
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu yemini yerine getirmek yürek ve cesaret ister...
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Milletvekillerinin ettiği yemin bu...
Önceki gün hep birlikte ve milyonlarca insanın şahitliğinde bu yemini etti 550 milletvekili.
Malumunuz üzere, söz konusu bu yemini etmek gayet kolay...
Kağıttan okusanız bile oluyor.
Zor olanı, edilen bu yemine bağlı kalmak ve yeminin gereğini yerine getirebilmek.
Zira...
Tutulması yürek isteyen, yerine getirilmediğinde vebali son derece ağır olan ve ciddiye alınacak bir yemindir bu.
Aynı zamanda...
Yerine getirildiğinde milletvekiline itibar kazandıran, tutulmaması halinde ise aynı vekili toplum vicdanında mahkûm edebilecek de bir yemindir.
Halk görevini yapmış ve verdiği oylar ile 550 milletvekilini seçerek, onları yemin etme pozisyonuna taşımıştır.
550 Milletvekili de halktan aldığı gücü de arkasına almak suretiyle yemini ederek o kutsal vazifelerine resmen başlamıştır.
Bundan sonrası, yemin eden vekillerin bu yeminlerine sadık kalıp kalmayacağında gizlidir.
Yeminine sadık kalanlar şüphesiz ki, halkın verdiği gücü daima yanlarında hissedecek, yeminine sadık kalmayanlar ise, "ettiği yemini tutmayan", "Yeminine sadık olmayan" ve hatta "yeminini bozan" kişiler olarak daima anılacaktır.
Bizden söylemesi...
......
Vatandaş kimin iş yapıp kimin yapamayacağını anında çözer...
2007 seçimlerinde, Kemal Unakıtan ve Murat Mercan ile seçilip, meclise giden eski AKP milletvekili Nedim Öztürk anlatmıştı.
"Kemal Unakıtan Maliye Bakanı, Murat Mercan da Dışişleri komisyon başkanı olunca, iktidar Partisi'nden ulaşılabilir tek vekil ben kalmıştım" diye başlamıştı anlatmaya.
Devamla da...
-"Her gün meclisteki odamın önü adeta kuyruk oluyordu. Bir gün Eskişehir'den Demokrat Parti kökenli bir tanıdık geldi. Çiftçilikle uğraşıyordu. Çiftçilere yönelik haksız bir uygulama kendisini son derece mağdur etmişti. Durumu anlattı bana. Haklı buldum kendisini. Hemen ilgili bakanlıkta bulunan bürokratları aradım. "İnceleyip, dönelim" dediler. O sırada öğle tatili saati gelmişti. Odamın önünde bulunanlarla birlikte Demokrat Partili isme de "Hadi hep birlikte yemeğe inelim. Öğle sonrası işlerinizin takibine bakarız" dedim. Öyle de yaptık. Hep birlikte meclisin yemekhanesine indik. Yemeği yedikten sonra meclisteki odamıza çıkarken birden Demokrat partili ismin ortadan kaybolduğunu fark ettim. Nerede diye sorarken, karşıdan MHP Milletvekili Beytullah Asil ile kol kola girmiş geldiğini gördüm. Daha ben ağzımı açmadan demokrat partili isim "biliyor musun Nedim bey? Beytullah bey benim akrabam olur" dedi.
Ben bunu duyunca, "Partin DP, akraban MHP ama işi bana yaptırıyorsun. Bu nasıl oluyor?" diye takıldığımda, hiç de ummadığım bir cevap aldım. Zira, demokrat partili "Biz de siyaseti biliriz. İşi kimin yapıp kimin yapamayacağı hakkında az da olsa bilgi sahibiyiz. Çünkü Türkiye'de iktidar partisinden değilseniz, sizi hiçbir bürokrat dinlemez. O yüzden sana geldim" dedi. Haklıydı da. Zira, milletvekili olsan bile, iktidar partisinden değilsen Ankara'da çok etkili olamıyorsun" demişti.
Aslına bakarsanız...
Şimdiden sonra da bunun benzeri bir durum yaşanacak.
Nabi Avcı büyük ihtimalle yine Milli Eğitim bakanlığı koltuğuna oturacak.
Emine Nur Günay, Bakan olamasa dahi, hem Başbakanın ekonomi danışmanlığını sürdürecek, hem de ekonomiyle ilgili meclis içinde önemli bir görev üstlenecek.
Geriye bir tek, rahat ulaşılabilecek isim olarak Harun Karacan kalıyor,
Bu durumda...
Harun Karacan'ın başı tam yandı ki sormayın gitsin...
......
Vekillerin kapısına bırakılan notlar...
Meclisi oluşturan milletvekilleri önceki gün yemin etti.
Yemin öncesi milletvekili odalarının kapı altlarına birer not atılmış.
Kimin attığı bilinmeyen ve meclis idaresi tarafından da araştırılmaya alınan notlar üzerinde "yYemin etme, Meclise yılan sokma" ve "yYeminle Meclise girilmez" yazıları yer alıyormuş.
Görünen o ki...
Atılan notlara yazılan ve istenilene bir tek Leyla Zana uymuş.
Yemin etmemek için ne gerekiyorsa yapmış kadın...
......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bizim Temel ile Cemal bir gün lüks bir otelin lobisinde harika bir bayan görürler.
Temel der ki, 'Ula Cemal, gidip bi bakayim, bu hanımdan iş cikar mi ?'
Temel yaklaşır kadına, sorar :
- 'Benimle bi yemek,yemek ister misiniz ?'
- 'Bahse girerim şu kapidaki Mercedes sizin değil'
- 'Değildir'
- 'Şöyle iyi durumda bir banka hesabınız da yoktur sanırım'
- 'Yoktur'
- 'Karadeniz kıyılarında şöyle iki katlı bir çiftlik eviniz de yoktur heralde'
- 'Yoktur'
- 'Hadi o zaman çek arabanı!'
Temel boynu bukuk döner Cemal'in yanına :
- 'Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mersedesini bana verirsin ?'
- 'Veririm Temel'im'
- 'Bi telefon etsem kendi bankamda bana hesap açarlar mı ?'
- 'Acarlar Temel'im'
- 'Tamam o da kolay da, herhalde bizim peder üçuncu katı yıkmama izin vermez.