1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu üç fotoğraf bile her şeyi açıklıyor...

Kim ne derse desin Taksim yürüyüş yolunda ağaçların kesilmesiyle başlayan ve her gün devam eden süreç, Türkiye'nin son yıllarında yaşanan en önemli olaydır.
Yaşanan süreci çeşitli şekillerde yorumlayanlar var elbet.
Ama şu bir gerçek ki, yaşanan olayların bize göre özeti "İnsanların yaşam tarzına yapılan müdahaleye karşı kendiliğinden doğan tepki" dir.
Dahası...
Bu tepki için sokağa çıkan, balkondan tencere tava çalan, Türk bayrağını evinden sarkıtan ve şiddete maruz kalacağını bile bile avazı çıktığı kadar "istifa" diye bağıranlar içinde, her görüş ve düşünceden insan vardır.
Farklı düşünceye sahip bu insanları bir araya getiren ve protestonun şiddetinin her geçen gün artmasına neden olan unsur ise, kesinlikle insanların yaşam tarzına müdahalede ısrarcı olunmasıdır.
Sonuç olarak...
Yaşanan süreç, Dünyada ki hiçbir parti ya da örgütün düzenlemeyi başarabileceği boyutta bir süreç değil, aksine kendiliğinden oluşmuş ve büyümüş halkın bir inisiyatifidir.
Ve bu inisiyatif, süreç boyunca yanında ne muhalefet partilerini ne de askeri görmek istememiştir
Yukarıda da söyledik.
Yaşanan süreci çeşitli şekilde yorumlayanlar var.
Kimileri bizim gibi düşünüp, değerlendiriyor.
Kimileri de yaşanan sürece Erdoğan ve Ak parti penceresinden bakıp, "Provakasyon" ve "Dış güçlerin senaryosu" diyor.
Şu bir gerçek ki...
Meydanlarda çekilmiş şu üç fotoğraf bile yan yana konulduğunda, bu süreçte yaşananların kendiliğinden doğmuş bir halk inisiyatifi olduğu açıkça ortaya çıkıyor.
.......

Nabi Avcı'yı yazacaktık,
araya Taksim olayları girdi...
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı geçtiğimiz günlerde, Yazarların okullarda öğrenciler ile buluşması etkinliğine katılmak için gelmişti Eskişehir'e.
Etkinlikte de öğrencilerle buluşan yazarlara;
-"Ne olur okullara daha sık gelin" çağrısında bulunmuştu.
Öğrencilerin bundan çok faydalandığını söylemişti sonrasında.
İşte günlerdir bunu yazmak istiyorduk.
Bakan Nabi Avcı'ya hitaben;
-"Siz yazarlara 'Daha sık gelin. Çocuklara çok faydalı oluyor' diyorsunuz ya, işte biz de aynı nedenden dolayı size 'Daha çok gelin. Eskişehir'e faydalı oluyor' diye yazıp çiziyoruz" diyecektik.
Ama...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, araya Taksim olayları girdi...
Taksim olayları süreci içinde, özellikle de Başbakan'ın tavırlarını görünce şunu anladık ki;
Nabi Avcı meğer danışman olarak Başbakan'ın yakınındayken ciddi bir hizmet yapıyormuş.
Konuşmasından davranışlarına kadar hemen her şeyiyle ilgilenirken, önemli de bir görev üstleniyormuş.
Nabi Avcı'nın milletvekili olması ve Başbakan'ın yakınından ayrılmasından bugüne kadar geçen süre içinde ki tavır ve söylemlere bakıldığında, Nabi Avcı eksikliğinin Başbakan üzerinde ki olumsuzlukları nasıl da ortaya çıkıyor.
Sırf bu da değil.
Nabi Avcı'nın geçmişte, Başbakan üzerinde ne denli etkisinin olduğu, taksim olaylarını değerlendirmesiyle bile anlaşılıyor.

.......

Bundan sonra
sıkıyor mu ağaç kesmek?
Kendilerini sivri zekalı zannedenler her ne kadar "İki ağaç kesildi diye" başlayan cümlelerle yaşanan olayları özetlemeye çalışsa da...
Her ne kadar, süreç içinde yaşanların yaşam tarzına müdahaleye tepki göstermek olduğunu bir türlü anlamak istemese de...
Türkiye'nin en büyük halk inisiyatifinin ortaya çıkışı, Taksim Meydanında ki yürüyüş yolu ağaçlarının kesilmek istenmesi ile başladı.
Buraya yapılmak istenen AVM ye ağaçların kurban edilmemesine direnen birkaç kişinin gördüğü şiddet karşısında ateşlenen fitil, bir anda Türkiye'nin her yerini sardı.
Mesele iki ağaçtan çok öte bir şeydi ama...
İki ağacın kesilmesi ve kestirmek istemeyen bir avuç gence gösterilen şiddet, Türkiye'yi ayağa kaldırdı.
"İyi oldu, kötü oldu.", " Keşke hiç olmasaydı" gibi değerlendirmeler bir yana...
En azından güzel olan şu oldu ki, bundan böyle hiç kimse kolay kolay ağaç kesemeyecek.
Her yatırım, her bina, her işyeri planlanırken, herkes önce "Orada ağaç var mı?" diye sorgulayacak.
Bundan böyle ağaç kesmeye niyetlenen, sonrasında olabilecekleri kolay kolay göze alamayacak.
.......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir alman birde Türk komşularmış.. Almanın tavuğu bizim Türkün bahçesine yumurtlamış.. Türk le alman yumurta kavgasına tutuşmuşlar..
Alman:
-tavuk benim yumurta benim..
Türk:
-bahçe benim yumurta benim...diye tartisirlerken Türk ortaya bir fikir atmış:
-Birbirimizin karnına vuralım kim daha az yerde yatarsa o yumurtayı alsın..
-tamam demiş alman..
Türk gitmiş evden kalın kışlık botlarını almış, giymiş, sıkıca bağlamış, vurmuş...
Alman 10dk 20 dk derken yarim saat sonra kalkmış..
Sonra alman gitmiş botlarını getirmiş, giymiş, sıkıca bağlamış, tam vuracakken,
-Dur demiş Türk:
-Al senin olsun.. Bir yumurta için kavga ettiğimize değmez ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi