(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

BUNDAN SONRA!

Geçtiğimizin sezon sonunda; her yıl biraz daha artan soytarılığı, azalan insanlığı, çoğalan namussuzluğu düşünmüştüm...
Geçtiğimiz sezon her takıma aynı mücadeleyi göstermeyen soysuz rekabetin üzerini örtmeye çalışanları;
Her şeye bu kadar yakın olup, adaletin bir o kadar uzağında kalanları görmüştük.
Ama futbolun çantalarını boşalttılar. Neler çıktı baksanıza!
Şifreler, uyduruk deşifreler. Çeteler, dolar desenli peçeteler.
Futbolda adalet bir Sirk'e satılmış, kafes içinde dolaştırılan ve maskara edilen maymun gibiydi.
Ta ki 3 Temmuz sabahına kadar!
Bu tarihten sonra artık her şey değişecek ülkemiz futbolunda.
Futbolun dışında her şeyin tartışıldığı kötürüm düzende, yöneticiler vazgeçilmez düşkünlüklerini bundan sonra sergileyemeyecekler. Birbirlerine maya çalanlar, kendileri çalıp, bundan sonra kendileri oynayamayacaklar!
***
Herkes bu soruşturmadan ders çıkartmalı...
Bundan sonra;
Koyu renk takım elbise giydiği için değil, içinde sportmenlik duygusu taşıdığı için yönetici olabilen, insanlıktan çıkıp, vahşi dürtüler adına evrim geçirmeyen...
Çocuklarımızın futbol aşkına, söylemleriyle sarkıntılık etmeyen, yüreği cebinden zengin! Maça giden çocuklarımızı emanet edebilecek kadar güven verebilen yöneticiler olmalı.
Bundan sonra;
Rezaleti gurur, popülerliği soytarılık saymayan, içi yöneticiler tarafından doldurulmuş, karikatür balonu olmayan, yol kesen sokak serserileri gibi konuşmayı ilke edinmeyen, forma rengine göre değil, vicdanına göre yorum yapabilen...
Ve sadece adalet aşkıyla şahlanabilen!
Kalemini suikast silahı olarak kullanmayan...
Nazi subayı ruhuyla değil, halkın kolunda yürümenin ruhuyla yazabilen.
Sportmenlik adına verilen savaşta, karşısında en soysuz kralları görse bile, ölü taklidi yapmayan.
Suya yazdığını bile okutabilen spor yazarları olmalı.
Bundan sonra;
Tribünleri baştan çıkartan şehvetin temsilcisi olmayan,
İhtirasla iltimas arasındaki gezintide, her daim ellerini ovuşturmayan,
Mafyanın şefkatine sığınmayan Teknik direktörler olmalı.
Bundan sonra;
Edepsizliğin gizli geçidi olmayan,
Alemin kralı değil, sahaların efendisi olabilen,
Organlarını edepsizliğe değil, sportmenliğe bağışlayan,
Her türlü şartta şampiyonu alkışlayabilecek kadar erdeme sahip olan futbolcular olmalı.
Bundan sonra;
Yöneticilerin söylemleriyle hipnotize edilmemiş!
Toplu şiddet ayinlerinde nefrete tapınmayan, çete ruhunun temsilcisi olmayan,
Kazanırken, kaybettiği zaman ki kadar sakin olup, yenilmeyi bile erdem sayan,
Kendini sadece takımın aşkına amade eden ve tribünlere ölmeye değil, maç izlemeye gidebilen taraftarlar olmalı.
***
Ama acı bir gerçek var.
Eğer herhangi bir sistem, insanlara kötü görünüyor da, hâlâ var olmaya devam ediyorsa...
O yönetimin kötülüklerinin karşılığı, toplumda var demektir.
Yani;
Spordaki ahlaksızlık sadece polisin operasyonlarıyla değil, hepimizin vicdanlarından temizlenmelidir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi