Giresun maçında aldığı galibiyetin ardından taraftarı ile bütünleşen ve şampiyonluk yolunda büyük bir adım atan Eskişehirspor, son 3 haftada yaptığı 8 puan kayıp ile herkesi hayal kırıklığına uğrattı.
Altay maçında silik bir futbol ortaya koyan, ardından Sakarya maçında beraberliğe sevinen Eskişehirspor, Metin Diyadin'in gönderilmesinin ardından Biyediç ile çıktığı ilk maçında Diyarbakır'a da yenilmekten kurtulamadı.
Şehirde; gencinden yaşlısına herkesin gördüğünü son 8 hafta kala gören ve Diyadin'i yollayan yönetimin bu kararı vermekte geç kaldığı bir gerçek. Göreve 8 maçlığına gelen, takımı tanımayan ve bunu da açıkça itiraf eden Biyediç'in işinin çok zor olduğu da ortada. Hele ki kalan zamanı dikkate alırsak hangi teknik direktör olursa olsun; bu saatten sonra takıma ne verebileceğini bir düşünün. Biyediç, Metin Diyadin'in son dönemlerinde kaybolan olumlu havanın tekrar kazanılması ve futbolcu teknik heyet arasında ki irtibatın sağlaması için çalışacak. Bunları başardığını düşünsek bile saydığımız unsurların şampiyonluğa yeterli olacağını sanmıyorum. Eskişehirspor'un kadro kalitesini doğru orantıda sahaya yansıtamadığı müddetçe ilk iki şansının zor olacağı gözüküyor. Kırmızı şimşeklerin önce futbol olarak gerçek benliğine kavuşması şart.
Şampiyonluk yarışındaki rakiplerine evinde puan kaptıran Eskişehirspor, ikinci yarı öncesi elinde bulundurduğu fikstür avantajını da kaybetti. Kırmızı şimşeklerin ligin ikinci yarısında Elazığ maçını bir kenara koyarsak, son sırada ki Mardin maçında bile deplasmanda kazanmakta zorluk çektiğini gördük. Kalan haftalarda içerdeki tüm maçlarını kazanıldığını varsaysak dahi Eskişehirspor'un dışarıda Samsun, Kocaeli ve Karşıyaka ile yapacağı maçlarının bu görüntü ile çok zor geçeceği ortada. Esas dikkat edilmesi gereken de, kırmızı şimşeklerin lig sıralamasında ki kaderini de yine bu deplasman maçlarının çizecek olmasıdır.
Artık kalan 7 haftada her maçı final havasında oynayacak olan Eskişehirspor'un bu olumsuz havada evinde oynayacağı İstanbulspor karşılaşması toparlanma açısından bir şans olabilir. Özellikle kırmızı şimşeklerin 2-3 maç ardı ardına kazanarak kendine olan özgüvenini kazanması şu dönem itibari ile çok gerekli.
Yeni teknik direktörü ile kırmızı şimşeklerin bir iki maçlık dönemde biraz şansa da ihtiyacı var. Geçiş döneminde kırmızı şimşekler ne kadar az puan kaybı yaparsa o kadar zirve yarışında tutunacaktır. Diyarbakır maçı unutularak, İstanbul maçı düşünülmeli. Aksi takdirde zor geçeceğini düşündüğüm İstanbul maçında kaybedilen puan bize bugünlerimizi bile çok aratır...