapma oranının Türkiye'de 80'inci sırada olması gibi...
***
Böylesine genç nüfusun bulunduğu bir şehirde spor yapma oranının bu kadar düşük olması görmezden gelinecek bir durum değil. Bu sıkıntı kentin tramvayından, trafik krizinden daha büyüktür. Tabiî ki (Karşı değilim) gençlerin eğlence mekanlarından çıkmaması daha değerli sayılmıyorsa...
***
Dün yoksulluk semalarında bayrak gibi dalgalanan bir resmi vardı spor sevgisinin.
Bilinmelidir ki... Bazı konularda prosedüre göre hareket etmek suç değildir, ama gönül prosedüründe suçtur.
Çünkü gönüllerdeki soru işaretlerini ve sıkıntıları yok etmeden yapılan hiçbir icraatın hükmü yoktur. İşte bu noktada ilimizin siyasileri, bürokratları ve en önemlisi Belediye başkanları artık somut adımlar atmalıdır. Ve Eskişehir gibi bir kentte tesisleşme adına böylesine bir ayıbın üzeri kapatılmalıdır. Hem de acilen...

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi