
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
BU YÖNETİMDEN ÇIKACAK KİMSE DEYOK!
Yayınlanma:
Eskişehirspor'u yönetmek geçmişte çok ama çok zordu.
Gelir neredeyse yok denecek kadar azdı.
Tek gelir saha ve formaya verilen cüzi miktardaki reklamlardı.
Ekstra gelir ise Ramazan aylarında oynatılan tombalalardan başkası değildi.
++++
Futbolculara ödenen paralar ile gelir birbirini karşılamayınca, kulüp sürekli zarar halindeydi.
Bu nedenle kulübe yönetici bulmak adeta mucize haline geliyordu.
Şehrin zenginleri diye tabir ettiğimizi kişilerin zaman zaman 'el altından' verdiği destekler yüzünden ittire kaktıra giden bir kulüp vardı.
Böylesi bir kulübün olağanüstü kongre yapması zaten hayal ürünüydü.
Kulübün başına gelen yönetimler 'bir an önce süre sona ersin de kongrede başkasına bırakayım' düşüncesindeydi.
Bu kongrelerde ise kulüp yönetimi şehrin siyasi gücü kimde ise onun gazıyla bulunur;
'Hele sen kulübü al ben sana kaynak bulacağım' vaatleri ile başkanlık birilerinin üzerine yüklenirdi.
***
Gel zaman git zaman bu tür kongrelerde yönetimlere girenler, kulüp yönetimi adına tecrübe sahibi olmaya başladılar.
Bu tecrübe takımın daha üst liglerde olmasına dair hırsı da artırdı.
Ve bu istek, oluşan yönetimler içerisinde yetişen isimleri ardı ardına başkanlık koltuğuna getirdi.
Yani 2000 yılı ile birlikte oluşan her yönetim bir sonraki dönemin adeta okulu gibi oldu.
Eskişehirspor yönetimleri o tarihten itibaren sürekli kendisine hedef koyup, kendi içerisinden başkanlar ve yeni yönetimler çıkarmayı başardı.
***
İşte bu düzeni başlatan isim Zeki Ünal oldu.
Kulübün yine zor bir dönenimde göreve gelen Ünal, oldukça iyi işler çıkardı.
O günleri çok iyi hatırlıyoruz.
Süleyman Çakır Caddesi üzerinde bir daireden bozma kulüp binasında bin bir güçlükle mücadele edildi.
Evet, sportif başarı sağlanmadı ama kurumsallaşma adına çok ciddi çalışmalar yapıldı.
Kurumsallaşma çatısı altında 'ciddi yönetim kurulu toplantıları' yapıldı.
O toplantılarda ise kulübün artık sportif anlamda da başarılı olması için atılması adımlar sürekli tartışıldı.
***
Zeki Ünal'ın görev süresi bu başarı için yetmedi.
Ünal, yönetimi içerisinden çıkardığı Ali Çelikoğlu'na görevi devretti.
Çelikoğlu iddialı olmasına rağmen istenen başarı yine gelmedi.
Bu kez Çelikoğlu yönetimi kendisinden sonraki dönem için bu kez Halil Ünal'ı çıkardı.
Halil Ünal sportif başarı adına önemli adımlar attı.
Kulübü resmen çamurdan çıkarıp, itibar görülen liglere doğru çıkardı.
Bugünkü PTT ligine gelindiğinde bu kez yine kendi yönetiminden bir isme bıraktı başkanlığı.
Nebi Hatipoğlu kulübü aldığında bu kez çıta hayli yükselmişti.
Yerinde sayan bir takımı kimse başarılı saymayacaktı.
Hırslı yapısı ile bilinen Hatipoğlu'da beklentileri boşa çıkarmadı.
Takımı Süper Lige çıkarıp, görevi tekrar Halil Ünal'a bıraktı.
+++++
O yıllardan başlayan ve artarak devam eden başarı silsilesi Halil Ünal'ın yeni döneminde artık tavan yaptı.
Ünal çok yakın bir tarihte Bulancak'la oynayan takımı İskoçya kapılarına dayadı.
Ardından Marsilya ile oynanan Avrupa kupası maçı ile hedefler çok daha yükseğe çekildi.
Fakat ne var ki, bu kez Ünal yönetimi içerisinden çıkan bir isim daha farklı başarıları kendisinin getireceğini iddia etti.
Şehirde 'Kulüp çok borçlandı' dedikoduları arasında 'Daha fazla kurumsallaşma' ve 'Şeffaf yönetim' vaatleri arasında kulüp tarihinin ilk seçimle gelen başkanı oldu.
2000 yılından bu yana uzanan ve gelişen süreçte sürekli yukarı doğru çıkan başarı kıstasını daha da yukarı çıkacağı beklentisi ile göreve başladı.
Fakat görevde kaldığı süre içerisinde beklenen o başarı gelmedi.
Kurumsallaşmayı, şeffaflaşmayı, alt yapı hamlelerini falan bırakın, takım sportif anlamda bile küme düşürüldü.
Ve yıllar sonra Eskişehirspor ilk defa çıtayı aşağı düşürdü.
+++++
Şimdi 'tüm bu kronolojiyi neden hatırlattın?' diye soracaksınız.
Efendim yeni jenerasyon bu kulübün nerelerden geldiğini bilmediği için anlatalım istedik.
Hep yukarı doğru giden başarı grafiğini nasılda dibe indiğini bir kez daha anlatalım istedik.
En önemlisi;
Bu yönetim içerisinden çıkacak bir başka kulüp başkanının olmadığını da söylemek istedik.
Yani mevcut yönetim sadece başarısız kalmakla kalmadı, kendi içinden 'şampiyon başkanlar' çıkaran yönetimler silsilesinin de önüne geçti.
Bu yüzden mevcut yönetim içinden çıkacak bir ismin başkanlığına kim sıcak bakabilir?
Aksine;
Son üç yılın başarısızlığın süreceği ve mevcut yönetimin takım üzerindeki etkisini süreceği endişesini ortaya çıkarır...
Genel kurul öncesi hatırlatalım istedik...